Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararları Aleyhine Açılabilecek Dava Türleri Bölüm II
Logo



Av. Selen SÜSLER 2 Feb, 2024 universal

Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararları Aleyhine Açılabilecek Dava Türleri Bölüm II


Çalışmamızın birinci bölümünde anonim şirketlerin yapısı, organları, toplanma usulleri, genel kurul kararları, hukuki mahiyetleri, genel kurul kararlarının hükümsüzlük hallerinden yokluk ve butlan halleri, yokluk ve butlan sebebi ile açılabilecek tespit davaları hakkında detaylı açıklamalara yer verilmiştir. Çalışmamızın ikinci bölümde ise, genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünden iptal edilebilirlik halinde açılabilecek iptal davalarından bahsedilerek genel itibariyle genel kurul kararlarına karşı açılabilecek tespit ve iptal davaları, bu davaların hukuki mahiyetleri ve dikkat edilmesi gereken unsurları irdelenerek detaylı bir değerlendirmeye yer verilmek amaçlanmıştır.

I.GENEL KURUL KARARLARINA KARŞI AÇILABİLECEK İPTAL DAVALARI

Genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün bir diğer hali ise iptal edilebilirliktir. Bir genel kurul kararının iptal edilebilmesi için şekli unsurları tam olan mevcut bir karar olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra söz konusu genel kurul kararı yokluk veya butlan ile sakatlanmamış olmalıdır. [1] Dolayısıyla hakkında iptal kararı verilene kadar söz konusu genel kurul kararı geçerli kabul edilir. İptal edilebilirliğin genel kurul kararının yokluk veya butlan ile sakat olmasından en önemli farkı da budur.

İptal davası TTK’nın 445. ve 446. maddelerinde düzenlenmiştir. Genel itibariyle iptal edilebilirlikten söz etmek için genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle de dürüstlük kuralına aykırı olması şartı arandığını söylemek mümkündür. [2] Hatta “kanuna aykırılık” olarak kabul edilen iptal edilebilirlik sebebinden yalnızca TTK’nın değil, tüm kanun metinlerinin anlaşılması gerektiği kabul görmektedir. [3] Bu hallerde ilgili genel kurul kararının tarihinden itibaren üç ay içerisinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde kararın iptali için iptal davası açılabilecektir.[4] Genel kurul kararları aleyhine açılacak iptal davası 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) uyarınca bir inşai davadır.[5] HMK m.108 uyarınca “İnşaî dava yoluyla, mahkemeden, yeni bir hukuki durum yaratılması veya mevcut bir hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi yahut onun ortadan kaldırılması talep edilir.” Buna göre genel kurul kararının iptali davası da yenilik doğurucu nitelikteki inşaî davalardan kabul edilmesi gerektiğinden inşaî davanın hüküm ve sonuçlarına tabi olmak durumundadır.

a)TTK m.445 Uyarınca Kanuna Aykırılık

Kanuna aykırı genel kurul kararlarının iptali talep edilebilmektedir. Burada bahsedilen kanuna aykırılık yalnızca TTK ile sınırlı olmayıp tüm mevzuat hükümlerini kapsamaktadır. TBK m.27 uyarınca emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırılık butlan olarak kabul edilmiştir. Buna göre kanunlarda belirlenen emredici kurallara aykırı genel kurul kararları söz konusu olduğunda iptal edilebilirlikten değil butlan halinden bahsetmek gerekmektedir. Bu sebeple yok veya butlan olmayan ancak kanun hükümlerine aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının iptalinin talep edilebileceği kabul edilmelidir.

Doktrinde “kanuna aykırılık” kapsamına dahil edilmesi gereken yasal mevzuatlar konusunda bir tartışma bulunmaktadır. Bir görüş “bu terimin sadece normlar hiyerarşisi içerisinde anayasanın altında bulunan ve yasama organının kanun diye nitelendirdiği metinler olarak anlaşılmaması gerektiği” kanaatindedir.[6] Diğer bir görüş ise kanuna aykırılık maddesi için tayin edilmeye çalışılan kanun tabirinin bu geniş yorumlamanın bir baskı yaratabileceğini düşünmekte ve sınırlandırmanın dar bir şekilde yorumlanarak yapılması gerektiği kanaatindedir.[7]

Kanuna aykırılık sebebi ile iptali talep edilebilecek genel kurul kararlarına örnek olarak; ortakların rüçhan haklarını haksız şekilde elinden alan kararlar, gündemde bulunmayan konular hakkında alınan kararlar, oy hakkından yoksun pay sahiplerinin katılımı ile alınan kararlar, yetkisiz kişilerin karar alınmasına etkili olacak şekilde oy kullanması verilebilir.[8]

TTK m.445’in yanı sıra TTK m.357’de yer alan “Eşit İşlem İlkesi” başlıklı düzenlemeye aykırı genel kurul kararlarının da iptali talep edilebilecektir. Eşit işlem ilkesine ilişkin düzenleme Eski TTK döneminde mevzuatta yerini almamakta, ancak doktrin ve Yargıtay kararları ile kabul görmekteydi. Yeni TTK ile bu ilke kanun maddesi olarak hukukumuzda yerini aldı. Buna göre her pay sahibi eşit şekilde ve eşit şartlarda olmalı, eşit işlemlere tabi tutulmalıdır. Buradaki eşitlik hisse veya pay oranı anlamında olmayıp adaletli bir yapı olması amacını taşımaktadır. Örneğin TTK m.437 ile tanınan bilgi alma hakkı pay veya hisse oranına bakılmaksızın tüm paydaşlara eşit şekilde tanınmalıdır. Genel kurul kararlarının eşit işlem ilkesine aykırı olması, pay sahiplerinin özel menfaatlerinin korunmasının ihlallerine sebep olan genel kurul kararları iptal edilebilir kararlardır.[9] Ancak şunu da belirtmek gerekmektedir ki bazı hallerde eşit işlem ilkesine aykırı genel kurul kararlarının butlanla sakat olması mümkündür. Eğer ki eşit işlem ilkesini sürekli olarak kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaya yönelik genel kurul kararları alınırsa bu durum anonim şirketin temel yapısına aykırılık teşkil edeceğinden TTK m.447 uyarınca butlan yaptırımına tabi olmalıdır.

