Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) Nedeniyle Boşanma Davası Nedir?
Logo



Av. Feride Hilal İmal 6 Jul, 2020 Universal

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik) Nedeniyle Boşanma Davası Nedir?


Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olmak üzere iki kategoride düzenlenmiştir. Özel boşanma sebepleri, zina, hayata kast veya pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, Akıl hastalığı gibi spesifik sebepler olup, bu sebeple dava açmanın bir takım sıkı kuralları vardır. Bunun yanında bu sebepler olmasa dahi evlilik birliği herhangi bir sebeple eşler için çekilmez hale gelmiş, temelinde sarsılmış olabilir. İşte, özel sebepler gibi spesifik sebepler haricindeki diğer tüm boşanma sebepleri, genel boşanma sebepleri şiddetli geçimsizlik veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak adlandırılır.

Türk Medeni Kanunumuzun 166/1. Maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması veya bir diğer adıyla şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası genel bir boşanma nedeni olup, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek kadar temelinden sarsılmış olması halinde eşlerden birinin boşanma davası açabileceğini düzenlemektedir. Burada kural olarak mahkemenin boşanmaya hükmedebilmesi için davayı açan eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir. Davayı açan eşin yani davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz etme hakkı vardır. Bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa mahkeme yine de boşanmaya karar verilebilir. Fakat, davayı açan eş daha fazla kusurlu ise ve az da olsa kusurlu olan eş de boşanmayı kabul ediyorsa bu durumda mahkeme evlilik birliğinin devamında bir fayda kalmadığına hükmederek boşanmaya karar verebilecektir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında davayı açan eş, diğer eşin kusuru nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, evlilik birliğini devam ettirmenin kendisi için çekilmez bir hale geldiğini ispatlamak zorundadır. Hatta öyle ki, diğer eş bu durumu kabul etse dahi davacı eşin ispat külfeti ortadan kalkmaz. Tarafların karşılıklı olarak kusuru ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını mahkemeye ispat etmek zorunda olmaları kuralının tek istisnası ayrı bir videoda anlattığımız anlaşmalı boşanma davasıdır. Anlaşma boşanma davalarında her iki tarafın da boşanmayı talep etmesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kabul edilir.

 

Kim kimden daha fazla kusurluydu, kim neyi ispatlamalıydı biraz karışmış olabilir hemen kısaca toparlayalım;

Davayı açan eş kusursuz olup da diğer eşin az da olsa kusurlu olduğunu ispatlaması halinde boşanmaya hükmedilir.

Davayı açan eş kusurlu olmasına rağmen diğer eşe göre daha az kusuru olduğunu ispatlarsa yine boşanmaya hükmedilecektir.

Davayı açan eş daha fazla kusurlu olmasına rağmen, diğer eşin de az da olsa kusurlu olduğunu ispatlarsa ve diğer eş de boşanmayı kabul ederse yine boşanmaya karar verilecektir. Diğer eş boşanmaya itiraz ederse mahkeme kural olarak boşanmaya hükmedemeyecek, fakat itiraz eden eşin kötü niyetli bir şekilde böyle bir itirazda bulunur ve çocuklar içinde evliliğin devam etmesinde bir yarar kalmamış olursa bu durumda da yine Mahkeme boşanmaya hükmedecektir.

Tarafları kusuru eşitse yine boşanmaya hükmedilecektir.

Fakat davayı açan eş diğer eşin kusurunu hiç ispatlayamazsa boşanma reddedilir.

Ya da davayı açan eş tamamen kusurlu ise yine boşanma davası reddedilecektir.

Görüldüğü gibi şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılacak olan boşanma davasında kusur kavramı ve bu kusurun ispatlanması son derece önemlidir.

 

Peki evlilik birliğini temelinden sarsan kusurlu eylemler nelerdir?

Darp cebir gibi fiziksel şiddet eylemleri, hakaret, aşağılama, küçük düşürme, baskı altına almaya çalışma gibi psikolojik şiddet eylemleri, para vermeme, mutfak masraflarını karşılamama, veya elindeki parasına, maaşına el koyma gibi ekonomik şiddet eylemleri, alkol uyuşturucu kumar bağımlılığı, ailesi ile görüşmeme, görüştürmeme, ailesinin hakaret etmesine sessiz kalma, kayınvalidesiyle yaşamaya zorlama, düğün davet arkadaş görüşmeleri gibi sosyal ortamlara eşi ile birlikte katılmama, kişisel hijyenine dikkat etmeme, cinsel olarak arzu etmediğini söyleme, cinsel ilişkiye girememe, cinsel iktidarsızlık,  eşini sevmediğini söyleme, fiziksel özellikleriyle alay etme, gergin ve sinirli tarzda davranışlar sergileme, başka erkekle veya kadınla flörtleşme, aşk mesajları gönderme, gibi birçok neden Yargıtay tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan boşanma sebepleri olarak kabul edilmiştir.

