Rekabet Hukuku Ve Uyum Programları Hakkında Bazı Hukuki Değerlendirmeler
Logo



Av. Huriye Coşan 25 Apr, 2022 Universal

Rekabet Hukuku Ve Uyum Programları Hakkında Bazı Hukuki Değerlendirmeler


  1. GİRİŞ

Serbest piyasa ekonomisindeki rekabetin korunması, teşebbüslerin hakimiyetlerinin bulunduğu faaliyet alanındaki gücünü kötüye kullanmalarının engellenmesi hem teşebbüslerin hem de tüketicilerin adil bir ortamda var olan rekabetin, fayda ve sonuçlarından yararlanmaları gerektiği tüm dünya ve ülkemiz açısından bilinen ve korunması için özen gösterilmekte olan gerçektir. Bu doğrultuda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun[1] (“Kanun”), Türk Hukuku’nda mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüslerin, faaliyet alanları özelinde ilgili rekabeti bozucu eylem ve işlemlerini engelleme amacı güdülerek hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Kanun ile teşebbüslere çeşitli sorumluluklar yüklenmiş olup yaptırım ve cezalar ile birlikte de sağlıklı rekabet ortamının var olması adına sınırlar çekilmiştir. Ancak Rekabet Kurumu’nun yayınlamış olduğu çeşitli yazılarda da görüldüğü üzere teşebbüslerin birçoğu, Kurum tarafından incelemeye tabi tutulana veyahut idari para cezasına hükmedilene kadar rekabet düzenini bozucu eylemlerde bulunduklarının bilincinde dahi değildir.

Hal böyle iken zamanla teşebbüs ve şirketlerin Rekabet Hukuku anlamında bilinçlenmeleri ve bu konuda uyum programları adı verilen sistematik bir iç Rekabet Hukuku politikaları geliştirmeleri neredeyse zaruret haline gelmiştir. Böylelikle teşebbüsler, Kurum veya diğer yargı çevreleri tarafından hukuki veya cezai yaptırımlara maruz kalmadan Rekabet Hukuku kurallarına uyumlu hale gelecek ve serbest piyasa ekonomisindeki rekabet düzeni sağlanabilecektir.

Sonuç olarak bu çalışma ile Rekabet Hukuku ve Rekabet Hukuku Uyum Programlarının tanımı, yapısı, süjeleri ve amacı ele alınacaktır.

 

  1. REKABET HUKUKU TANIMI, İŞLEVİ VE AMACI

Sözlük ve genel anlamı ile rekabet, “üstünlük sağlama amacı ile rakiplere karşı yürütülen yarışma etkinliklerinin bütünü” anlamına gelmektedir[2]. Dar ve hukuki anlamda ise rekabet; Kanun’un 3. maddesi kapsamında Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı” olarak tanımlanmaktadır[3].

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Türk Hukuku’nda, mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasındaki yukarıda tanımlaması yapılmış olan rekabeti desteklemek sureti ile sağlıklı bir rekabet ortamını sağlamayı ve sağlanan rekabet ortamında piyasalardaki etkinliği artırmak sureti ile ekonomik gelişmenin artmasını amaçlanmaktadır.

Rekabet Hukuku’ndan bahsedebileceğimiz ilk yasal düzenleme ise Sherman Kanunu’dur. (Sherman Act)[4] 1890 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yürürlüğe giren Sherman Kanunu ile rekabetin yatay veya dikey anlaşmalar ve uygulamalar yoluyla kısıtlanması ve tekelleşmenin yasaklanması amacı güdülmüştür. Avrupa ise Rekabet Hukuku ile yasal olarak 1958 yılında yürürlüğe giren Roma Antlaşması[5] sayesinde tanışmış bulunmaktadır. Türkiye’de Rekabet Hukuku’na ilişkin düzenlemeleri içerir Kanun ise 1994 yılı sonunda kabul edilerek yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, konuya ilişkin bir yasal düzenleme yapılmasına yönelik çalışmalar uzun sayılabilecek bir geçmişe sahiptir[6].