b)TTK m.445 Uyarınca Esas Sözleşmeye Aykırılık

TTK. m.339 uyarınca “Esas sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve bütün kurucuların imzalarının noterce onaylanması veya esas sözleşmenin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması şarttır.” Bu sebeple her anonim şirketin bir esas sözleşmesi bulunmaktadır. İlgili esas sözleşmede yer alan düzenlemelere aykırı bir genel kurul kararı alınması halinde söz konusu karar hakkında iptal davası açılabilir. Ancak belirtmek gerekir ki, kanunun emredici ya da tamamlayıcı ve yorumlayıcı bir hükmüne doğrudan ve birebir olarak esas sözleşmede yer verilmesi ve genel kurul kararının söz konusu bu düzenlemeye aykırılık teşkil etmesi halinde genel kurul kararının iptal edilebilirliğinden değil butlanından veya yokluğundan bahsetmek gerekmektedir.[10]

c)TTK m.445 Uyarınca Dürüstlük Kuralına Aykırılık

Anonim şirketlerde genel kurul kararları TBK m.2 gereğince dürüstlük kuralına uygun olarak alınmalıdır. Aksi takdirde dürüstlük kuralına uygun olmayan genel kurul kararlarının iptali istenebilecektir. Bu düzenleme ile özellikle amaçlanan, çoğunluğun haksız kararlarıyla azınlığı ezmesine engel olmaktır.

d)Çağrı Prosedürüne Aykırılık Halinde İptal Edilebilirlik

TTK m.446 ile çağrının usulüne uygun yapılmadığı hallerde pay sahipleri tarafından iptal davası açılabileceği öngörülmüştür. Genel kurula çağrı prosedürü TTK m.414, 415 ve 416’da düzenlenmiştir. Doktrinde genel kurula çağrı prosedürüne aykırı davranılmasının sonucunda alınan genel kurul kararları için farklı görüşler bulunmaktadır. Öncelikle genel kurul için yapılan çağrının hiç yapılmamış olması ile usulüne uygun yapılmamış olması arasında hükümsüzlük halleri bakımından farklılık olacağını belirtmek isteriz. Çağrının hiç yapılmamış olması halinde alınan genel kurul kararlarında yokluk halinden bahsedilmesi gerekmektedir. Ancak çağrının usulüne uygun yapılmamış olması durumunda alınan genel kurul kararları için iptal edilebilirlik tartışılmalıdır. Örneğin genel kurulun toplantıya çağrılmasına dair TTK’da yer alan hükümlerin çok ağır bir şekilde ihlal edilmemesi durumunda söz konusu genel kurul kararının iptal edilebilir olduğu kabul edilmektedir.[11] Bunun yanı sıra yalnızca usulsüz bir çağrı prosedürünün gerçekleştirilmesinin genel kurul kararının iptaline sebebiyet vermeyeceği, bu kararın esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptaline karar verilmesi gerektiğini düşünen yazarlar da mevcuttur.[12]

e)Genel Kurul Kararlarının İptalinde Etki Kuralı

TTK m.446/1-b gereğince; “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri” tarafından iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır. Burada bahsedilen “aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olma” hususu öğretide yaygın olarak ‘etki kuralı’ olarak anılmaktadır.[13]

Etki kuralı ile ifade edilmek istenen nedensellik bağı veya başka bir ifade ile uygun illiyet bağı kavramıdır.[14] Etki kuralı ile kastedilmek istenilen, yukarıda yer verilen TTK m.446’da sayılan usulsüzlüklerin gerçekleşmesi sebebi ile iptali istenen kararın genel kurul tarafından alınmış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu bu usulsüzlüklerin gerçekleşmemiş olması halinde iptali talep edilen genel kurul kararının hiç doğmayacak olması gerekmektedir. Etki kuralına dayanarak iptal davası açan davacı iddiasını ispatla yükümlüdür. Dolayısıyla pay sahipleri; genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, çağrının usulüne göre olmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, kendisinin genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini iddia ederken hem bu iddiasını ispatlamakla hem de genel kurul kararı ile söz konusu aykırılık arasında uygun bir illiyet bağı bulunduğunu kanıtlamakla yükümlüdür.[15]

Bunun yanı sıra belirtmemiz gerekir ki etki kuralına dayanarak açılabilecek tek dava iptal davası olup butlan sebebi ile etki kuralına dayanılarak tespit davası açılaması söz konusu olamayacaktır[16].

f)Genel Kurulun Verdiği Ret Kararlarının İptal Edilebilirliği

Genel kurul toplantısının gündeminde yer alan maddelerin kabulü söz konusu olduğu gibi reddine ilişkin bir sonuca da varılabilir. Bu suretle verilen ret kararlarına karşı iptal davasının açılıp açılamayacağı tartışmalıdır. Ancak bir gündem maddesi olumsuz da sonuçlansa kurul kararı olarak kabul edildiğinden genel kurul tarafından gündem maddesinin reddedilmesi halinde verilmiş olan kararın iptal davasına konu edilebilmesi gerekmektedir.[17] Ancak Yargıtay kararlarına göre, genel kurul toplantı gündemini oluşturan maddenin veya maddelerin reddedilmesi halinde genel kurul kararının iptali için başvuru yapacak kişi veya organın bu başvuruda hukuki yararının mevcut olması gerekmektedir.[18] Hukuki yararın mevcut olduğu durumlarda genel kurul tarafından verilen ret kararlarına karşı da iptal davası açılabilir.

g)İptal Davasının Tarafları

İptal davası yukarıda açıklandığı üzere inşai nitelikte bir davadır. İptali talep edilen genel kurul kararı yokluk ve butlan halinin aksine şeklen mevcut bir karardır. Dolayısıyla mahkeme tarafından iptaline karar verilene kadar hüküm doğurmakta olup, mahkemenin iptal kararının ardından tüm sonuçları ile baştan itibaren ortadan kalkmaktadır. TTK m.446 ile iptal davası açabilecek kişiler düzenlenmiştir. İptal davası açabilecek kişiler şunlardır:

  • Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
  • Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
  • Yönetim kurulu,
  • Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri

Buna göre pay sahipleri, yönetim kurulu ve TTK’da sayılan hallerde yönetim kurulu üyelerinden her biri iptal davası açabilir.

i.Pay Sahibinin İptal Davası Açması

TTK m.446/1-a uyarınca pay sahibinin istisnai haller dışında toplantıda hazır bulunması, olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini tutanağa geçirtmesi hallerinde iptal davası açabilmesi mümkündür. Bu istisnalar ise yine yukarıda yer verilen TTK m.446/1-b fıkrasında belirtilmiştir. İstisnalar haricinde pay sahibinin toplantıda hazır bulunması, olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini tutanağa işletmesi oldukça önemlidir. Öyle ki bu hususlar tam olsa dahi toplantının hazır bulunanlar listesinde adı olmayan pay sahibi söz konusu genel kurul kararı için iptal davası açamayacaktır.[19] Oy hakkından yoksun olan veya payları üzerinde intifa hakkı tesis eden pay sahipleri ise, olumsuz oy kullanamayacağından muhalefet şerhini tutanağa geçirmek suretiyle iptal davasını açabilmek için gerekli olan koşulları sağlayabilir. Şunu da belirtmekte fayda vardır ki muhalefet şerhinde gerekçe gösterilmesi zorunlu olmamakla birlikte gerekçe göstermiş olan pay sahibi, iptal davasında söz konusu bu gerekçe ile bağlı olmayıp farklı iddialar ve gerekçeler ile genel kurul kararının iptalini talep edebilir.

ii.Yönetim Kurulunun İptal Davası Açması

TTK m.390. gereğince yönetim kurulunun iptal davası açabilmesi için oy çokluğu ile karar alması gerekmektedir. Bunun yanı sıra yönetim kurulu tarafından iptal davası açabilmesi için genel kurul kararının hem kanuna hem esas sözleşmeye hem de dürüstlük ilkesine aykırı olması şartı aranmaktadır. Yönetim kurulu anonim şirketin hakkını savunuyor ve koruyor konumunda olan yönetsel bir organ olup bu ihlallerin varlığı halinde iptal talebini ileri sürebilir durumdadır. Zira bu hallerde yönetim kurulunun iptal davasını açması hem TTK ile kendisine tanınan bir hak hem de yine TTK ile kendisine yüklenen bir görevdir.[20]

iii.Yönetim Kurulu Üyelerinin İptal Davası Açması

Yönetim kurulu üyeleri ancak genel kurul kararlarının icrası halinde kişisel sorumlulukları doğacak ise ilgili genel kurul kararının iptalini talep edebilir. Uygulamada genellikle bu dava yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesi kararlarına karşı açılmaktadır. Ancak burada önem dikkat edilmesi gereken başka bir husus yönetim kurulu üyesine karşı sorumluluk davası açılıp açılmadığıdır. Zira sorumluluk davasında ibra edilmeme hakkındaki karar inceleneceğinden bu kararın iptali için açılan iptal davasının reddedilmesi söz konusu olacaktır.[21]

TTK m. 445’te iptal davasının kime karşı açılacağına ilişkin açık ve doğrudan bir kural getirilmemiştir. Ancak yokluk veya butlan sebebi ile açılabilecek tespit davalarında olduğu gibi iptal davası da anonim şirket tüzel kişisine karşı açılmalıdır.

h)İptal Davasının Süresi, Usulü, Hüküm ve Sonuçları

TTK m.445 uyarınca genel kurul kararının iptali için karar tarihinden itibaren 3 ay içerisinde iptal davası açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin geçirilmesi halinde genel kurul kararı kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olsa dahi geçerliliğini korur.[22] Yine üç aylık süre hak düşürücü nitelikte olduğundan davanın süresinde açılıp açılmadığı mahkeme tarafından re’sen gözetilir.[23] İptal davası süre yönü ile yokluk veya butlan sebebi ile açılan tespit davalarından farklıdır.

TTK m. 445’de iptal davasında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olup yetkili mahkeme olaraksa şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi belirlenmiştir. İptal davalarına ilişkin hangi yer mahkemesinin yetkili olacağına ilişkin düzenleme kesin yetki kuralı niteliğindedir. Dolayısıyla mutlak emredici hüküm olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle de mahkemelerin yetkisi hakkında herhangi bir yetki sözleşmesi yapılamayacak ve esas sözleşmede de bu konuda düzenlenemeyecektir.

TTK m. 1521 uyarınca “Ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” Buna göre iptal davasında basit yargılama usulü kabul edilmiştir.

TTK m.448 uyarınca genel kurul kararının iptali için bir iptal davası açılması halinde yönetim kurulu söz konusu davanın açıldığını ve duruşma gününü usulüne uygun olarak Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlayarak ilan etmelidir. Hatta tüzel kişiliğin bir internet sitesi varsa bu site üzerinden yayımlamalıdır. Mahkeme, davacıların teminat göstermesini talep edebilir.

Genel kurul kararlarının iptali için iptal davası açılması halinde mahkemeye, hangi iptal sebebine dayanılarak söz konusu davanın açıldığının açıklanması gerekmektedir.[24]

Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali için açılan iptal davalarına karşı istinaf ve temyiz yolu açıktır. Davacılar HMK ile belirlenmiş yasal sürelere uyarak istinaf ve temyiz yoluna başvurabilir.

Anonim şirketlerde genel kurul kararlarına karşı yokluk veya butlan sebebi ile açılabilecek tespit davalarında olduğu gibi genel kurul kararlarının iptali için açılabilecek iptal davalarında da mahkeme, TTK m.449 uyarında yönetim kurulu üyelerinin görüşlerine başvurabilir. Bunun neticesinde davaya konu genel kurul kararının geriye bırakılmasına karar verebilir. Bu karara karşı yalnızca istinaf yolu açık olup davacı HMK ile belirlenen yasal süre içerisinde geriye bırakılmaya ilişkin kararı istinaf edebilir.