Bunun yanında, zina hayata kast, pek kötü muamele ve onu kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk özel boşanma nedenleri olmakla birlikte, kusur şartının varlığı ile birlikte bu nedenler aynı zamanda birer şiddetli geçimsizlik veya evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan genel boşanma nedenleridir.

Boşanma davası özel boşanma sebepleri ile birlikte genel boşanma sebebine dayanarak terditli yani seçenekli bir şeklide de açılabilir. Bu durumda mahkeme özel boşanma sebebinin şartları oluşmuşsa kararını özel boşanma sebebine dayanarak verecektir. Özel boşanma sebebinin bulunmaması halinde mahkeme genel sebeplere bakacak ve genel sebeplere ilişkin boşanma talebi haklı ise boşanma davasını genel sebeplere dayanarak verecektir.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılacak olan davada boşanmaya sebep olan olayların hukuka uygun bir şekilde ispatlanması son derece önemlidir.

 

Peki boşanma davalarında neler delil olarak kullanılabilir?

Boşanma davalarında genellikle özellikle nafakanın ve tazminatın belirlenmesinde sosyo-ekonomik durum araştırması için kolluk kuvvetlerinin raporu, çocukların velayeti hususunda pedagog, sosyolog gibi bilirkişi raporları, boşanmaya sebep olan olayların ispatı hususunda, fotoğraf, video, mesajlaşma kayıtları, arama dökümleri, otel giriş çıkış kayıtları, kredi kartı ekstreleri, fiş veya faturalar, kamera görüntüleri, mailler, darp  raporları, taraflar arasında daha önce görülmüş olan davalar varsa dava dosyaları, adli tıp, hastane raporları gibi ispata yarayan her türlü argüman ve en önemlisi tanıklar delil olarak kullanılabilir. Boşanma davalarında nelerin delil olarak kullanılabildiği hususunda detaylı bilgiye Boşanma Davalarında Neler Delil Olabilir? İsimli makalemizden linki tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olmak üzere iki kategoride düzenlenmiştir. Özel boşanma sebepleri, zina, hayata kast veya pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, Akıl hastalığı gibi spesifik sebepler olup, bu sebeple dava açmanın bir takım sıkı kuralları vardır. Bunun yanında bu sebepler olmasa dahi evlilik birliği herhangi bir sebeple eşler için çekilmez hale gelmiş, temelinde sarsılmış olabilir. İşte, özel sebepler gibi spesifik sebepler haricindeki diğer tüm boşanma sebepleri, genel boşanma sebepleri şiddetli geçimsizlik veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak adlandırılır.

Türk Medeni Kanunumuzun 166/1. Maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması veya bir diğer adıyla şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası genel bir boşanma nedeni olup, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek kadar temelinden sarsılmış olması halinde eşlerden birinin boşanma davası açabileceğini düzenlemektedir. Burada kural olarak mahkemenin boşanmaya hükmedebilmesi için davayı açan eşin kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekir. Davayı açan eşin yani davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz etme hakkı vardır. Bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa mahkeme yine de boşanmaya karar verilebilir. Fakat, davayı açan eş daha fazla kusurlu ise ve az da olsa kusurlu olan eş de boşanmayı kabul ediyorsa bu durumda mahkeme evlilik birliğinin devamında bir fayda kalmadığına hükmederek boşanmaya karar verebilecektir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarında davayı açan eş, diğer eşin kusuru nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, evlilik birliğini devam ettirmenin kendisi için çekilmez bir hale geldiğini ispatlamak zorundadır. Hatta öyle ki, diğer eş bu durumu kabul etse dahi davacı eşin ispat külfeti ortadan kalkmaz. Tarafların karşılıklı olarak kusuru ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını mahkemeye ispat etmek zorunda olmaları kuralının tek istisnası ayrı bir videoda anlattığımız anlaşmalı boşanma davasıdır. Anlaşma boşanma davalarında her iki tarafın da boşanmayı talep etmesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kabul edilir.

 

Kim kimden daha fazla kusurluydu, kim neyi ispatlamalıydı biraz karışmış olabilir hemen kısaca toparlayalım;

Davayı açan eş kusursuz olup da diğer eşin az da olsa kusurlu olduğunu ispatlaması halinde boşanmaya hükmedilir.

