Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 24 Şubat 2021 tarihli ve 31405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, bu kapsamda serbest avukatlara yönelik MASAK yükümlülükleri getirilmiştir.
MASAK’ın avukatlara getirdiği “bildirim yükümlülüğü’’ meslektaşlar arasında “ihbar’’ olarak nitelendirilmiş, avukatların sır saklama yükümlülüğü sebebiyle ihbarcı olamayacakları tekrar edilmiştir. Ancak eleştrilere rağmen düzenleme kabul edilerek aşağıda açıklanan yükümlülüklere göre mesleği ifa etme zorunluluğu getirilmiştir. Ilgili düzenlemenin, suç gelirlerinin aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi amacına hizmet etmekle, mesleğini ifa ederken avukata şüphe izleme, şüpheli işlem bildirimi gibi yükümlülükler yüklemenin ve avukatı adeta kolluk görevlisi sokmanın mesleğin doğasına aykırı olduğu ve bu durumun avukatın bağımsızlık unsuru ile bağdaşmayacağına yönelik endişelere katılmaktayız.
SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASI VE TERÖRİZMİN FİNANSMANI
Suç gelirlerinin aklanması, genel tanımıyla, yasa dışı yollardan elde edilen kazançların kaynağının gizlenmesi veya niteliğinin değiştirilmesi suretiyle yasal görüntü kazandırılarak ekonomik sisteme entegre edilmesidir. Aklama suçu ile mücadelede amaç, mali sistemlerin ve kurumların aklama süreçlerinde araç olarak kullanılmalarını önlemek ve sisteme güveni sağlamak ayrıca suçluları suç gelirlerinden mahrum etmek suretiyle temel var olma nedenlerini ortadan kaldırmaktır.
Terörizmin finansmanı ise, genel olarak, yasal ve yasa dışı faaliyetlerden elde edilen fon veya malvarlığı değerlerinin teröristler ya da terör örgütlerine transfer edilmesidir. Terörizmin finansmanı suçu ile mücadelede amaç ise, terör örgütlerinin finansman kaynaklarının kurutulması ve elde edilen fonların dağıtım kanallarının engellenmesiyle terör örgütlerinin başarı şansının azaltılmasıdır[1].
MALİ EYLEM GÖREV GÜCÜ
(Financial Action Task Force On Money Laundering (FATF) )
FATF, uluslararası arenada kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadele standartlarını belirlemek amacıyla 1989 yılında G-7 ülkeleri tarafından OECD bünyesinde kurulmuş olup, düzenlemeleri uluslararası niteliktedir.
FATF, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi için “Kırk Tavsiye” (The Forty Recommendations) kararı yayımlamıştır. Bu kararlar her ne kadar “tavsiye’’ olarak anılsa da üye devletlere birtakım yükümlülükler yükler. FATF yükümlülüklerine uymayan ülke, RİSKLİ ÜLKE ilan edilebilir. Bu durumda ülkede finansal faaliyetler aksar, vatandaşlar mağdur olur.
Türkiye, 1991 yılında kuruluşa dâhil olmuştur. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) bu kuruluşa üye olmanın sonucu olarak 1997 yılında ortaya çıkmıştır. MASAK; Türkiye’nin mali istihbarat birimi olarak suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadelede politika belirleme, düzenleme yapma, koordinasyonu sağlama, inceleme ve denetim görevlerini yerine getirmekte olup, aynı zamanda görev alanına giren konularda uluslararası ilişkileri yürütme fonksiyonunu haizdir. Bu kapsamda MASAK, Suç gelirlerinin aklanması ile daha etkin mücadele edilebilmesi ve mali sistemin suçlular tarafından kullanılmasının engellenebilmesi için, gerek uluslararası alanda gerekse iç hukukta finansal kuruluşlara ve diğer bazı meslek gruplarına yönelik bir takım yükümlülükler getirilmiştir. Yükümlüler; finansal kuruluşlar ile finansal olmayan serbest meslek mensupları olarak ayrılmıştır. Serbest avukatlar ise finansal olmayan serbest meslek grubuna dâhildir.
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 2/1-d maddesinde, savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere;
MASAK YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Finansal kuruluş olmayan yükümlüler, 5549 sayılı Kanun’un 3 ncü maddesi gereğince, kendileri nezdinde yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek zorundadır.
Kimlik tespiti;
Gerçek Kişilerde Kimlik Tespiti Amacıyla Alınan Bilgiler
Ticaret Siciline Kayıtlı Tüzel Kişilerde Kimlik Tespiti Amacıyla Alınan Bilgiler
MASAK Genel Tebliği (Sıra No:6)’ne göre:
“Şüpheli işlem, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işleme konu malvarlığının; yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına, terörist eylemler için ya da terör örgütleri, teröristler veya terörü finanse edenler tarafından kullanıldığına veya bunlarla ilgili ya da bağlantılı olduğuna dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halidir.’’
