1.Giriş
Dijitalleşme, işgücü piyasasında köklü değişimlere yol açmış ve geleneksel çalışma ilişkilerini yeniden şekillendirmiştir. Özellikle dijital platformlar, hizmet sektöründe önemli bir dönüşüm yaratmış; ulaşım, lojistik, paket teslimatı ve ev hizmetleri gibi alanlarda iş süreçlerini hızlandırarak esnek ve talebe dayalı bir iş modeli sunmuştur. Bu dönüşüm, işçilerin çalışma şekillerini ve işverenlerle olan ilişkilerini de derinden etkilemiştir.
Bu bağlamda, konum tabanlı dijital platform çalışanları, genellikle mobil uygulamalar veya web tabanlı platformlar aracılığıyla iş gören bireylerdir. Taksi hizmetleri, yemek ve paket teslimatı gibi sektörlerde faaliyet gösteren bu çalışanlar, işlerini platformlar üzerinden alırken, çalışma süreleri ve iş ilişkileri büyük ölçüde algoritmalar tarafından belirlenmektedir. Ancak, bu çalışanların hukuki statüsü konusunda ciddi belirsizlikler mevcuttur. İşverenler, platform çalışanlarını bağımsız yüklenici olarak tanımlarken, birçok mahkeme ve hukukçu bu çalışanların işçi statüsüne daha yakın olduğunu savunmaktadır.
Konum tabanlı platform çalışanlarının hukuki statüsünün belirlenmesi, sosyal güvenlik, ücret, iş güvencesi, sendikal haklar ve çalışma koşulları gibi temel iş hukuku meseleleri açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, konum tabanlı dijital platform çalışanlarının iş hukuku perspektifinden değerlendirilmesini amaçlamakta, mevcut hukuki çerçevenin yetersizliklerini ele alarak, olası çözüm önerilerini tartışmaktadır.
2.Konum Tabanlı Dijital Platformların Tanımı ve Önemi
Konum Tabanlı Dijital Platformlar tanımlanmadan önce Dijital Platform kavramının incelenmesi gerekmektedir.
Dijital platformlar, işgücü arzı ve işgücü talebinin bir platform aracılığı ile karşı karşıya getirilerek eşleştirilmesini sağlayan sanal varlıklardır.[1] Dijital Platformlar, genellikle yazılım veya web tabanlı uygulamalar şeklinde çalışmaktadır. Dijital platformlar, global düzeyde çalışarak dünyanın her yerinden belirsiz sayıda kişiye hitap edebileceği gibi bölgesel düzeyde çalışarak konum bazlı gündelik iş akışına da aracılık edebilir. Dijital platformları önemli ve özgü kılan özelliklerin başında kullanıcı etkileşimine meydan vermesi, işgücü arzının hizmet veya ürün sunumuna imkân tanıması, veri ve bilgi sirkülasyonunu sağlaması gibi özellikler sayılabilir. Anılan özellikler dolayısı ile işgücü arzı ile talebinin hızlı, şeffaf ve ulaşılabilir bir şekilde eşleşmesi son yıllarda dijital platformların yaygınlaşmasını ve popülerleşmesini sağlayan başlıca unsurlardır. Bununla birlikte dijital platformlar çok geniş bir kapsama sahip olup Instagram, X, Wikipedia gibi birçok platform da dijital platform kapsamındadır.
Konum tabanlı dijital platformlar ise; dijital platform aracılığıyla talebe bağlı olarak gerçek alemde iş görme ediminin ifa edilmesinin sağlayan dijital platformlar olarak ifade edilebilir. [2] Keza bu sebeple söz konusu çalışma tipine “Platform Üzerinden Talebe Bağlı Çalışma, Konum Tabanlı Dijital Çalışma, Konum Tabanlı Gig Çalışma yahut Gig Çalışma” da denmektedir. Bu tanımlar ışığında konum tabanlı dijital platformlara örnek olarak Uber, Armut, Yemeksepeti gibi platformlar örnek verilebilir.
Pek tabi platform çalışmalarının gerek hizmet alanlar gerekse hizmet sunanlar bakımından birçok avantajı ve dezavantajı da bulunmaktadır. Platform çalışma, esneklik ve erişim kolaylığı gibi avantajlarıyla öne çıkarken, güvencesizlik ve düşük gelir gibi dezavantajları da beraberinde getirmektedir.[3] Avantajları arasında çalışanların kendi çalışma saatlerini belirleyebilmesi, ek gelir elde etme imkânı ve iş bulma sürecinin hızlanması yer alır. Ayrıca, platformlar aracılığıyla çalışanlar coğrafi kısıtlara takılmadan geniş bir müşteri kitlesine ulaşabilirler. Ancak bu modelin dezavantajları da dikkate değerdir. Çalışanlar genellikle iş güvencesinden, sosyal haklardan ve sendikal korumadan yoksundur.[4] Algoritmik yönetim nedeniyle çalışma koşulları üzerinde kontrol sahibi olamamaları, gelirlerinin düzensiz olması ve iş sağlığı ile güvenliği konusunda risklere maruz kalmaları önemli sorunlar arasındadır. Bu nedenle platform çalışması, esnek ve erişilebilir bir iş modeli sunarken, hukuki düzenlemelerle desteklenmediği takdirde çalışanlar açısından ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir
3.Konum Tabanlı Dijital Platformların Çalışma Modelleri
Platform çalışma, her ne kadar arz ve talebin çevrimiçi platformlar tarafından eşleştirilesi olarak özetlense de platform çalışma türleri homojen olmayan bir konsept içerisinde yer almaktadır.[5] Bu itibarla platform çalışma hakkında doktrinde birden çok ayrım yapılmaktadır. Doktrine söz konusu ayrımlar yapılırken hizmetin gerçekleştirildiği yer, hizmet sağlayıcısının bulunduğu konum, belirli bir kişi tarafından yerine getirilip getirilmeme, görevi ifa ederken gereken beceri gibi birbirinden farklı ölçütler benimsenmiştir.
Ancak platform çalışmanın temelde iki başlık altında incelenebilir: Sanal Çalışma ve Talep Üzerine Konum Tabanlı Çalışma
Sanal çalışma; kural olarak internete bağlı olup internet üzerinden bilgisayar aracılığıyla yerine getirilmektedir. Bir çalışmanın sanal çalışma olup olmadığı noktasında belirleyici husus müşterinin yerine getirilmesini talep ettiği görevin dünyanın herhangi bir yerinde bulunan kişi tarafından internet vasıtasıyla ifa edilebilmesi olup sanal zeminde müşteri ve çalışanın birbirini görmeden yürüttüğü bir ilişki söz konusudur. Bu doğrultuda sanal çalışma da kendi içinde “Sanal Dünyada Çalışma” ve “Kitle Çalışma” olarak iki alt başlığa ayrılmaktadır.
Talep üzerine konum tabanlı çalışmada ise; her ne kadar müşteri ve çalışan bir platform üzerinde iletişime geçip müşteri bu platform üzerinden görevi yüklerken müşterinin coğrafi çevresinde bulunan platform çalışanı yüklenen görevi ifa etmektedir.[6]
Konumuz bakımından bu makalede konum tabanlı dijital platformlar irdelenecek olup iş hukuku kapsamında konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki durumu incelenecektir.