Genel kurul kararlarının iptali için açılacak iptal davası söz konusu kararın icra edilebilirliğinin önünü kesmeyecektir. Bu sebeple iptal davası açılması halinde davanın açılmış olduğu mahkemeden; henüz dava açılmamışsa anonim şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemelerinden yürütmenin durdurulması kararı verilmesi talep edilebilir. Bu şekilde icra edilebilirliğin önüne geçerek gerçekten de iptali gereken bir karar olması ihtimalinde anonim şirketin ve ilgili kişilerin zarara uğramasının önüne geçilebilir.

Şayet mahkeme dava konusu kararın iptal edilmesi gerektiğine karar verir ve bu mahkeme ilamı kesinleşirse bu karar tüm pay sahipleri için hüküm ihtiva eder. Başka bir ifade ile kesinleşen bu karar, davada taraf sıfatı olmayan diğer pay sahiplerini de etkileyecektir. TTK m.450 uyarınca yönetim kurulu bu kararın bir suretini alarak derhal ticaret siciline tescil ettirmek ve tüzel kişiliğin internet sitesinde yayımlamakla yükümlüdür. Ayrıca yönetim kurulu iptal edilen genel kararlarını derhal yerine getirmekle yükümlüdür. Mahkeme kararı ile iptal edilen genel kurul kararı, yukarıda açıklandığı üzere genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren tüm sonuçlarıyla hükümsüz sayılacaktır. Söz konusu iptal davası kötü niyetli olarak açılmış ise davacılar, ortaklığın uğradığı zarardan TTK m.451 uyarınca müteselsilen sorumlu olur.

II.SONUÇ

İptal edilebilirlik halinin yokluk ve butlandan en önemli farklı iptal kararı verilene kadar geçerli bir hukuki işlemin mevcut bulunmasıdır. Burada kanuna aykırılık olarak belirlenen ihlal yalnızca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri olmayıp sair yasal mevzuatları da kapsamaktadır. Sayılan bu ihlallerden en az birini ihtiva eder genel kurul kararının iptali için açılabilecek dava ise iptal davası olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu bu iptal davası ise inşai nitelikte bir davadır. TTK m. 445 uyarınca iptal edilebilirliğin genel kurul karar tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde dava yoluyla ileri sürülmesi gerekmektedir. Yokluk ve butlan yaptırımı ise süresiz olarak itiraz şeklinde sürülebileceği gibi mevcut durumdan anlaşılıyorsa mahkeme tarafından re’sen de tespit edilebilmektedir. Hem tespit hem iptal davası anonim şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde, anonim şirket tüzel kişiliğine karşı açılmaktadır. İptal davası 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda m.445 ve 446. Maddelerde düzenlenmiştir. Buna göre pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyeleri tarafından iptal davası açılabilecektir. Ancak 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.146/1-b’de yer alan istisnalar hariç olmak üzere pay sahipleri toplantıda hazır bulunması, olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi koşulu ile iptal davası açabilecektir. Yokluk veya butlan sebebi ile açılacak olan tespit davası ise hukuki yararı bulunan her kişi tarafından açılabilir.

Her ne kadar 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile bu hükümsüzlük halleri düzenlenmişse de muğlak veya değinilmemiş unsurlar için doktrinde birçok farklı görüş bulunmakla birlikte Yargıtay kararları ile de içtihatlar oluşmuştur. Esasen 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile anonim şirket tüzel kişiliğinin korunması amaçlanmaktadır. Bu sebeple genel kurul kararlarına karşı başvurulacak hukuki yolların fazlasıyla detaylandırıldığı ve bazı noktalarda muğlak ifadelere yer verildiği açıktır. Bu sebeple ticari hayatta fazlasıyla yer alan anonim şirketler için dahi doktrinde fazlasıyla tartışma ve görüş yer almaktadır. Dolayısıyla uygulamada sıklıkla karşı karşıya kalınan anonim şirketin sıkıntısız işlemesi ve sürecini devam ettirebilmesi ile pay sahipleri ve hukuki menfaati bulunan kişilerin haklarının korunması için daha detaylı ve belirli düzenlemelerin yer alması gerektiği açıkça ortadadır.

KAYNAKÇA

Azize Akgül, “Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının Geçersizlik Halleri”, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Ocak-Şubat 2019, Cilt: 10, Sayı: 19-20, (“Akgül”) s.129-163

Burak Polat, “Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarına Karşı Açılan İptal Davası Sırasında Pay Devrinin Davacılık Sıfatına Etkisi” , TAAD , Ocak 2021 , Sayı: 45 , s.3

Dr. Öğr. Üyesi Sami Kocabıyık, “Anonim Şirket Olağan Genel Kurul Toplantısının Zamanında Yapılmamasının Doğurduğu Hukuki Sorunlar”

İpek Okyar, “Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararları Aleyhine Açılabilecek Dava Türleri”

Mehmet Cemil Türk, “Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının İptali”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2018 , s. 82

Mustafa Yavuz, “Anonim ve Limited Şirket Genel Kurul Kararlarının İptalinde Etki Kuralı”, Gümrük Ticaret Dergisi, Aralık 2021, Sayı: 26, (“Yavuz”) s.54

Oruç Hami Şener, “Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku”

Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, “Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Sakatlığı ve Müeyyidesi”

Ünal Tekinalp, “Tek Kişilik Ortaklık I” , s.230

Prof. Dr. İsmail Kırca, Doç. Dr. Feyzan Hayal Şehirali Çelik, Doç. Dr. Çağlar Manavgat, “Anonim Şirketler Hukuku Cilt I” , s.64 / Emine Bilgetekin, “Anonim Ortaklık Genel Kurul Kararlarının İptalinde Davacı Sıfatı”, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2019, s.39

Çalışmamızın birinci bölümünde anonim şirketlerin yapısı, organları, toplanma usulleri, genel kurul kararları, hukuki mahiyetleri, genel kurul kararlarının hükümsüzlük hallerinden yokluk ve butlan halleri, yokluk ve butlan sebebi ile açılabilecek tespit davaları hakkında detaylı açıklamalara yer verilmiştir. Çalışmamızın ikinci bölümde ise, genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünden iptal edilebilirlik halinde açılabilecek iptal davalarından bahsedilerek genel itibariyle genel kurul kararlarına karşı açılabilecek tespit ve iptal davaları, bu davaların hukuki mahiyetleri ve dikkat edilmesi gereken unsurları irdelenerek detaylı bir değerlendirmeye yer verilmek amaçlanmıştır.