Kanun’u takip eden bir diğer gelişme de Kanun’un amacı doğrultusunda Rekabet Hukuku’nun tanıtılması, Kanun’un uygulanması ve Kanun’un vermiş olduğu yetki ile görevlerini ifa etmek üzere 1994 yılında kurulmuş olan Rekabet Kurumu[7]’dur.

Böylelikle her ne kadar gelişimi daha geçmiş yıllara dayanmakta ise de 1994 yılında kurulmuş olan Rekabet Kurumu ve yine 1994 yılında yürürlüğe girmiş olan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti teşvik etmek ve sürdürmek suretiyle adil rekabeti korumak adına adımlar atılmıştır. Böylelikle vatandaş ve toplumu en iyi ürünlere ulaştırarak; tüketicilerin çıkarlarını korumak adına adil fiyatlamanın yapılmasının takibini sağlanmaktadır.

 

  1. UYUM PROGRAMLARI VE ŞİRKET ÇATISI ALTINDAKİ ÖNEMİ

Genel itibariyle, dünyada ve Türkiye’de önemli bir kavram haline gelen uyum (compliance) kavramından bir kuruluşun yürürlükteki mevzuat düzenlemelerine uygun şekilde hareket etmesi anlaşılmaktadır. Uyum programı ise, hukuk kuralları dışındaki eylem ve işlemlerden korunma önlemleri ile teşebbüslerden beklenebilir ölçüde hukuk kurallarına uygun kalmalarını sağlayan, şirketlerin kendi oluşturdukları kuralları içeren bir programdır. Biyapısı gereği oluşabilecek hukuka aykırı eylem ve işlemleri veyahut riski önceden tespit etmek; ardından gerekli önlemleri alarak ihlalin oluşmasını önlemek üzere kural ve etik yapılanmalar ile donatılmıştır. Belirtmek gerekir ki, uyum programları özünde risk odaklı süreçler olup ilgili kurum ve kuruluşu uyum süreci ile aşağıda da belirtileceği üzere bazı idari para cezaları, şirketlerin yönetim kurulu üyeleri hakkında açılabilecek sorumluluk davaları ve müşterileri nezdinde meydana gelebilecek itibar kaybı gibi olumsuz süreçlerden korumayı hedeflemektedir.

Uyum programları, teşebbüslerin faaliyet gösterdiği sektör özelinde oluşturulmalıdır. Böylelikle her teşebbüs ve şirket kendi faaliyet alanını ilgilendiren yasal düzenleme, hukuk kuralları ve regülasyonlara uygun hareket ederek hukuka aykırı işlem ve eylem yapma riskini en aza indirebilecektir.

Her ne kadar teşebbüsler özelinde uyum program içerikleri çeşitlilik göstermekte ise de İş Hukuku, Kişisel Verilen Korunması Kanunu, Vergi Hukuku, Rekabet Hukuku ve şirketin faaliyet alanı içerisinde önem arz eden diğer uyum konuları mutlak suretle uyum programları içerisinde yer almalıdır. Zira teşebbüslerin, uyum programı ve içerisinde barındırdığı uyum politikalarını zorunlu, yararlı kılması; teşebbüsü hem kısa hem de uzun vade de, başta para cezaları olmak üzere birçok hukuki ve cezai sorumluluklardan koruyacaktır.

Uyum programları tek seferlik bir eğitim veyahut kurallar bütünü değildir. Program ve içerdiği politikaların, şirketin içerisinde yapılacak olan gözlemler ve çalışanlardan gelen dönüşler ile sürekli geliştirilmesi gerekmektedir. Böylelikle teşebbüs ve şirket çatısı altında oluşturulan programlar zaman içerisinde istenilen uyumluluk seviyesine ulaşabilecek ve hukuk kuralları ile paralel hale gelebilecektir.

Uyum Program ve politikaları ile ulaşılması gereken hedef için bazı öncelik sırası belirlenmeli ve ilgili uyum adımları bu sıraya göre atılmalıdır. Risk değerlendirmesi bu adımların başında gelmekte olup; uyum sürecini yöneten yetkili, şirketi düzenli olarak denetlemeli ve yapılan tüm işlemlerden, özellikle riskli teşkil etme ihtimali yüksek olanlardan haberdar olmalıdır. Uyum sürecinin özünde riski yönetmek olduğu açıkça ortada olup; uyum yöneticisinin en fazla risk ve riskli işlem içeren operasyonları, departman ve çalışanı tespit ederek değerlendirmeye başlamasında da büyük ölçüde yarar bulunmaktadır.