Davayı açan eş kusurlu olmasına rağmen diğer eşe göre daha az kusuru olduğunu ispatlarsa yine boşanmaya hükmedilecektir.

Davayı açan eş daha fazla kusurlu olmasına rağmen, diğer eşin de az da olsa kusurlu olduğunu ispatlarsa ve diğer eş de boşanmayı kabul ederse yine boşanmaya karar verilecektir. Diğer eş boşanmaya itiraz ederse mahkeme kural olarak boşanmaya hükmedemeyecek, fakat itiraz eden eşin kötü niyetli bir şekilde böyle bir itirazda bulunur ve çocuklar içinde evliliğin devam etmesinde bir yarar kalmamış olursa bu durumda da yine Mahkeme boşanmaya hükmedecektir.

Tarafları kusuru eşitse yine boşanmaya hükmedilecektir.

Fakat davayı açan eş diğer eşin kusurunu hiç ispatlayamazsa boşanma reddedilir.

Ya da davayı açan eş tamamen kusurlu ise yine boşanma davası reddedilecektir.

Görüldüğü gibi şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılacak olan boşanma davasında kusur kavramı ve bu kusurun ispatlanması son derece önemlidir.

 

Peki evlilik birliğini temelinden sarsan kusurlu eylemler nelerdir?

Darp cebir gibi fiziksel şiddet eylemleri, hakaret, aşağılama, küçük düşürme, baskı altına almaya çalışma gibi psikolojik şiddet eylemleri, para vermeme, mutfak masraflarını karşılamama, veya elindeki parasına, maaşına el koyma gibi ekonomik şiddet eylemleri, alkol uyuşturucu kumar bağımlılığı, ailesi ile görüşmeme, görüştürmeme, ailesinin hakaret etmesine sessiz kalma, kayınvalidesiyle yaşamaya zorlama, düğün davet arkadaş görüşmeleri gibi sosyal ortamlara eşi ile birlikte katılmama, kişisel hijyenine dikkat etmeme, cinsel olarak arzu etmediğini söyleme, cinsel ilişkiye girememe, cinsel iktidarsızlık,  eşini sevmediğini söyleme, fiziksel özellikleriyle alay etme, gergin ve sinirli tarzda davranışlar sergileme, başka erkekle veya kadınla flörtleşme, aşk mesajları gönderme, gibi birçok neden Yargıtay tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan boşanma sebepleri olarak kabul edilmiştir.

Bunun yanında, zina hayata kast, pek kötü muamele ve onu kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk özel boşanma nedenleri olmakla birlikte, kusur şartının varlığı ile birlikte bu nedenler aynı zamanda birer şiddetli geçimsizlik veya evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan genel boşanma nedenleridir.

Boşanma davası özel boşanma sebepleri ile birlikte genel boşanma sebebine dayanarak terditli yani seçenekli bir şeklide de açılabilir. Bu durumda mahkeme özel boşanma sebebinin şartları oluşmuşsa kararını özel boşanma sebebine dayanarak verecektir. Özel boşanma sebebinin bulunmaması halinde mahkeme genel sebeplere bakacak ve genel sebeplere ilişkin boşanma talebi haklı ise boşanma davasını genel sebeplere dayanarak verecektir.

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılacak olan davada boşanmaya sebep olan olayların hukuka uygun bir şekilde ispatlanması son derece önemlidir.

 

Peki boşanma davalarında neler delil olarak kullanılabilir?

Boşanma davalarında genellikle özellikle nafakanın ve tazminatın belirlenmesinde sosyo-ekonomik durum araştırması için kolluk kuvvetlerinin raporu, çocukların velayeti hususunda pedagog, sosyolog gibi bilirkişi raporları, boşanmaya sebep olan olayların ispatı hususunda, fotoğraf, video, mesajlaşma kayıtları, arama dökümleri, otel giriş çıkış kayıtları, kredi kartı ekstreleri, fiş veya faturalar, kamera görüntüleri, mailler, darp  raporları, taraflar arasında daha önce görülmüş olan davalar varsa dava dosyaları, adli tıp, hastane raporları gibi ispata yarayan her türlü argüman ve en önemlisi tanıklar delil olarak kullanılabilir. Boşanma davalarında nelerin delil olarak kullanılabildiği hususunda detaylı bilgiye Boşanma Davalarında Neler Delil Olabilir? İsimli makalemizden linki tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Abone Ol Paylaşılan bloglardan haberdar olmak için abone olabilirsiniz
E-Bülten aydınlatma metni için tıklayınız