4.Dijital Platform Çalışanlarının Hukuki Statüsü
Dijital platformlarda çalışan bireylerin hukuki statüsü, günümüzde dahi hala net bir çerçeveye oturtulamamıştır. Dijital platform çalışanlarının hukuki yapısı geleneksel iş hukuku normlarıyla tam olarak örtüşmeyen bir yapı sergilemektedir. Bu çalışanlar, platformlar tarafından genellikle lehlerine olması dolayısı ile bağımsız yüklenici veya serbest meslek sahibi olarak sınıflandırılmakta, böylece işçi statüsüne bağlı haklardan mahrum bırakılmaktadır. Ancak, fiili çalışma koşulları değerlendirildiğinde, bu bireylerin çoğu zaman belirli bir platforma ekonomik olarak bağımlı olduğu, platform kurallarına tabi olduğu ve algoritmalar tarafından yönlendirildiği görülmektedir. Bu durum, işçi mi, serbest meslek sahibi mi, yoksa bağımsız çalışan mı olduklarına dair tartışmalara yol açmaktadır.
İşçi statüsünde sayılabilmek için bağımlılık, işverene bağlılık ve çalışma süresi boyunca emir ve talimatlara tabi olma gibi kriterler aranır. Dijital platform çalışanları, görünürde bağımsız hareket ediyorsa da iş almaları platformun belirlediği algoritmalara bağlı olup hizmeti yerine getirirken platformun koyduğu kurallara uymak zorundadır. Bu bağlamda, platformların işveren benzeri bir konumda olup olmadığı ve çalışanlarının işçi olarak kabul edilmesi gerekip gerekmediği hukuki açıdan değerlendirilmesi gereken kritik konulardır.
Bazı ülkeler, dijital platform çalışanlarını işçi olarak tanıma eğiliminde olup, bu çalışanların asgari ücret, fazla mesai, kıdem tazminatı, sigorta ve iş güvencesi gibi haklardan yararlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Öte yandan, bazı yargı kararlarında platform çalışanları serbest meslek sahibi olarak kabul edilmekte, bu da onların iş hukuku korumalarından mahrum kalmalarına neden olmaktadır.
Bu noktada; iş hukukunun korumalarından muaf, ancak bağımsız çalışanların bağımsızlık unsuruna da tam anlamıyla sahip olmayan, dolayısı ile oldukça dezavantajlı münferit bir çalışan grubunun oluşmaması adına bağımsız platform çalışanlarını işçi olarak değerlendirilmesi uygulama bakımından çok daha faydalı olabilecektir.
5.Konum Tabanlı Dijital Platformlarda Çalışanların İş Hukukundan Kaynaklanan Hakları
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının işçi olarak kabul edilip edilmemesi, iş hukuku kapsamında sahip olabilecekleri haklar bakımından önem arz etmektedir. Geleneksel iş hukuku, işçilerin ücret hakkı, çalışma şartları ve saatleri, sosyal güvenlik hakları, iş sağlığı ve güvenliği gibi temel konularda korunmasını sağlarken, platform çalışanlarının bu haklardan ne ölçüde yararlanabileceği tartışmalıdır. Bu doğrultuda, konum tabanlı dijital platform çalışanlarının başta ücret hakları, sendikal hakları, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik ücret hakları gibi geleneksel anlamda iş hukuku çerçevesinde değerlendirilebilecek hakları ele alınacaktır.
İşçi Tanımının Konum Tabanlı Dijital Platformlar Karşısındaki Durumu
Geleneksel iş hukuku içinde "işçi" kavramı, genellikle belirli bir işverenin emir ve talimatları altında çalışan, bağımlı bir şekilde hizmet sunan ve bunun karşılığında ücret alan bireyleri tanımlamak için kullanılmaktadır.[7] Ancak dijital platformlar üzerinden çalışan bireylerin hukuki statüsü, geleneksel iş hukuku kavramları çerçevesinde tartışmalara konu olmaktadır.
Konum tabanlı dijital platformlar, yolcu taşıma, kuryelik, boyacılık, dil eğitimi ve ev hizmetleri gibi fiziksel mekânda yerine getirilen işlere aracılık eden sistemlerdir. Bu platformlar, geleneksel işveren-işçi ilişkisini reddederek kendilerini "aracı" olarak tanıtmakta ve çalışanların "bağımsız çalışan" veya "iş ortağı" olduğunu savunmaktadır.[8] Ancak bu model, çalışanların hukuki olarak işçi statüsüne sahip olup olmadığı konusunu gündeme getirmektedir.
İş hukuku açısından bir bireyin işçi sayılabilmesi için kişisel, hukuki ve ekonomik bağlılık gibi unsurların varlığı aranır. Bu bağlamda her ne kadar konum tabanlı dijital platformlarda çalışanların çalışma saatlerini esnek şekilde belirleyebilmeleri bağımsızlık gibi görünse de algoritmik yönetim sistemleri aracılığıyla yoğun bir denetim mekanizmasına tabi tutulmaktadırlar. Bu algoritmalar, çalışanların performansını izleyerek, görev dağıtımını ve kazancını belirleyen bir otorite olarak hareket etmektedir. Bu itibarla da külli bir bağımsızlıktan söz edilemez.
Farklı ülkelerde konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki statüsüne ilişkin farklı yaklaşımlar mevcuttur:
Konum Tabanlı Dijital Platform Çalışanlarının Hakları
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının en temel hakları arasında ücret, çalışma süresi, tatil ve izinler yer almaktadır. Her ne kadar geleneksel iş hukukunda bu haklar, işçilerin güven ile çalışmasını sağlamak için belirlenmiş olsa da platform çalışanları için bu hakların uygulanması mekanik anlamda belirsizlikler ve güçlükler ifade etmektedir. Konum tabanlı dijital platformlar kendilerini "aracı" olarak tanımlamaktaysa da uygulamada çalışanları üzerinde ciddi bir kontrol mekanizmasına sahip olduğu görülmektedir. Algoritmik yönetim yetkisi, fiyat belirleme yetkisi ve çalışanların bağımlı bir şekilde çalıştırılması; geleneksel anlamda işveren-işçi ilişkisinin unsurlarını olarak görülmektedir. Bu nedenle, hukuki düzenlemelerde platform çalışanlarının statüsü konusunda yeni yasal çerçevelere ve platformların sorumluluklarını artıran düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Neticeten, konum tabanlı dijital platform çalışanlarının ücret, çalışma süresi, tatil ve izin hakları, sigorta, iş güvenliği ve sağlık hakları açısından geleneksel işçilere kıyasla daha az güvenceye sahip olduğu ve eşitlik ile ayrımcılık yasağı bakımından daha dezavantajlı durumda olduğu görülmektedir. Gelinen aşamada geleneksel işçi kavramının her geçen gün dijital platform çalışanlarına yaklaştığı da nazara alındığında bu alanda yasal düzenlemeler yapılması, çalışanların sosyal güvenliğinin sağlanması ve adil çalışma koşullarının oluşturulması için gereklidir.