5549 sayılı Kanun’un “Şüpheli işlem bildirimi” başlıklı 4’üncü maddesi gereğince:
“Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması hâlinde bu işlemlerin, yükümlüler tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığına bildirilmesi zorunludur.’’
Aşağıda bazı şüphe kategorileri belirtilmiştir:
Söz konusu yükümlülük, 5549 sayılı Kanun’ın 7. Maddesinden doğmakla birlikte ilgili hüküm şu şekildedir:
“Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar, Başkanlık ve denetim elemanları tarafından istenilecek her türlü bilgi, belge ve bunlara ilişkin her türlü ortamdaki kayıtları, bu kayıtlara erişimi sağlamak veya okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri tam ve doğru olarak vermek ve gerekli kolaylığı sağlamakla yükümlüdür.’’
5549 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre:
“Yükümlüler, bu Kanunla getirilen yükümlülüklere ve işlemlerine ilişkin her türlü ortamdaki; belgeleri düzenleme tarihinden, defter ve kayıtları son kayıt tarihinden, kimlik tespitine ilişkin belgeleri ise son işlem tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle muhafaza ve istenmesi halinde yetkililere ibraz etmekle yükümlüdür.’’
Avukatların elektronik tebligat yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak MASAK Başkanlığı’na başvurularak tebligatların elektronik ortamda yapılması için talepte bulunulabilir. Başvuruda bulunan yükümlülere Başkanlıkça uygun görülmesi halinde elektronik ortamda tebligat yapılır.
[1] 5549 Sayılı Kanun Kapsamında Finansal Kuruluş Olmayan Yükümlülerin Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörizmin Finansmanı Açısından Riskleri, https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2021/02/FINANSAL-OLMAYAN-KURULUSLARIN-SUC-GELIRLERININ-AKLANMASI-VE-TERORIZMIN-FINANSMANI-BAKIMINDAN-RISKLERI.pdf, s.3, (E.T.: 14.04.2021)
Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 24 Şubat 2021 tarihli ve 31405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, bu kapsamda serbest avukatlara yönelik MASAK yükümlülükleri getirilmiştir.
MASAK’ın avukatlara getirdiği “bildirim yükümlülüğü’’ meslektaşlar arasında “ihbar’’ olarak nitelendirilmiş, avukatların sır saklama yükümlülüğü sebebiyle ihbarcı olamayacakları tekrar edilmiştir. Ancak eleştrilere rağmen düzenleme kabul edilerek aşağıda açıklanan yükümlülüklere göre mesleği ifa etme zorunluluğu getirilmiştir. Ilgili düzenlemenin, suç gelirlerinin aklanmasının ve terörün finansmanının önlenmesi amacına hizmet etmekle, mesleğini ifa ederken avukata şüphe izleme, şüpheli işlem bildirimi gibi yükümlülükler yüklemenin ve avukatı adeta kolluk görevlisi sokmanın mesleğin doğasına aykırı olduğu ve bu durumun avukatın bağımsızlık unsuru ile bağdaşmayacağına yönelik endişelere katılmaktayız.
SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASI VE TERÖRİZMİN FİNANSMANI
Suç gelirlerinin aklanması, genel tanımıyla, yasa dışı yollardan elde edilen kazançların kaynağının gizlenmesi veya niteliğinin değiştirilmesi suretiyle yasal görüntü kazandırılarak ekonomik sisteme entegre edilmesidir. Aklama suçu ile mücadelede amaç, mali sistemlerin ve kurumların aklama süreçlerinde araç olarak kullanılmalarını önlemek ve sisteme güveni sağlamak ayrıca suçluları suç gelirlerinden mahrum etmek suretiyle temel var olma nedenlerini ortadan kaldırmaktır.
Terörizmin finansmanı ise, genel olarak, yasal ve yasa dışı faaliyetlerden elde edilen fon veya malvarlığı değerlerinin teröristler ya da terör örgütlerine transfer edilmesidir. Terörizmin finansmanı suçu ile mücadelede amaç ise, terör örgütlerinin finansman kaynaklarının kurutulması ve elde edilen fonların dağıtım kanallarının engellenmesiyle terör örgütlerinin başarı şansının azaltılmasıdır[1].