I.GENEL KURUL KARARLARINA KARŞI AÇILABİLECEK İPTAL DAVALARI

Genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün bir diğer hali ise iptal edilebilirliktir. Bir genel kurul kararının iptal edilebilmesi için şekli unsurları tam olan mevcut bir karar olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra söz konusu genel kurul kararı yokluk veya butlan ile sakatlanmamış olmalıdır. [1] Dolayısıyla hakkında iptal kararı verilene kadar söz konusu genel kurul kararı geçerli kabul edilir. İptal edilebilirliğin genel kurul kararının yokluk veya butlan ile sakat olmasından en önemli farkı da budur.

İptal davası TTK’nın 445. ve 446. maddelerinde düzenlenmiştir. Genel itibariyle iptal edilebilirlikten söz etmek için genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle de dürüstlük kuralına aykırı olması şartı arandığını söylemek mümkündür. [2] Hatta “kanuna aykırılık” olarak kabul edilen iptal edilebilirlik sebebinden yalnızca TTK’nın değil, tüm kanun metinlerinin anlaşılması gerektiği kabul görmektedir. [3] Bu hallerde ilgili genel kurul kararının tarihinden itibaren üç ay içerisinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde kararın iptali için iptal davası açılabilecektir.[4] Genel kurul kararları aleyhine açılacak iptal davası 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) uyarınca bir inşai davadır.[5] HMK m.108 uyarınca “İnşaî dava yoluyla, mahkemeden, yeni bir hukuki durum yaratılması veya mevcut bir hukuki durumun içeriğinin değiştirilmesi yahut onun ortadan kaldırılması talep edilir.” Buna göre genel kurul kararının iptali davası da yenilik doğurucu nitelikteki inşaî davalardan kabul edilmesi gerektiğinden inşaî davanın hüküm ve sonuçlarına tabi olmak durumundadır.

a)TTK m.445 Uyarınca Kanuna Aykırılık

Kanuna aykırı genel kurul kararlarının iptali talep edilebilmektedir. Burada bahsedilen kanuna aykırılık yalnızca TTK ile sınırlı olmayıp tüm mevzuat hükümlerini kapsamaktadır. TBK m.27 uyarınca emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırılık butlan olarak kabul edilmiştir. Buna göre kanunlarda belirlenen emredici kurallara aykırı genel kurul kararları söz konusu olduğunda iptal edilebilirlikten değil butlan halinden bahsetmek gerekmektedir. Bu sebeple yok veya butlan olmayan ancak kanun hükümlerine aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının iptalinin talep edilebileceği kabul edilmelidir.

Doktrinde “kanuna aykırılık” kapsamına dahil edilmesi gereken yasal mevzuatlar konusunda bir tartışma bulunmaktadır. Bir görüş “bu terimin sadece normlar hiyerarşisi içerisinde anayasanın altında bulunan ve yasama organının kanun diye nitelendirdiği metinler olarak anlaşılmaması gerektiği” kanaatindedir.[6] Diğer bir görüş ise kanuna aykırılık maddesi için tayin edilmeye çalışılan kanun tabirinin bu geniş yorumlamanın bir baskı yaratabileceğini düşünmekte ve sınırlandırmanın dar bir şekilde yorumlanarak yapılması gerektiği kanaatindedir.[7]

Kanuna aykırılık sebebi ile iptali talep edilebilecek genel kurul kararlarına örnek olarak; ortakların rüçhan haklarını haksız şekilde elinden alan kararlar, gündemde bulunmayan konular hakkında alınan kararlar, oy hakkından yoksun pay sahiplerinin katılımı ile alınan kararlar, yetkisiz kişilerin karar alınmasına etkili olacak şekilde oy kullanması verilebilir.[8]

TTK m.445’in yanı sıra TTK m.357’de yer alan “Eşit İşlem İlkesi” başlıklı düzenlemeye aykırı genel kurul kararlarının da iptali talep edilebilecektir. Eşit işlem ilkesine ilişkin düzenleme Eski TTK döneminde mevzuatta yerini almamakta, ancak doktrin ve Yargıtay kararları ile kabul görmekteydi. Yeni TTK ile bu ilke kanun maddesi olarak hukukumuzda yerini aldı. Buna göre her pay sahibi eşit şekilde ve eşit şartlarda olmalı, eşit işlemlere tabi tutulmalıdır. Buradaki eşitlik hisse veya pay oranı anlamında olmayıp adaletli bir yapı olması amacını taşımaktadır. Örneğin TTK m.437 ile tanınan bilgi alma hakkı pay veya hisse oranına bakılmaksızın tüm paydaşlara eşit şekilde tanınmalıdır. Genel kurul kararlarının eşit işlem ilkesine aykırı olması, pay sahiplerinin özel menfaatlerinin korunmasının ihlallerine sebep olan genel kurul kararları iptal edilebilir kararlardır.[9] Ancak şunu da belirtmek gerekmektedir ki bazı hallerde eşit işlem ilkesine aykırı genel kurul kararlarının butlanla sakat olması mümkündür. Eğer ki eşit işlem ilkesini sürekli olarak kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaya yönelik genel kurul kararları alınırsa bu durum anonim şirketin temel yapısına aykırılık teşkil edeceğinden TTK m.447 uyarınca butlan yaptırımına tabi olmalıdır.