6.Konum Tabanlı Dijital Platform Çalışanlarının Yükümlülükleri
Dijital platform ekonomisinin ortaya çıkışı ve yaygınlaşması, iş gücü piyasasında önemli değişimlere neden olmuş ve konum tabanlı çalışanlar için yeni yükümlülükler doğurmuştur. Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki statüsü belirsizlik taşısa da bu çalışanlar işlerini yerine getirirken belirli yükümlülüklere tabidir. Bu yükümlülükler; çalışanların iş sözleşmesindeki yükümlülükleri, hizmetin yerine getirilmesi, süreklilik ve performans beklentileri, etik kurallar ve platform politikalarına uyum olmak üzere üç temel başlık altında incelenebilir.
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki statüleri farklılık gösterse de fiili olarak bir iş görme yükümlülüğüne sahip oldukları hususu nettir. Platformlar çalışanları genellikle bağımsız çalışan olarak kabul etse de bu çalışanların iş sözleşmesine benzer biçimde yükümlülükleri vardır.[16] Bu yükümlülükler tahdidi olmamakla birlikte genel olarak; işi özenle yerine getirime, platformca belirlenen görevleri kabul etme ve tamamlama sorumluluğu, işin zamanında ve eksiksiz tamamlanması, müşteri memnuniyeti ve geri bildirim mekanizmalarına uyum olarak sıralanabilir.[17]
Yükümlülüğün İfası, Süreklilik ve Performans
Konum tabanlı dijital platform çalışanları için işin devamlılığı, performansa dayalı değerlendirme sistemlerine bağlıdır. Çalışanların işlerini sürdürmeleri için belirli performans kriterlerini karşılamaları beklenmektedir. Bu beklenti ve kriterler şu şekilde sıralanabilir.
Etik Kurallar ve Platform Politikalarına Uyum
Platform çalışanları, yalnızca hizmetin ifasıyla sağlamakla değil, aynı zamanda platformun belirlemiş olduğu etik kurallara ve politika yönergelerine de uyumlu olmak zorundadırlar.
Platformlar, çalışanlardan belirli davranış kurallarına uymalarını bekler. Örneğin, Uber ve diğer taşımacılık platformları sürücülerden belli güvenlik prosedürlerine ve müşteri ile doğru iletişim kurma kurallarına uymalarını şart koşar. Keza yine çalışanların, müşteriyle saygılı ve güvenli bir iletişim kurmaları, platformun itibarını ve güvenilirliğini koruma açısından önemlidir.
Ayrıca yine platformun itibarını ve güvenilirliğini koruma adına çalışanlar, sahte siparişler oluşturma, sahte konum bildirme veya müşterileri yanıltma gibi etik dışı uygulamalardan kaçınmalıdır. Keza çalışanların hizmet sunumu sırasında gerek kendi güvenlikleri gerekse müşterilerin güvenliği için platform tarafından belirlenen protokollere de uygun hareket etmesi gerekmektedir.
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının yükümlülükleri, geleneksel işçi yükümlülüklerinden farklılık gösterse de platform kurallarına ve hizmet standartlarına uyum gerektiren ciddi sorumluluklar içerdiği aşikardır. İş sözleşmesi benzeri kurallar, performans beklentileri ve etik kurallar çerçevesinde çalışanlar hem kendi iş sürekliliklerini hem de müşteri memnuniyetini sağlamak için belirlenen kriterlere uygun hareket etmek zorundadır. Bu yükümlülüklerin hukuki boyutu tartışmalı olsa da uygulamada platformların çalışanları yönlendiren ve denetleyen bir işleyişe sahip olduğu açıktır.
7.Konum Tabanlı Platform Çalışanlarının İş Güvencesi
Dijital platform ekonomisi, iş gücü piyasasında esneklik sağlarken, iş güvencesi açısından belirsizlikler yaratmaktadır. Konum tabanlı dijital platformlarda çalışan bireyler, geleneksel iş ilişkilerinde sağlanan iş güvencesine sahip olmamakta, iş sürekliliği ve hakları konusunda birçok zorlukla karşılaşmaktadır. Bu çalışanlar, genellikle bağımsız yüklenici veya serbest çalışan olarak tanımlanmakta ve geleneksel iş sözleşmelerinde sağlanan iş güvencesi, kıdem tazminatı ve işten çıkarma koruması gibi haklardan muaf tutulmaktadır. Platformlar tarafından tek taraflı olarak iş ilişkisi sona erdirilebilmekte, çalışanlar platformdan çıkarıldıklarında herhangi bir tazminat ya da hukuki koruma elde edememektedir.[18] İş sürekliliği ise platformların algoritmalarına bağlı olduğundan çalışanlar her zaman yeterli iş alma garantisine sahip değildir.
Konum tabanlı dijital platformlar, esnek çalışma modeli sunduğu için avantajlı gibi görünse de, uzun vadede iş güvencesi sağlamada yetersiz kalmaktadır. İşin devamlılığı garanti edilmemekte, platformlar müşteri talebine ve iş hacmine bağlı olarak çalışanlara farklı oranlarda iş sağlayabilmektedir. Algoritmalar tarafından yönetilen bu sistemde, performans puanı düşük olan çalışanlar iş alma konusunda dezavantajlı duruma düşmekte ve bazı durumlarda tamamen sistem dışına itilebilmektedir. Sosyal güvence eksikliği nedeniyle platform çalışanları işsizlik ödeneği, kıdem tazminatı veya işsizlik sigortasından faydalanamamakta, esnek çalışma saatleri nedeniyle iş güvenceleri daha da zayıflamaktadır. Çalışanlar ne kadar çalışacaklarını kendileri belirleyebilse de platformlar tarafından sunulan iş fırsatları düzensiz ve öngörülemezdir.
İş güvencesinin eksikliği nedeniyle konum tabanlı dijital platform çalışanları çeşitli ekonomik ve hukuki zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Gelir istikrarsızlığı, çalışanların düzenli ve güvenilir bir gelir elde etmesini engellemekte, iş fırsatlarının azalması durumunda ciddi ekonomik sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Hukuki koruma eksikliği, platform çalışanlarının iş sözleşmesi kapsamında değerlendirilmemesi nedeniyle işten çıkarılma, mobbing veya adaletsiz uygulamalar karşısında hak arama imkanlarını kısıtlamaktadır. Ayrıca, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarından yeterince faydalanamamaları, çalışanların iş güvencesini daha da zayıflatmaktadır. Sosyal haklara erişim konusunda da ciddi zorluklar yaşanmakta, platform çalışanları işsizlik sigortası, sağlık sigortası ve emeklilik gibi haklardan bireysel çözümlerle yararlanmaya çalışmaktadır. Öte yandan, platformlar tarafından yapılan keyfi işten çıkarmalar çalışanlar için büyük bir risk oluşturmaktadır. Platformlar, çalışanları sistemden çıkarmak için herhangi bir gerekçe göstermek zorunda olmamakta, algoritmalar üzerinden çalışanların erişimini kısıtlayabilmektedir.
Neticeten, konum tabanlı dijital platform çalışanları, geleneksel iş güvencesinden yoksun olup piyasa koşullarına ve platform politikalarına bağlı olarak çalışmaktadır. Geçici iş sözleşmeleri, düzensiz gelir, sosyal güvenlik eksikliği ve keyfi işten çıkarmalar gibi nedenler, bu çalışanların uzun vadeli iş güvencesi elde etmesini zorlaştırmaktadır.[19] Bu nedenle, platform çalışanlarının iş güvencesini artırmaya yönelik hukuki düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Avrupa ve ABD’de bazı düzenlemeler bu yönde adımlar atmaya başlamış olup, platform çalışanlarının iş güvencesi hakkındaki tartışmaların devam ettiği görülmektedir.