 

  1. REKABET HUKUKU UYUM PROGRAMLARI

Şirketler nezdinde uyulması gereken uyum programlarının başında Rekabet Hukuku uyum programı yer almaktadır[8]. Rekabet Hukuku uyum programlarının asıl görev ve amacı, rekabeti ihlal eden işlemler henüz meydana gelmeden risk ve eylemi tespit ederek ilgili ihlalin önüne geçmektir[9].

Teşebbüslerin uyum programları içerisinde, Rekabet Hukuku uyum program ve politikasının bulunması teşebbüsler açısından kritik ölçüde önem arz etmektedir. Rekabet Hukuku Uyum Programları teşebbüslerin, rekabet kuralları ve bu kuralları ihmal etmeleri halinde karşılaşabilecekleri yaptırımlar hakkında bilinçlenmelerine yardımcı olarak; rekabet ihlalleri ortaya çıkmadan engellenebilecek veya rekabet ihlallerinin doğurduğu olumsuz etkiler azaltılabilmektedir[10].

 

  1. ŞİRKETLER VE REKABET HUKUKU UYUM POLİTİKASI

Rekabet Hukuku ihlalleri nedeniyle, Rekabet Kurumu tarafından hükmedilen cezaların yol açtığı maliyetler şirketleri zora sokmakta ve ekonomik anlamda yıpratmaktadır. Bu nedenle öncelikle ihlal varlığının önlenmesi amacı ile ortaya çıkan rekabet uyum program ve politikaları, şirketler açısından hem ekonomik ve ticari itibarı korumak anlamında uzun vade de fayda sağlamaktadır. Rekabet Hukuku politikasını çeşitli başlıklar altında toplamak mümkündür[11]. Şöyle ki;

  1. Rekabet Hukuku politikasının esas ve usullerinin yer aldığı şirketi içi rehber bir kılavuz hazırlanması

Kılavuz ile öncelikle uyum programının önemi, tüm süreç ve uygulamaların Rekabet Hukuku kural ve ilkeleri ile bağdaşması gerektiğine, doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti bozacak işlem ve eylemlerin neler olduğuna ilişkin hususları yalın bir anlatım içeren bir bilgi yazısı hazırlanmalı ve şirketin tüm ilgili birim ve çalışanlarına ulaştırılmalıdır.

 

  1. Şirket içi çalışanlara düzenli aralıklarla eğitim verilmesi

Öncelikle her departman bazında rakipler, tedarikçiler, iş ortakları, şubeler, alıcılar ve müşteriler ile kurulan iletişimin Rekabet Hukuku hükümleri çerçevesinde nasıl sürdürülmesi gerektiği ile ilgili belirli aralıklarla eğitimler verilmelidir.

Rekabet uyum politikası eğitimleri ile çalışanlara, rakip şirket çalışanlarıyla kurulan diyaloglarda yanlış anlaşılmaya müsait kelime ve ifadeler kullanılmamaları gerektiği, işlemler ile ilgili iletişim kurulması gerekmesi halinde ise ilgili departmanlara bildirilmeleri gerektiği anlatılmalıdır.

Açık kapı politikası izlenerek her soru ve sorunda çalışılan departmanın, iç denetçisine veyahut bağlı bulunduğu direktörüne bu konu hakkında yardım için gidebileceği bir ortam yaratılmalıdır.

 

  1. Uyum programında, gerekli revizelerinin düzenli aralıklar ile gerçekleştirilmesi

Rekabet Hukuku politikasına sahip olmak bir teşebbüs için amaç değil; Rekabet Hukuku kurallarına uygun kalmalarını sağlamakla birlikte devamlılık teşkil eden süreç olarak var olmalıdır. Bu neden ile düzenli aralıklar ile öncelikle rekabet hukuku ihlali kapsamında en çok risk teşkil eden departmanlar ile başlanarak düzenli aralıklar ile çalışan ve direktörlerden (feedback) geri dönüşler alınmalı ve ilgili politika bu notlar üzerinden revize edilmelidir.