b)TTK m.445 Uyarınca Esas Sözleşmeye Aykırılık

TTK. m.339 uyarınca “Esas sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve bütün kurucuların imzalarının noterce onaylanması veya esas sözleşmenin ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzalanması şarttır.” Bu sebeple her anonim şirketin bir esas sözleşmesi bulunmaktadır. İlgili esas sözleşmede yer alan düzenlemelere aykırı bir genel kurul kararı alınması halinde söz konusu karar hakkında iptal davası açılabilir. Ancak belirtmek gerekir ki, kanunun emredici ya da tamamlayıcı ve yorumlayıcı bir hükmüne doğrudan ve birebir olarak esas sözleşmede yer verilmesi ve genel kurul kararının söz konusu bu düzenlemeye aykırılık teşkil etmesi halinde genel kurul kararının iptal edilebilirliğinden değil butlanından veya yokluğundan bahsetmek gerekmektedir.[10]

c)TTK m.445 Uyarınca Dürüstlük Kuralına Aykırılık

Anonim şirketlerde genel kurul kararları TBK m.2 gereğince dürüstlük kuralına uygun olarak alınmalıdır. Aksi takdirde dürüstlük kuralına uygun olmayan genel kurul kararlarının iptali istenebilecektir. Bu düzenleme ile özellikle amaçlanan, çoğunluğun haksız kararlarıyla azınlığı ezmesine engel olmaktır.

d)Çağrı Prosedürüne Aykırılık Halinde İptal Edilebilirlik

TTK m.446 ile çağrının usulüne uygun yapılmadığı hallerde pay sahipleri tarafından iptal davası açılabileceği öngörülmüştür. Genel kurula çağrı prosedürü TTK m.414, 415 ve 416’da düzenlenmiştir. Doktrinde genel kurula çağrı prosedürüne aykırı davranılmasının sonucunda alınan genel kurul kararları için farklı görüşler bulunmaktadır. Öncelikle genel kurul için yapılan çağrının hiç yapılmamış olması ile usulüne uygun yapılmamış olması arasında hükümsüzlük halleri bakımından farklılık olacağını belirtmek isteriz. Çağrının hiç yapılmamış olması halinde alınan genel kurul kararlarında yokluk halinden bahsedilmesi gerekmektedir. Ancak çağrının usulüne uygun yapılmamış olması durumunda alınan genel kurul kararları için iptal edilebilirlik tartışılmalıdır. Örneğin genel kurulun toplantıya çağrılmasına dair TTK’da yer alan hükümlerin çok ağır bir şekilde ihlal edilmemesi durumunda söz konusu genel kurul kararının iptal edilebilir olduğu kabul edilmektedir.[11] Bunun yanı sıra yalnızca usulsüz bir çağrı prosedürünün gerçekleştirilmesinin genel kurul kararının iptaline sebebiyet vermeyeceği, bu kararın esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptaline karar verilmesi gerektiğini düşünen yazarlar da mevcuttur.[12]

e)Genel Kurul Kararlarının İptalinde Etki Kuralı

TTK m.446/1-b gereğince; “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri” tarafından iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır. Burada bahsedilen “aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olma” hususu öğretide yaygın olarak ‘etki kuralı’ olarak anılmaktadır.[13]

Etki kuralı ile ifade edilmek istenen nedensellik bağı veya başka bir ifade ile uygun illiyet bağı kavramıdır.[14] Etki kuralı ile kastedilmek istenilen, yukarıda yer verilen TTK m.446’da sayılan usulsüzlüklerin gerçekleşmesi sebebi ile iptali istenen kararın genel kurul tarafından alınmış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu bu usulsüzlüklerin gerçekleşmemiş olması halinde iptali talep edilen genel kurul kararının hiç doğmayacak olması gerekmektedir. Etki kuralına dayanarak iptal davası açan davacı iddiasını ispatla yükümlüdür. Dolayısıyla pay sahipleri; genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, çağrının usulüne göre olmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, kendisinin genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini iddia ederken hem bu iddiasını ispatlamakla hem de genel kurul kararı ile söz konusu aykırılık arasında uygun bir illiyet bağı bulunduğunu kanıtlamakla yükümlüdür.[15]

Bunun yanı sıra belirtmemiz gerekir ki etki kuralına dayanarak açılabilecek tek dava iptal davası olup butlan sebebi ile etki kuralına dayanılarak tespit davası açılaması söz konusu olamayacaktır[16].

f)Genel Kurulun Verdiği Ret Kararlarının İptal Edilebilirliği

Genel kurul toplantısının gündeminde yer alan maddelerin kabulü söz konusu olduğu gibi reddine ilişkin bir sonuca da varılabilir. Bu suretle verilen ret kararlarına karşı iptal davasının açılıp açılamayacağı tartışmalıdır. Ancak bir gündem maddesi olumsuz da sonuçlansa kurul kararı olarak kabul edildiğinden genel kurul tarafından gündem maddesinin reddedilmesi halinde verilmiş olan kararın iptal davasına konu edilebilmesi gerekmektedir.[17] Ancak Yargıtay kararlarına göre, genel kurul toplantı gündemini oluşturan maddenin veya maddelerin reddedilmesi halinde genel kurul kararının iptali için başvuru yapacak kişi veya organın bu başvuruda hukuki yararının mevcut olması gerekmektedir.[18] Hukuki yararın mevcut olduğu durumlarda genel kurul tarafından verilen ret kararlarına karşı da iptal davası açılabilir.

g)İptal Davasının Tarafları

İptal davası yukarıda açıklandığı üzere inşai nitelikte bir davadır. İptali talep edilen genel kurul kararı yokluk ve butlan halinin aksine şeklen mevcut bir karardır. Dolayısıyla mahkeme tarafından iptaline karar verilene kadar hüküm doğurmakta olup, mahkemenin iptal kararının ardından tüm sonuçları ile baştan itibaren ortadan kalkmaktadır. TTK m.446 ile iptal davası açabilecek kişiler düzenlenmiştir. İptal davası açabilecek kişiler şunlardır:

  • Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
  • Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
  • Yönetim kurulu,
  • Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri

Buna göre pay sahipleri, yönetim kurulu ve TTK’da sayılan hallerde yönetim kurulu üyelerinden her biri iptal davası açabilir.

i.Pay Sahibinin İptal Davası Açması

TTK m.446/1-a uyarınca pay sahibinin istisnai haller dışında toplantıda hazır bulunması, olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini tutanağa geçirtmesi hallerinde iptal davası açabilmesi mümkündür. Bu istisnalar ise yine yukarıda yer verilen TTK m.446/1-b fıkrasında belirtilmiştir. İstisnalar haricinde pay sahibinin toplantıda hazır bulunması, olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini tutanağa işletmesi oldukça önemlidir. Öyle ki bu hususlar tam olsa dahi toplantının hazır bulunanlar listesinde adı olmayan pay sahibi söz konusu genel kurul kararı için iptal davası açamayacaktır.[19] Oy hakkından yoksun olan veya payları üzerinde intifa hakkı tesis eden pay sahipleri ise, olumsuz oy kullanamayacağından muhalefet şerhini tutanağa geçirmek suretiyle iptal davasını açabilmek için gerekli olan koşulları sağlayabilir. Şunu da belirtmekte fayda vardır ki muhalefet şerhinde gerekçe gösterilmesi zorunlu olmamakla birlikte gerekçe göstermiş olan pay sahibi, iptal davasında söz konusu bu gerekçe ile bağlı olmayıp farklı iddialar ve gerekçeler ile genel kurul kararının iptalini talep edebilir.

ii.Yönetim Kurulunun İptal Davası Açması

TTK m.390. gereğince yönetim kurulunun iptal davası açabilmesi için oy çokluğu ile karar alması gerekmektedir. Bunun yanı sıra yönetim kurulu tarafından iptal davası açabilmesi için genel kurul kararının hem kanuna hem esas sözleşmeye hem de dürüstlük ilkesine aykırı olması şartı aranmaktadır. Yönetim kurulu anonim şirketin hakkını savunuyor ve koruyor konumunda olan yönetsel bir organ olup bu ihlallerin varlığı halinde iptal talebini ileri sürebilir durumdadır. Zira bu hallerde yönetim kurulunun iptal davasını açması hem TTK ile kendisine tanınan bir hak hem de yine TTK ile kendisine yüklenen bir görevdir.[20]

iii.Yönetim Kurulu Üyelerinin İptal Davası Açması

Yönetim kurulu üyeleri ancak genel kurul kararlarının icrası halinde kişisel sorumlulukları doğacak ise ilgili genel kurul kararının iptalini talep edebilir. Uygulamada genellikle bu dava yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesi kararlarına karşı açılmaktadır. Ancak burada önem dikkat edilmesi gereken başka bir husus yönetim kurulu üyesine karşı sorumluluk davası açılıp açılmadığıdır. Zira sorumluluk davasında ibra edilmeme hakkındaki karar inceleneceğinden bu kararın iptali için açılan iptal davasının reddedilmesi söz konusu olacaktır.[21]

TTK m. 445’te iptal davasının kime karşı açılacağına ilişkin açık ve doğrudan bir kural getirilmemiştir. Ancak yokluk veya butlan sebebi ile açılabilecek tespit davalarında olduğu gibi iptal davası da anonim şirket tüzel kişisine karşı açılmalıdır.

h)İptal Davasının Süresi, Usulü, Hüküm ve Sonuçları

TTK m.445 uyarınca genel kurul kararının iptali için karar tarihinden itibaren 3 ay içerisinde iptal davası açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup sürenin geçirilmesi halinde genel kurul kararı kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olsa dahi geçerliliğini korur.[22] Yine üç aylık süre hak düşürücü nitelikte olduğundan davanın süresinde açılıp açılmadığı mahkeme tarafından re’sen gözetilir.[23] İptal davası süre yönü ile yokluk veya butlan sebebi ile açılan tespit davalarından farklıdır.

TTK m. 445’de iptal davasında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olup yetkili mahkeme olaraksa şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi belirlenmiştir. İptal davalarına ilişkin hangi yer mahkemesinin yetkili olacağına ilişkin düzenleme kesin yetki kuralı niteliğindedir. Dolayısıyla mutlak emredici hüküm olarak kabul edilmelidir. Bu nedenle de mahkemelerin yetkisi hakkında herhangi bir yetki sözleşmesi yapılamayacak ve esas sözleşmede de bu konuda düzenlenemeyecektir.

TTK m. 1521 uyarınca “Ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” Buna göre iptal davasında basit yargılama usulü kabul edilmiştir.

TTK m.448 uyarınca genel kurul kararının iptali için bir iptal davası açılması halinde yönetim kurulu söz konusu davanın açıldığını ve duruşma gününü usulüne uygun olarak Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlayarak ilan etmelidir. Hatta tüzel kişiliğin bir internet sitesi varsa bu site üzerinden yayımlamalıdır. Mahkeme, davacıların teminat göstermesini talep edebilir.

Genel kurul kararlarının iptali için iptal davası açılması halinde mahkemeye, hangi iptal sebebine dayanılarak söz konusu davanın açıldığının açıklanması gerekmektedir.[24]

Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali için açılan iptal davalarına karşı istinaf ve temyiz yolu açıktır. Davacılar HMK ile belirlenmiş yasal sürelere uyarak istinaf ve temyiz yoluna başvurabilir.

Anonim şirketlerde genel kurul kararlarına karşı yokluk veya butlan sebebi ile açılabilecek tespit davalarında olduğu gibi genel kurul kararlarının iptali için açılabilecek iptal davalarında da mahkeme, TTK m.449 uyarında yönetim kurulu üyelerinin görüşlerine başvurabilir. Bunun neticesinde davaya konu genel kurul kararının geriye bırakılmasına karar verebilir. Bu karara karşı yalnızca istinaf yolu açık olup davacı HMK ile belirlenen yasal süre içerisinde geriye bırakılmaya ilişkin kararı istinaf edebilir.