8.Sonuç
Dijital platformların iş gücü piyasasında artan etkisi, geleneksel iş hukuku normlarının yeterliliğini tartışmalı hale getirmiştir. Her ne kadar farklı kabuller bulunsa da konum tabanlı çalışanların işçi mi yoksa bağımsız çalışan mı oldukları konusu hala hukuki belirsizliğini korumaktadır. Kaleme almakta olduğumuz makalenin önceki safhalarında da detaylıca ifade edilmiş olduğu üzere iş hukuku perspektifinden bakıldığında, konum tabanlı platform çalışanlarının karşılaştığı temel sorunlar arasında iş güvencesi eksikliği, sosyal güvenlik haklarından yoksunluk, ücret belirsizliği, uzun ve düzensiz çalışma saatleri ile örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının sınırlı olması bulunmaktadır.
İş güvencesi, geleneksel iş ilişkilerinde önemli bir koruma sağlarken, konum tabanlı çalışanlar açısından bu güvence büyük ölçüde zayıflamış durumdadır. Platformlar, çalışanları bağımsız yüklenici olarak değerlendirerek çalışanları iş sözleşmesine dayalı korumalardan muaf tutmakta ve çalışanları tek taraflı olarak sistem dışına itebilmektedir. Keza bu paralelde çalışanlar, işten çıkarılma (platformdan men edilme/ platform dışına çıkarılma) halinde kıdem tazminatı veya işe iade hakkı gibi güvencelerden mahrum kalmaktadır. Ayrıca, algoritmalar tarafından yönetilen iş tahsis sistemleri, çalışanların iş alma ve gelir elde etme imkanlarını muallak hale getirmektedir.
Sosyal güvenlik hakları açısından konum tabanlı çalışanlar, “işçi” statüsüne sahip olmadıkları ve hatta genellikle bağımsız çalışan olarak değerlendirildikleri için işsizlik sigortası, emeklilik hakkı ve sağlık sigortası gibi güvencelerden yararlanamamaktadır. Geleneksel iş hukuku, işverenlerin çalışanlarını sigortalı yapmasını zorunlu kılarken, platform çalışanları kendi sigortalarını kendileri sağlamak zorunda kalmaktadır. Bu durum, özellikle geliri belirsiz olan platform çalışanları ve özellikle düşük gelirli platform çalışanları için ciddi bir sosyal risk oluşturmaktadır.
Keza yine ücret ve çalışma koşulları bakımından da konum tabanlı çalışanlar büyük bir belirsizlikle karşı karşıyadır. Zira ücretler, algoritmalar tarafından belirlenen dinamik sistemlere tabi olup sabit ve düzenli bir gelir güvencesi sunmamaktadır. Çalışanlar, fazla mesai ücreti, asgari ücret güvencesi ve tatil hakları gibi iş hukuku korumalarından yararlanamamaktadır. Ayrıca, müşteri taleplerine ve platform politikalarına bağlı olarak çalışma saatleri esnek olmakla birlikte, çalışanların daha fazla kazanç sağlamak için uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalmaları iş sağlığı ve güvenliği açısından riskler yaratmaktadır.
Neticeten, konum tabanlı çalışanların iş hukuku kapsamında yaşadığı sorunların giderilmesi için hukuki çerçevenin güncellenmesi ve platform çalışanlarının sosyal haklarını güvence altına alacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Avrupa ve ABD’deki bazı mahkeme kararları ve yasa değişiklikleri, platform çalışanlarının haklarını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atmış olsa da küresel ölçekte bu sorunun çözümü için daha kapsamlı düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
[1] Schmidt, Florian A: Digital Labour Markets i The Platform Economy Mapping the Political Challenges of Crowd Work and Gig Work, Berlin 2017, s.9.
[2] Boyacı, Nil Belgin: Dijital Emek Platformları ve Sendikalar, Ankara 2020, s.6
[3] Organization for Economic Co-operation and Development / Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü, 2016, a.g.k., 21; European Parliament, 2017, a.g.k., 42; Chartered Institute of Personnel and Development, 2017, a.g.k., 23; Pesole v.d., 2018, a.g.k., 43.
[4] Dagnino, E. 2016, a.g.k., 51; DeVault vd., 2019, a.g.k., 17. İngiltere’de 2017 yılında yapılan bir araştırmada platform çalışanlarının %70’inin geleneksel çalışanlara göre finansal güvencelerinin olmadığı ifade edilmiştir. Chartered Institute of Personnel and Development, 2017, a.g.k., 37.
[5] Maselli, I., Lenaerts, K. ve Beblavy, M. (2016). Five things we need to know about the on-demand economy. Centre for European Policy Studies, No. 21. s. 4.
[6] Küçük,Doğan, 2023, Türk İş Hukuku Bakımından Platform Çalışanları, s.40
[7] Yıldız, Gaye Burcu: “Dijital Emek Platformları Üzerinden Çalışanların Hukuki Statülerinin Belirlenmesi”, Sicil İş Hukuku Dergisi, C: 0, S: 46, 2021, 28-41, s. 29; Erol 2020a, s. 278.
[8] Schimdt, 2017, a.g.k., 5; International Labour Organization / Uluslararası Çalışma Örgütü, 2018, a.g.k., 4.
[9] Todoli-Signes, Adrian: “Spanish Riders Law and The Right to Be Informed About The Algorithm”, European Labour Law Journal, C:12, S:3, 2021, 399-402, s. 400; Ezer, s. 803-804
[10] Küçük, 2023, Türk İş Hukuku Bakımından Platform Çalışanları, 133
[11] International Lawyers Assisting Workers Network, 2021, s. 77-99
[12] Cherry, Miriam A./ Aloisi, Antonio: “"Dependent Contractors" In the Gig Economy: A Comparative Approach”, American University Law Review, C:66, S:3, 2017, s. 649
[13] Kilhoffer, Zachary / De Groen, Willem Pieter / Lenaerts, Karolien / Smits, Ine / Hauben, Harald / Giacumacatos, Elisa / Waeyaert, Willem / Lhernould, Jean-Philippe / Robin-Olivie, Sophie: Study to Gather Evidence on the Working Conditions of Platform Workers, Lüksemburg 2020, s. 254
[14] Doğan 2020, s. 1138
[15] ILO 2016, s. 209.
[16] Günbattı, Naime Nur., 2023, Konum Tabanlı Dijital Platform Çalışanlarının Temel Hakları. Yüksek Lisans Tezi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi.
[17] Küçük, Doğukan, 2023 Türk İş Hukuku Bakımından Platform Çalışanları. Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi,
[18] ILO 2018, s. 1; Baycık, Gaye/ Civan, Orhan Ersun/ Tolu Yılmaz, Hazal/ Bosna, Berrin: “Platform Çalışanlarını Yasal Güvenceye Kavuşturmak: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S:1, 2021, 713-801, s. 716. Alpagut, s. 90.
