Çalışan Şirketin Sırlarını Satarsa!
Logo



Feride Hilal İmal 23 Dec, 2018 Takvim

Çalışan Şirketin Sırlarını Satarsa!


Şirketin tüm sırlarını bilen işçi rakip firmaya transfer olursa işçiye dava açılabilir mi? İşçinin rekabet etme yasağı nedir?

İşçi çoğu zaman çalıştığı işyerinin tüm ticari bilgilerine sahip olmakta ve bu bilgilerin rakipler tarafından öğrenilmesi işverenin aleyhine büyük sıkıntılar doğurmaktadır. Bu nedenle de kanunumuz işçiye bu konuda bir takım yükümlülükler yüklemiştir.

Bunlardan en önemlisi sadakat yükümlülüğüdür Türk Borçlar Kanunu'nun 396. Maddesi "İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.

İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz.

İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür." şeklindedir. Yani işçi çalıştığı süre boyunca işverenine sadık olmak zorundadır.

 

Peki işçi işten ayrıldıktan sonra durum ne olacak?

İşçinin işten ayrıldıktan sonra işverenine karşı bir sadakat yükümlülüğü kalmıyor. Ancak bu durum işçinin eski işverenine karşı rekabet içine girebileceği, onun zararına iş ve eylemler yapabileceği, rakip firmaya iş sırlarını verebileceği anlamına gelmiyor. İşten ayrılma ile sadakat yükümlülüğü yerini rekabet yasağına bırakıyor.

Yani işçinin eski işvereni ile rekabet etme yasağı var ve bu yasak iş sözleşmesinin bitmesi ile başlıyor. Rekabet yasağı yine Türk Borçlar Kanunu'nun 444. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 444. Maddesine göre rekabet yasağı 'Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.' şeklindedir.

Uygulamamızda çoğunlukla İşverenler haklı olarak iş ilişkisinin sona ermesi ile işletmenin ticari sırlarına vakıf olan işçiye karşı kendi haklarını korumak için iş sözleşmelerinde işçinin rekabet etme yasağına yer vermekte ve işçinin rekabet etme yasağına aykırı davranması halinde bir cezai şarta yer vermektedirler.

Bu hüküm gereği işverenler genellikle işçilerin işten ayrıldıktan sonra ayrı sektörde faaliyet gösteren başka bire işyerinde çalışmalarını yasaklamaktadırlar.

 

Peki, işçinin deneyim kazandığı bir sektörde çalışmasının yasaklanması, çalışma özgürlüğüne yapılan bir müdahale değil midir?

İşte hem işverenin hem de işçinin hak ve çıkarlarını korumak amacıyla, iş sözleşmelerinde düzenlenen rekabet etme yasağı hükümlerinin geçerli olabilmesi için bir takım sıkı kriterler getirilmiştir. Öncelikle rekabet yasağı yukarıda ilgili kanun maddesinde de sözü edildiği üzere, yazılı olmalıdır. Yani iş sözleşmesinde veya ayrıca bir yazılı sözleşme ile bu şekilde bir düzenleme yapılmadıysa işçinin işverenine karşı rekabet etme yasağı kapsamında kural olarak böyle bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Kaynak:https://www.takvim.com.tr/yasam/2018/12/23/calisan-sirketin-sirlarini-satarsa

Şirketin tüm sırlarını bilen işçi rakip firmaya transfer olursa işçiye dava açılabilir mi? İşçinin rekabet etme yasağı nedir?

İşçi çoğu zaman çalıştığı işyerinin tüm ticari bilgilerine sahip olmakta ve bu bilgilerin rakipler tarafından öğrenilmesi işverenin aleyhine büyük sıkıntılar doğurmaktadır. Bu nedenle de kanunumuz işçiye bu konuda bir takım yükümlülükler yüklemiştir.

Bunlardan en önemlisi sadakat yükümlülüğüdür Türk Borçlar Kanunu'nun 396. Maddesi "İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez.

İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz.

İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür." şeklindedir. Yani işçi çalıştığı süre boyunca işverenine sadık olmak zorundadır.

 

Peki işçi işten ayrıldıktan sonra durum ne olacak?

İşçinin işten ayrıldıktan sonra işverenine karşı bir sadakat yükümlülüğü kalmıyor. Ancak bu durum işçinin eski işverenine karşı rekabet içine girebileceği, onun zararına iş ve eylemler yapabileceği, rakip firmaya iş sırlarını verebileceği anlamına gelmiyor. İşten ayrılma ile sadakat yükümlülüğü yerini rekabet yasağına bırakıyor.

Yani işçinin eski işvereni ile rekabet etme yasağı var ve bu yasak iş sözleşmesinin bitmesi ile başlıyor. Rekabet yasağı yine Türk Borçlar Kanunu'nun 444. Maddesi ve devamında düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunu'nun 444. Maddesine göre rekabet yasağı 'Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.' şeklindedir.

Uygulamamızda çoğunlukla İşverenler haklı olarak iş ilişkisinin sona ermesi ile işletmenin ticari sırlarına vakıf olan işçiye karşı kendi haklarını korumak için iş sözleşmelerinde işçinin rekabet etme yasağına yer vermekte ve işçinin rekabet etme yasağına aykırı davranması halinde bir cezai şarta yer vermektedirler.

Bu hüküm gereği işverenler genellikle işçilerin işten ayrıldıktan sonra ayrı sektörde faaliyet gösteren başka bire işyerinde çalışmalarını yasaklamaktadırlar.

 

Peki, işçinin deneyim kazandığı bir sektörde çalışmasının yasaklanması, çalışma özgürlüğüne yapılan bir müdahale değil midir?

İşte hem işverenin hem de işçinin hak ve çıkarlarını korumak amacıyla, iş sözleşmelerinde düzenlenen rekabet etme yasağı hükümlerinin geçerli olabilmesi için bir takım sıkı kriterler getirilmiştir. Öncelikle rekabet yasağı yukarıda ilgili kanun maddesinde de sözü edildiği üzere, yazılı olmalıdır. Yani iş sözleşmesinde veya ayrıca bir yazılı sözleşme ile bu şekilde bir düzenleme yapılmadıysa işçinin işverenine karşı rekabet etme yasağı kapsamında kural olarak böyle bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.

Kaynak:https://www.takvim.com.tr/yasam/2018/12/23/calisan-sirketin-sirlarini-satarsa


Abone Ol Paylaşılan bloglardan haberdar olmak için abone olabilirsiniz
E-Bülten aydınlatma metni için tıklayınız