Genel kurul kararlarının iptali için açılacak iptal davası söz konusu kararın icra edilebilirliğinin önünü kesmeyecektir. Bu sebeple iptal davası açılması halinde davanın açılmış olduğu mahkemeden; henüz dava açılmamışsa anonim şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemelerinden yürütmenin durdurulması kararı verilmesi talep edilebilir. Bu şekilde icra edilebilirliğin önüne geçerek gerçekten de iptali gereken bir karar olması ihtimalinde anonim şirketin ve ilgili kişilerin zarara uğramasının önüne geçilebilir.

Şayet mahkeme dava konusu kararın iptal edilmesi gerektiğine karar verir ve bu mahkeme ilamı kesinleşirse bu karar tüm pay sahipleri için hüküm ihtiva eder. Başka bir ifade ile kesinleşen bu karar, davada taraf sıfatı olmayan diğer pay sahiplerini de etkileyecektir. TTK m.450 uyarınca yönetim kurulu bu kararın bir suretini alarak derhal ticaret siciline tescil ettirmek ve tüzel kişiliğin internet sitesinde yayımlamakla yükümlüdür. Ayrıca yönetim kurulu iptal edilen genel kararlarını derhal yerine getirmekle yükümlüdür. Mahkeme kararı ile iptal edilen genel kurul kararı, yukarıda açıklandığı üzere genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren tüm sonuçlarıyla hükümsüz sayılacaktır. Söz konusu iptal davası kötü niyetli olarak açılmış ise davacılar, ortaklığın uğradığı zarardan TTK m.451 uyarınca müteselsilen sorumlu olur.

II.SONUÇ

İptal edilebilirlik halinin yokluk ve butlandan en önemli farklı iptal kararı verilene kadar geçerli bir hukuki işlemin mevcut bulunmasıdır. Burada kanuna aykırılık olarak belirlenen ihlal yalnızca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri olmayıp sair yasal mevzuatları da kapsamaktadır. Sayılan bu ihlallerden en az birini ihtiva eder genel kurul kararının iptali için açılabilecek dava ise iptal davası olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu bu iptal davası ise inşai nitelikte bir davadır. TTK m. 445 uyarınca iptal edilebilirliğin genel kurul karar tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içerisinde dava yoluyla ileri sürülmesi gerekmektedir. Yokluk ve butlan yaptırımı ise süresiz olarak itiraz şeklinde sürülebileceği gibi mevcut durumdan anlaşılıyorsa mahkeme tarafından re’sen de tespit edilebilmektedir. Hem tespit hem iptal davası anonim şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde, anonim şirket tüzel kişiliğine karşı açılmaktadır. İptal davası 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda m.445 ve 446. Maddelerde düzenlenmiştir. Buna göre pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyeleri tarafından iptal davası açılabilecektir. Ancak 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.146/1-b’de yer alan istisnalar hariç olmak üzere pay sahipleri toplantıda hazır bulunması, olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi koşulu ile iptal davası açabilecektir. Yokluk veya butlan sebebi ile açılacak olan tespit davası ise hukuki yararı bulunan her kişi tarafından açılabilir.

Her ne kadar 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile bu hükümsüzlük halleri düzenlenmişse de muğlak veya değinilmemiş unsurlar için doktrinde birçok farklı görüş bulunmakla birlikte Yargıtay kararları ile de içtihatlar oluşmuştur. Esasen 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ile anonim şirket tüzel kişiliğinin korunması amaçlanmaktadır. Bu sebeple genel kurul kararlarına karşı başvurulacak hukuki yolların fazlasıyla detaylandırıldığı ve bazı noktalarda muğlak ifadelere yer verildiği açıktır. Bu sebeple ticari hayatta fazlasıyla yer alan anonim şirketler için dahi doktrinde fazlasıyla tartışma ve görüş yer almaktadır. Dolayısıyla uygulamada sıklıkla karşı karşıya kalınan anonim şirketin sıkıntısız işlemesi ve sürecini devam ettirebilmesi ile pay sahipleri ve hukuki menfaati bulunan kişilerin haklarının korunması için daha detaylı ve belirli düzenlemelerin yer alması gerektiği açıkça ortadadır.

KAYNAKÇA

Azize Akgül, “Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının Geçersizlik Halleri”, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Ocak-Şubat 2019, Cilt: 10, Sayı: 19-20, (“Akgül”) s.129-163

Burak Polat, “Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarına Karşı Açılan İptal Davası Sırasında Pay Devrinin Davacılık Sıfatına Etkisi” , TAAD , Ocak 2021 , Sayı: 45 , s.3

Dr. Öğr. Üyesi Sami Kocabıyık, “Anonim Şirket Olağan Genel Kurul Toplantısının Zamanında Yapılmamasının Doğurduğu Hukuki Sorunlar”

İpek Okyar, “Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararları Aleyhine Açılabilecek Dava Türleri”

Mehmet Cemil Türk, “Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının İptali”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2018 , s. 82

Mustafa Yavuz, “Anonim ve Limited Şirket Genel Kurul Kararlarının İptalinde Etki Kuralı”, Gümrük Ticaret Dergisi, Aralık 2021, Sayı: 26, (“Yavuz”) s.54

Oruç Hami Şener, “Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku”

Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, “Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Sakatlığı ve Müeyyidesi”

Ünal Tekinalp, “Tek Kişilik Ortaklık I” , s.230

Prof. Dr. İsmail Kırca, Doç. Dr. Feyzan Hayal Şehirali Çelik, Doç. Dr. Çağlar Manavgat, “Anonim Şirketler Hukuku Cilt I” , s.64 / Emine Bilgetekin, “Anonim Ortaklık Genel Kurul Kararlarının İptalinde Davacı Sıfatı”, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2019, s.39

Abone Ol Paylaşılan bloglardan haberdar olmak için abone olabilirsiniz
E-Bülten aydınlatma metni için tıklayınız