[19] De Stefano, Valerio/ Aloisi, Antonio: European Legal Framework for “Digital Labour Platforms”, European Commission, 2018, s.13
KAYNAKÇA
1.Giriş
Dijitalleşme, işgücü piyasasında köklü değişimlere yol açmış ve geleneksel çalışma ilişkilerini yeniden şekillendirmiştir. Özellikle dijital platformlar, hizmet sektöründe önemli bir dönüşüm yaratmış; ulaşım, lojistik, paket teslimatı ve ev hizmetleri gibi alanlarda iş süreçlerini hızlandırarak esnek ve talebe dayalı bir iş modeli sunmuştur. Bu dönüşüm, işçilerin çalışma şekillerini ve işverenlerle olan ilişkilerini de derinden etkilemiştir.
Bu bağlamda, konum tabanlı dijital platform çalışanları, genellikle mobil uygulamalar veya web tabanlı platformlar aracılığıyla iş gören bireylerdir. Taksi hizmetleri, yemek ve paket teslimatı gibi sektörlerde faaliyet gösteren bu çalışanlar, işlerini platformlar üzerinden alırken, çalışma süreleri ve iş ilişkileri büyük ölçüde algoritmalar tarafından belirlenmektedir. Ancak, bu çalışanların hukuki statüsü konusunda ciddi belirsizlikler mevcuttur. İşverenler, platform çalışanlarını bağımsız yüklenici olarak tanımlarken, birçok mahkeme ve hukukçu bu çalışanların işçi statüsüne daha yakın olduğunu savunmaktadır.
Konum tabanlı platform çalışanlarının hukuki statüsünün belirlenmesi, sosyal güvenlik, ücret, iş güvencesi, sendikal haklar ve çalışma koşulları gibi temel iş hukuku meseleleri açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma, konum tabanlı dijital platform çalışanlarının iş hukuku perspektifinden değerlendirilmesini amaçlamakta, mevcut hukuki çerçevenin yetersizliklerini ele alarak, olası çözüm önerilerini tartışmaktadır.
2.Konum Tabanlı Dijital Platformların Tanımı ve Önemi
Konum Tabanlı Dijital Platformlar tanımlanmadan önce Dijital Platform kavramının incelenmesi gerekmektedir.
Dijital platformlar, işgücü arzı ve işgücü talebinin bir platform aracılığı ile karşı karşıya getirilerek eşleştirilmesini sağlayan sanal varlıklardır.[1] Dijital Platformlar, genellikle yazılım veya web tabanlı uygulamalar şeklinde çalışmaktadır. Dijital platformlar, global düzeyde çalışarak dünyanın her yerinden belirsiz sayıda kişiye hitap edebileceği gibi bölgesel düzeyde çalışarak konum bazlı gündelik iş akışına da aracılık edebilir. Dijital platformları önemli ve özgü kılan özelliklerin başında kullanıcı etkileşimine meydan vermesi, işgücü arzının hizmet veya ürün sunumuna imkân tanıması, veri ve bilgi sirkülasyonunu sağlaması gibi özellikler sayılabilir. Anılan özellikler dolayısı ile işgücü arzı ile talebinin hızlı, şeffaf ve ulaşılabilir bir şekilde eşleşmesi son yıllarda dijital platformların yaygınlaşmasını ve popülerleşmesini sağlayan başlıca unsurlardır. Bununla birlikte dijital platformlar çok geniş bir kapsama sahip olup Instagram, X, Wikipedia gibi birçok platform da dijital platform kapsamındadır.
Konum tabanlı dijital platformlar ise; dijital platform aracılığıyla talebe bağlı olarak gerçek alemde iş görme ediminin ifa edilmesinin sağlayan dijital platformlar olarak ifade edilebilir. [2] Keza bu sebeple söz konusu çalışma tipine “Platform Üzerinden Talebe Bağlı Çalışma, Konum Tabanlı Dijital Çalışma, Konum Tabanlı Gig Çalışma yahut Gig Çalışma” da denmektedir. Bu tanımlar ışığında konum tabanlı dijital platformlara örnek olarak Uber, Armut, Yemeksepeti gibi platformlar örnek verilebilir.
Pek tabi platform çalışmalarının gerek hizmet alanlar gerekse hizmet sunanlar bakımından birçok avantajı ve dezavantajı da bulunmaktadır. Platform çalışma, esneklik ve erişim kolaylığı gibi avantajlarıyla öne çıkarken, güvencesizlik ve düşük gelir gibi dezavantajları da beraberinde getirmektedir.[3] Avantajları arasında çalışanların kendi çalışma saatlerini belirleyebilmesi, ek gelir elde etme imkânı ve iş bulma sürecinin hızlanması yer alır. Ayrıca, platformlar aracılığıyla çalışanlar coğrafi kısıtlara takılmadan geniş bir müşteri kitlesine ulaşabilirler. Ancak bu modelin dezavantajları da dikkate değerdir. Çalışanlar genellikle iş güvencesinden, sosyal haklardan ve sendikal korumadan yoksundur.[4] Algoritmik yönetim nedeniyle çalışma koşulları üzerinde kontrol sahibi olamamaları, gelirlerinin düzensiz olması ve iş sağlığı ile güvenliği konusunda risklere maruz kalmaları önemli sorunlar arasındadır. Bu nedenle platform çalışması, esnek ve erişilebilir bir iş modeli sunarken, hukuki düzenlemelerle desteklenmediği takdirde çalışanlar açısından ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir
3.Konum Tabanlı Dijital Platformların Çalışma Modelleri
Platform çalışma, her ne kadar arz ve talebin çevrimiçi platformlar tarafından eşleştirilesi olarak özetlense de platform çalışma türleri homojen olmayan bir konsept içerisinde yer almaktadır.[5] Bu itibarla platform çalışma hakkında doktrinde birden çok ayrım yapılmaktadır. Doktrine söz konusu ayrımlar yapılırken hizmetin gerçekleştirildiği yer, hizmet sağlayıcısının bulunduğu konum, belirli bir kişi tarafından yerine getirilip getirilmeme, görevi ifa ederken gereken beceri gibi birbirinden farklı ölçütler benimsenmiştir.
Ancak platform çalışmanın temelde iki başlık altında incelenebilir: Sanal Çalışma ve Talep Üzerine Konum Tabanlı Çalışma
Sanal çalışma; kural olarak internete bağlı olup internet üzerinden bilgisayar aracılığıyla yerine getirilmektedir. Bir çalışmanın sanal çalışma olup olmadığı noktasında belirleyici husus müşterinin yerine getirilmesini talep ettiği görevin dünyanın herhangi bir yerinde bulunan kişi tarafından internet vasıtasıyla ifa edilebilmesi olup sanal zeminde müşteri ve çalışanın birbirini görmeden yürüttüğü bir ilişki söz konusudur. Bu doğrultuda sanal çalışma da kendi içinde “Sanal Dünyada Çalışma” ve “Kitle Çalışma” olarak iki alt başlığa ayrılmaktadır.
Talep üzerine konum tabanlı çalışmada ise; her ne kadar müşteri ve çalışan bir platform üzerinde iletişime geçip müşteri bu platform üzerinden görevi yüklerken müşterinin coğrafi çevresinde bulunan platform çalışanı yüklenen görevi ifa etmektedir.[6]
Konumuz bakımından bu makalede konum tabanlı dijital platformlar irdelenecek olup iş hukuku kapsamında konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki durumu incelenecektir.