MALİ EYLEM GÖREV GÜCÜ
(Financial Action Task Force On Money Laundering (FATF) )
FATF, uluslararası arenada kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadele standartlarını belirlemek amacıyla 1989 yılında G-7 ülkeleri tarafından OECD bünyesinde kurulmuş olup, düzenlemeleri uluslararası niteliktedir.
FATF, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi için “Kırk Tavsiye” (The Forty Recommendations) kararı yayımlamıştır. Bu kararlar her ne kadar “tavsiye’’ olarak anılsa da üye devletlere birtakım yükümlülükler yükler. FATF yükümlülüklerine uymayan ülke, RİSKLİ ÜLKE ilan edilebilir. Bu durumda ülkede finansal faaliyetler aksar, vatandaşlar mağdur olur.
Türkiye, 1991 yılında kuruluşa dâhil olmuştur. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) bu kuruluşa üye olmanın sonucu olarak 1997 yılında ortaya çıkmıştır. MASAK; Türkiye’nin mali istihbarat birimi olarak suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadelede politika belirleme, düzenleme yapma, koordinasyonu sağlama, inceleme ve denetim görevlerini yerine getirmekte olup, aynı zamanda görev alanına giren konularda uluslararası ilişkileri yürütme fonksiyonunu haizdir. Bu kapsamda MASAK, Suç gelirlerinin aklanması ile daha etkin mücadele edilebilmesi ve mali sistemin suçlular tarafından kullanılmasının engellenebilmesi için, gerek uluslararası alanda gerekse iç hukukta finansal kuruluşlara ve diğer bazı meslek gruplarına yönelik bir takım yükümlülükler getirilmiştir. Yükümlüler; finansal kuruluşlar ile finansal olmayan serbest meslek mensupları olarak ayrılmıştır. Serbest avukatlar ise finansal olmayan serbest meslek grubuna dâhildir.
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 2/1-d maddesinde, savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere;
MASAK YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Finansal kuruluş olmayan yükümlüler, 5549 sayılı Kanun’un 3 ncü maddesi gereğince, kendileri nezdinde yapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tespit etmek zorundadır.
Kimlik tespiti;
Gerçek Kişilerde Kimlik Tespiti Amacıyla Alınan Bilgiler
Ticaret Siciline Kayıtlı Tüzel Kişilerde Kimlik Tespiti Amacıyla Alınan Bilgiler
MASAK Genel Tebliği (Sıra No:6)’ne göre:
“Şüpheli işlem, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işleme konu malvarlığının; yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına, terörist eylemler için ya da terör örgütleri, teröristler veya terörü finanse edenler tarafından kullanıldığına veya bunlarla ilgili ya da bağlantılı olduğuna dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halidir.’’
5549 sayılı Kanun’un “Şüpheli işlem bildirimi” başlıklı 4’üncü maddesi gereğince:
“Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması hâlinde bu işlemlerin, yükümlüler tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanlığına bildirilmesi zorunludur.’’
Aşağıda bazı şüphe kategorileri belirtilmiştir:
Söz konusu yükümlülük, 5549 sayılı Kanun’ın 7. Maddesinden doğmakla birlikte ilgili hüküm şu şekildedir:
“Kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar, Başkanlık ve denetim elemanları tarafından istenilecek her türlü bilgi, belge ve bunlara ilişkin her türlü ortamdaki kayıtları, bu kayıtlara erişimi sağlamak veya okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri tam ve doğru olarak vermek ve gerekli kolaylığı sağlamakla yükümlüdür.’’
5549 sayılı Kanun’un 8. maddesine göre:
“Yükümlüler, bu Kanunla getirilen yükümlülüklere ve işlemlerine ilişkin her türlü ortamdaki; belgeleri düzenleme tarihinden, defter ve kayıtları son kayıt tarihinden, kimlik tespitine ilişkin belgeleri ise son işlem tarihinden itibaren sekiz yıl süreyle muhafaza ve istenmesi halinde yetkililere ibraz etmekle yükümlüdür.’’
Avukatların elektronik tebligat yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak MASAK Başkanlığı’na başvurularak tebligatların elektronik ortamda yapılması için talepte bulunulabilir. Başvuruda bulunan yükümlülere Başkanlıkça uygun görülmesi halinde elektronik ortamda tebligat yapılır.
[1] 5549 Sayılı Kanun Kapsamında Finansal Kuruluş Olmayan Yükümlülerin Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörizmin Finansmanı Açısından Riskleri, https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2021/02/FINANSAL-OLMAYAN-KURULUSLARIN-SUC-GELIRLERININ-AKLANMASI-VE-TERORIZMIN-FINANSMANI-BAKIMINDAN-RISKLERI.pdf, s.3, (E.T.: 14.04.2021)