4.Dijital Platform Çalışanlarının Hukuki Statüsü
Dijital platformlarda çalışan bireylerin hukuki statüsü, günümüzde dahi hala net bir çerçeveye oturtulamamıştır. Dijital platform çalışanlarının hukuki yapısı geleneksel iş hukuku normlarıyla tam olarak örtüşmeyen bir yapı sergilemektedir. Bu çalışanlar, platformlar tarafından genellikle lehlerine olması dolayısı ile bağımsız yüklenici veya serbest meslek sahibi olarak sınıflandırılmakta, böylece işçi statüsüne bağlı haklardan mahrum bırakılmaktadır. Ancak, fiili çalışma koşulları değerlendirildiğinde, bu bireylerin çoğu zaman belirli bir platforma ekonomik olarak bağımlı olduğu, platform kurallarına tabi olduğu ve algoritmalar tarafından yönlendirildiği görülmektedir. Bu durum, işçi mi, serbest meslek sahibi mi, yoksa bağımsız çalışan mı olduklarına dair tartışmalara yol açmaktadır.
İşçi statüsünde sayılabilmek için bağımlılık, işverene bağlılık ve çalışma süresi boyunca emir ve talimatlara tabi olma gibi kriterler aranır. Dijital platform çalışanları, görünürde bağımsız hareket ediyorsa da iş almaları platformun belirlediği algoritmalara bağlı olup hizmeti yerine getirirken platformun koyduğu kurallara uymak zorundadır. Bu bağlamda, platformların işveren benzeri bir konumda olup olmadığı ve çalışanlarının işçi olarak kabul edilmesi gerekip gerekmediği hukuki açıdan değerlendirilmesi gereken kritik konulardır.
Bazı ülkeler, dijital platform çalışanlarını işçi olarak tanıma eğiliminde olup, bu çalışanların asgari ücret, fazla mesai, kıdem tazminatı, sigorta ve iş güvencesi gibi haklardan yararlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Öte yandan, bazı yargı kararlarında platform çalışanları serbest meslek sahibi olarak kabul edilmekte, bu da onların iş hukuku korumalarından mahrum kalmalarına neden olmaktadır.
Bu noktada; iş hukukunun korumalarından muaf, ancak bağımsız çalışanların bağımsızlık unsuruna da tam anlamıyla sahip olmayan, dolayısı ile oldukça dezavantajlı münferit bir çalışan grubunun oluşmaması adına bağımsız platform çalışanlarını işçi olarak değerlendirilmesi uygulama bakımından çok daha faydalı olabilecektir.
5.Konum Tabanlı Dijital Platformlarda Çalışanların İş Hukukundan Kaynaklanan Hakları
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının işçi olarak kabul edilip edilmemesi, iş hukuku kapsamında sahip olabilecekleri haklar bakımından önem arz etmektedir. Geleneksel iş hukuku, işçilerin ücret hakkı, çalışma şartları ve saatleri, sosyal güvenlik hakları, iş sağlığı ve güvenliği gibi temel konularda korunmasını sağlarken, platform çalışanlarının bu haklardan ne ölçüde yararlanabileceği tartışmalıdır. Bu doğrultuda, konum tabanlı dijital platform çalışanlarının başta ücret hakları, sendikal hakları, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik ücret hakları gibi geleneksel anlamda iş hukuku çerçevesinde değerlendirilebilecek hakları ele alınacaktır.
İşçi Tanımının Konum Tabanlı Dijital Platformlar Karşısındaki Durumu
Geleneksel iş hukuku içinde "işçi" kavramı, genellikle belirli bir işverenin emir ve talimatları altında çalışan, bağımlı bir şekilde hizmet sunan ve bunun karşılığında ücret alan bireyleri tanımlamak için kullanılmaktadır.[7] Ancak dijital platformlar üzerinden çalışan bireylerin hukuki statüsü, geleneksel iş hukuku kavramları çerçevesinde tartışmalara konu olmaktadır.
Konum tabanlı dijital platformlar, yolcu taşıma, kuryelik, boyacılık, dil eğitimi ve ev hizmetleri gibi fiziksel mekânda yerine getirilen işlere aracılık eden sistemlerdir. Bu platformlar, geleneksel işveren-işçi ilişkisini reddederek kendilerini "aracı" olarak tanıtmakta ve çalışanların "bağımsız çalışan" veya "iş ortağı" olduğunu savunmaktadır.[8] Ancak bu model, çalışanların hukuki olarak işçi statüsüne sahip olup olmadığı konusunu gündeme getirmektedir.
İş hukuku açısından bir bireyin işçi sayılabilmesi için kişisel, hukuki ve ekonomik bağlılık gibi unsurların varlığı aranır. Bu bağlamda her ne kadar konum tabanlı dijital platformlarda çalışanların çalışma saatlerini esnek şekilde belirleyebilmeleri bağımsızlık gibi görünse de algoritmik yönetim sistemleri aracılığıyla yoğun bir denetim mekanizmasına tabi tutulmaktadırlar. Bu algoritmalar, çalışanların performansını izleyerek, görev dağıtımını ve kazancını belirleyen bir otorite olarak hareket etmektedir. Bu itibarla da külli bir bağımsızlıktan söz edilemez.
Farklı ülkelerde konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki statüsüne ilişkin farklı yaklaşımlar mevcuttur:
Konum Tabanlı Dijital Platform Çalışanlarının Hakları
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının en temel hakları arasında ücret, çalışma süresi, tatil ve izinler yer almaktadır. Her ne kadar geleneksel iş hukukunda bu haklar, işçilerin güven ile çalışmasını sağlamak için belirlenmiş olsa da platform çalışanları için bu hakların uygulanması mekanik anlamda belirsizlikler ve güçlükler ifade etmektedir. Konum tabanlı dijital platformlar kendilerini "aracı" olarak tanımlamaktaysa da uygulamada çalışanları üzerinde ciddi bir kontrol mekanizmasına sahip olduğu görülmektedir. Algoritmik yönetim yetkisi, fiyat belirleme yetkisi ve çalışanların bağımlı bir şekilde çalıştırılması; geleneksel anlamda işveren-işçi ilişkisinin unsurlarını olarak görülmektedir. Bu nedenle, hukuki düzenlemelerde platform çalışanlarının statüsü konusunda yeni yasal çerçevelere ve platformların sorumluluklarını artıran düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Neticeten, konum tabanlı dijital platform çalışanlarının ücret, çalışma süresi, tatil ve izin hakları, sigorta, iş güvenliği ve sağlık hakları açısından geleneksel işçilere kıyasla daha az güvenceye sahip olduğu ve eşitlik ile ayrımcılık yasağı bakımından daha dezavantajlı durumda olduğu görülmektedir. Gelinen aşamada geleneksel işçi kavramının her geçen gün dijital platform çalışanlarına yaklaştığı da nazara alındığında bu alanda yasal düzenlemeler yapılması, çalışanların sosyal güvenliğinin sağlanması ve adil çalışma koşullarının oluşturulması için gereklidir.
6.Konum Tabanlı Dijital Platform Çalışanlarının Yükümlülükleri
Dijital platform ekonomisinin ortaya çıkışı ve yaygınlaşması, iş gücü piyasasında önemli değişimlere neden olmuş ve konum tabanlı çalışanlar için yeni yükümlülükler doğurmuştur. Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki statüsü belirsizlik taşısa da bu çalışanlar işlerini yerine getirirken belirli yükümlülüklere tabidir. Bu yükümlülükler; çalışanların iş sözleşmesindeki yükümlülükleri, hizmetin yerine getirilmesi, süreklilik ve performans beklentileri, etik kurallar ve platform politikalarına uyum olmak üzere üç temel başlık altında incelenebilir.
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının hukuki statüleri farklılık gösterse de fiili olarak bir iş görme yükümlülüğüne sahip oldukları hususu nettir. Platformlar çalışanları genellikle bağımsız çalışan olarak kabul etse de bu çalışanların iş sözleşmesine benzer biçimde yükümlülükleri vardır.[16] Bu yükümlülükler tahdidi olmamakla birlikte genel olarak; işi özenle yerine getirime, platformca belirlenen görevleri kabul etme ve tamamlama sorumluluğu, işin zamanında ve eksiksiz tamamlanması, müşteri memnuniyeti ve geri bildirim mekanizmalarına uyum olarak sıralanabilir.[17]
Yükümlülüğün İfası, Süreklilik ve Performans
Konum tabanlı dijital platform çalışanları için işin devamlılığı, performansa dayalı değerlendirme sistemlerine bağlıdır. Çalışanların işlerini sürdürmeleri için belirli performans kriterlerini karşılamaları beklenmektedir. Bu beklenti ve kriterler şu şekilde sıralanabilir.
Etik Kurallar ve Platform Politikalarına Uyum
Platform çalışanları, yalnızca hizmetin ifasıyla sağlamakla değil, aynı zamanda platformun belirlemiş olduğu etik kurallara ve politika yönergelerine de uyumlu olmak zorundadırlar.
Platformlar, çalışanlardan belirli davranış kurallarına uymalarını bekler. Örneğin, Uber ve diğer taşımacılık platformları sürücülerden belli güvenlik prosedürlerine ve müşteri ile doğru iletişim kurma kurallarına uymalarını şart koşar. Keza yine çalışanların, müşteriyle saygılı ve güvenli bir iletişim kurmaları, platformun itibarını ve güvenilirliğini koruma açısından önemlidir.
Ayrıca yine platformun itibarını ve güvenilirliğini koruma adına çalışanlar, sahte siparişler oluşturma, sahte konum bildirme veya müşterileri yanıltma gibi etik dışı uygulamalardan kaçınmalıdır. Keza çalışanların hizmet sunumu sırasında gerek kendi güvenlikleri gerekse müşterilerin güvenliği için platform tarafından belirlenen protokollere de uygun hareket etmesi gerekmektedir.
Konum tabanlı dijital platform çalışanlarının yükümlülükleri, geleneksel işçi yükümlülüklerinden farklılık gösterse de platform kurallarına ve hizmet standartlarına uyum gerektiren ciddi sorumluluklar içerdiği aşikardır. İş sözleşmesi benzeri kurallar, performans beklentileri ve etik kurallar çerçevesinde çalışanlar hem kendi iş sürekliliklerini hem de müşteri memnuniyetini sağlamak için belirlenen kriterlere uygun hareket etmek zorundadır. Bu yükümlülüklerin hukuki boyutu tartışmalı olsa da uygulamada platformların çalışanları yönlendiren ve denetleyen bir işleyişe sahip olduğu açıktır.
7.Konum Tabanlı Platform Çalışanlarının İş Güvencesi
Dijital platform ekonomisi, iş gücü piyasasında esneklik sağlarken, iş güvencesi açısından belirsizlikler yaratmaktadır. Konum tabanlı dijital platformlarda çalışan bireyler, geleneksel iş ilişkilerinde sağlanan iş güvencesine sahip olmamakta, iş sürekliliği ve hakları konusunda birçok zorlukla karşılaşmaktadır. Bu çalışanlar, genellikle bağımsız yüklenici veya serbest çalışan olarak tanımlanmakta ve geleneksel iş sözleşmelerinde sağlanan iş güvencesi, kıdem tazminatı ve işten çıkarma koruması gibi haklardan muaf tutulmaktadır. Platformlar tarafından tek taraflı olarak iş ilişkisi sona erdirilebilmekte, çalışanlar platformdan çıkarıldıklarında herhangi bir tazminat ya da hukuki koruma elde edememektedir.[18] İş sürekliliği ise platformların algoritmalarına bağlı olduğundan çalışanlar her zaman yeterli iş alma garantisine sahip değildir.
Konum tabanlı dijital platformlar, esnek çalışma modeli sunduğu için avantajlı gibi görünse de, uzun vadede iş güvencesi sağlamada yetersiz kalmaktadır. İşin devamlılığı garanti edilmemekte, platformlar müşteri talebine ve iş hacmine bağlı olarak çalışanlara farklı oranlarda iş sağlayabilmektedir. Algoritmalar tarafından yönetilen bu sistemde, performans puanı düşük olan çalışanlar iş alma konusunda dezavantajlı duruma düşmekte ve bazı durumlarda tamamen sistem dışına itilebilmektedir. Sosyal güvence eksikliği nedeniyle platform çalışanları işsizlik ödeneği, kıdem tazminatı veya işsizlik sigortasından faydalanamamakta, esnek çalışma saatleri nedeniyle iş güvenceleri daha da zayıflamaktadır. Çalışanlar ne kadar çalışacaklarını kendileri belirleyebilse de platformlar tarafından sunulan iş fırsatları düzensiz ve öngörülemezdir.
İş güvencesinin eksikliği nedeniyle konum tabanlı dijital platform çalışanları çeşitli ekonomik ve hukuki zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Gelir istikrarsızlığı, çalışanların düzenli ve güvenilir bir gelir elde etmesini engellemekte, iş fırsatlarının azalması durumunda ciddi ekonomik sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Hukuki koruma eksikliği, platform çalışanlarının iş sözleşmesi kapsamında değerlendirilmemesi nedeniyle işten çıkarılma, mobbing veya adaletsiz uygulamalar karşısında hak arama imkanlarını kısıtlamaktadır. Ayrıca, sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarından yeterince faydalanamamaları, çalışanların iş güvencesini daha da zayıflatmaktadır. Sosyal haklara erişim konusunda da ciddi zorluklar yaşanmakta, platform çalışanları işsizlik sigortası, sağlık sigortası ve emeklilik gibi haklardan bireysel çözümlerle yararlanmaya çalışmaktadır. Öte yandan, platformlar tarafından yapılan keyfi işten çıkarmalar çalışanlar için büyük bir risk oluşturmaktadır. Platformlar, çalışanları sistemden çıkarmak için herhangi bir gerekçe göstermek zorunda olmamakta, algoritmalar üzerinden çalışanların erişimini kısıtlayabilmektedir.
Neticeten, konum tabanlı dijital platform çalışanları, geleneksel iş güvencesinden yoksun olup piyasa koşullarına ve platform politikalarına bağlı olarak çalışmaktadır. Geçici iş sözleşmeleri, düzensiz gelir, sosyal güvenlik eksikliği ve keyfi işten çıkarmalar gibi nedenler, bu çalışanların uzun vadeli iş güvencesi elde etmesini zorlaştırmaktadır.[19] Bu nedenle, platform çalışanlarının iş güvencesini artırmaya yönelik hukuki düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Avrupa ve ABD’de bazı düzenlemeler bu yönde adımlar atmaya başlamış olup, platform çalışanlarının iş güvencesi hakkındaki tartışmaların devam ettiği görülmektedir.
8.Sonuç
Dijital platformların iş gücü piyasasında artan etkisi, geleneksel iş hukuku normlarının yeterliliğini tartışmalı hale getirmiştir. Her ne kadar farklı kabuller bulunsa da konum tabanlı çalışanların işçi mi yoksa bağımsız çalışan mı oldukları konusu hala hukuki belirsizliğini korumaktadır. Kaleme almakta olduğumuz makalenin önceki safhalarında da detaylıca ifade edilmiş olduğu üzere iş hukuku perspektifinden bakıldığında, konum tabanlı platform çalışanlarının karşılaştığı temel sorunlar arasında iş güvencesi eksikliği, sosyal güvenlik haklarından yoksunluk, ücret belirsizliği, uzun ve düzensiz çalışma saatleri ile örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının sınırlı olması bulunmaktadır.
İş güvencesi, geleneksel iş ilişkilerinde önemli bir koruma sağlarken, konum tabanlı çalışanlar açısından bu güvence büyük ölçüde zayıflamış durumdadır. Platformlar, çalışanları bağımsız yüklenici olarak değerlendirerek çalışanları iş sözleşmesine dayalı korumalardan muaf tutmakta ve çalışanları tek taraflı olarak sistem dışına itebilmektedir. Keza bu paralelde çalışanlar, işten çıkarılma (platformdan men edilme/ platform dışına çıkarılma) halinde kıdem tazminatı veya işe iade hakkı gibi güvencelerden mahrum kalmaktadır. Ayrıca, algoritmalar tarafından yönetilen iş tahsis sistemleri, çalışanların iş alma ve gelir elde etme imkanlarını muallak hale getirmektedir.
Sosyal güvenlik hakları açısından konum tabanlı çalışanlar, “işçi” statüsüne sahip olmadıkları ve hatta genellikle bağımsız çalışan olarak değerlendirildikleri için işsizlik sigortası, emeklilik hakkı ve sağlık sigortası gibi güvencelerden yararlanamamaktadır. Geleneksel iş hukuku, işverenlerin çalışanlarını sigortalı yapmasını zorunlu kılarken, platform çalışanları kendi sigortalarını kendileri sağlamak zorunda kalmaktadır. Bu durum, özellikle geliri belirsiz olan platform çalışanları ve özellikle düşük gelirli platform çalışanları için ciddi bir sosyal risk oluşturmaktadır.
Keza yine ücret ve çalışma koşulları bakımından da konum tabanlı çalışanlar büyük bir belirsizlikle karşı karşıyadır. Zira ücretler, algoritmalar tarafından belirlenen dinamik sistemlere tabi olup sabit ve düzenli bir gelir güvencesi sunmamaktadır. Çalışanlar, fazla mesai ücreti, asgari ücret güvencesi ve tatil hakları gibi iş hukuku korumalarından yararlanamamaktadır. Ayrıca, müşteri taleplerine ve platform politikalarına bağlı olarak çalışma saatleri esnek olmakla birlikte, çalışanların daha fazla kazanç sağlamak için uzun saatler boyunca çalışmak zorunda kalmaları iş sağlığı ve güvenliği açısından riskler yaratmaktadır.
Neticeten, konum tabanlı çalışanların iş hukuku kapsamında yaşadığı sorunların giderilmesi için hukuki çerçevenin güncellenmesi ve platform çalışanlarının sosyal haklarını güvence altına alacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Avrupa ve ABD’deki bazı mahkeme kararları ve yasa değişiklikleri, platform çalışanlarının haklarını güçlendirmeye yönelik önemli adımlar atmış olsa da küresel ölçekte bu sorunun çözümü için daha kapsamlı düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
[1] Schmidt, Florian A: Digital Labour Markets i The Platform Economy Mapping the Political Challenges of Crowd Work and Gig Work, Berlin 2017, s.9.
[2] Boyacı, Nil Belgin: Dijital Emek Platformları ve Sendikalar, Ankara 2020, s.6
[3] Organization for Economic Co-operation and Development / Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü, 2016, a.g.k., 21; European Parliament, 2017, a.g.k., 42; Chartered Institute of Personnel and Development, 2017, a.g.k., 23; Pesole v.d., 2018, a.g.k., 43.
[4] Dagnino, E. 2016, a.g.k., 51; DeVault vd., 2019, a.g.k., 17. İngiltere’de 2017 yılında yapılan bir araştırmada platform çalışanlarının %70’inin geleneksel çalışanlara göre finansal güvencelerinin olmadığı ifade edilmiştir. Chartered Institute of Personnel and Development, 2017, a.g.k., 37.
[5] Maselli, I., Lenaerts, K. ve Beblavy, M. (2016). Five things we need to know about the on-demand economy. Centre for European Policy Studies, No. 21. s. 4.
[6] Küçük,Doğan, 2023, Türk İş Hukuku Bakımından Platform Çalışanları, s.40
[7] Yıldız, Gaye Burcu: “Dijital Emek Platformları Üzerinden Çalışanların Hukuki Statülerinin Belirlenmesi”, Sicil İş Hukuku Dergisi, C: 0, S: 46, 2021, 28-41, s. 29; Erol 2020a, s. 278.
[8] Schimdt, 2017, a.g.k., 5; International Labour Organization / Uluslararası Çalışma Örgütü, 2018, a.g.k., 4.
[9] Todoli-Signes, Adrian: “Spanish Riders Law and The Right to Be Informed About The Algorithm”, European Labour Law Journal, C:12, S:3, 2021, 399-402, s. 400; Ezer, s. 803-804
[10] Küçük, 2023, Türk İş Hukuku Bakımından Platform Çalışanları, 133
[11] International Lawyers Assisting Workers Network, 2021, s. 77-99
[12] Cherry, Miriam A./ Aloisi, Antonio: “"Dependent Contractors" In the Gig Economy: A Comparative Approach”, American University Law Review, C:66, S:3, 2017, s. 649
[13] Kilhoffer, Zachary / De Groen, Willem Pieter / Lenaerts, Karolien / Smits, Ine / Hauben, Harald / Giacumacatos, Elisa / Waeyaert, Willem / Lhernould, Jean-Philippe / Robin-Olivie, Sophie: Study to Gather Evidence on the Working Conditions of Platform Workers, Lüksemburg 2020, s. 254
[14] Doğan 2020, s. 1138
[15] ILO 2016, s. 209.
[16] Günbattı, Naime Nur., 2023, Konum Tabanlı Dijital Platform Çalışanlarının Temel Hakları. Yüksek Lisans Tezi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi.
[17] Küçük, Doğukan, 2023 Türk İş Hukuku Bakımından Platform Çalışanları. Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi,
[18] ILO 2018, s. 1; Baycık, Gaye/ Civan, Orhan Ersun/ Tolu Yılmaz, Hazal/ Bosna, Berrin: “Platform Çalışanlarını Yasal Güvenceye Kavuşturmak: Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S:1, 2021, 713-801, s. 716. Alpagut, s. 90.
[19] De Stefano, Valerio/ Aloisi, Antonio: European Legal Framework for “Digital Labour Platforms”, European Commission, 2018, s.13
KAYNAKÇA