 

  1. Tutarlı bir davranış modeli oluşturmak

Rekabet Hukuku Uyum Programının yürütülebilmesi adına program ve gerekliliklerini şirket kültürü haline getirmek teşebbüslerin ilk önceliği haline gelmelidir. Şirket kültürü ile sürdürülebilir ve devamlılık arz eden uyum programında; ilgili politika esas ve usullerine her daim uyulması gerektiği ve rekabet ihlallerine müsamaha gösterilmeyeceğini de açıkça yer almalıdır.

 

  1. REKABET UYUM POLİTİKASI UYGULAYICI SÜJELERİ

Teşebbüs içerisinde özellikle rekabet hukuku uyum politikasını hayata geçirecek ve sürdürülebilirliğini sağlayacak; opsiyonel ve zorunlu olmak üzere çeşitli süjeler bulunmaktadır. Öncelikle bu süjelerin başında teşebbüsün karar vermede yetkili mercileri yer almaktadır.

 

4.2.1. Şirket Yetkilileri

Yönetim Kurulu, Genel Kurul veyahut şirket yetkilisi öncelikle Rekabet Hukuku Uyum Programını, şirket kültürü halinde getirmek ile ve kültürü çalışanlar arasında yayılmasını ve iyileştirilmesinden sorumludur.

Şirket yetkilisinin veyahut liderinin rekabet uyum programına vermiş olduğu destek ve önemin tüm çalışanlar tarafından görünmesi ve benimsenmesi önemli bir husustur. Şirket çalışanlarının üst yönetimin, uyum konusundaki ciddiyeti ile birlikte rekabet ihlallerine müsamaha gösterilmeyeceği mesajı da açıkça belirtilmelidir[12].

 

4.2.2 İç ve Dış Denetçi / Uyum Uzmanı

Şirket yetkilisi haricinde ise uyum sürecini birebirde yürütebilecek, şirket içerisinde operasyon sürecinin içerisinde yer alacak süje ihtiyacı bulunmak ile birlikle bu kişinin varlığı uyum programı için önemli bir yere de sahiptir. Teşebbüs içerisinde Rekabet Hukuku uyum süreci ile ilgilenecek ve sürecin işleyişini denetleyecek, iç denetçi/ uyum uzmanı bulunabileceği gibi üçüncü taraf (third party) dış denetçi/ denetim firmaları ile de uyum süreci yönetilebilmektedir.

Rekabet uyum programı ile güdülen amacın risklerin sistem içerisinden gerçekleşmeden tespiti, gereğinin yapılması adına talimatların verilmesi, risk teşkil eden eylem ve işlemin hukuk kurallarına uyumu hale getirilmesi ve her halükârda riskin asgari düzeye indirgenebilmesi olduğundan bahisle ilgili teşebbüs ölçütünde iç denetçi veyahut dış denetçinin, uyum sürecini yönetmesinde bir fark bulunmamaktadır. Önemli olan rekabet hukuku uyum programı saiki olan riskin önlenmesi/tespit edilmesi ediminin yerine getirilmesidir[13].

 Ancak uyum işlevinin yerine getirilmesinde şirket içerisi iletişim yollarının açık ve iki yönlü olması en önemli husus iken tarafımca risk tespit ve yönetimi konusun da şirket içerisinden iç denetimcinin varlığı daha işlevsel iken şirket dışı third party bir dış denetçinin ise şirket işlem ve eylemlerine bakış açısının daha objektif olmasından bahisle uyum sistemi içerisinde yaşana hukuka aykırı işlemlerinin önlenmesi ve akabinde geliştirilmesi ve iyileştirilmesi bakımından daha efektif olacağı da aşikardır.

 

4.2.3 Rekabete Duyarlı Bilgiye Erişimi Olan Her Çalışan

Teşebbüs içerisinde Rekabet Hukuku anlamında rekabete duyarlı bilgiye erişimi olan her çalışan, rekabet hukuku uyum programının en önemli süjesi haline gelmektedir. Her ne kadar şirket yöneticisi tarafından uyum programı önemsenmiş ve şirketin karakteri haline getirilmiş olsa dahi; şirket çalışanları tarafından içeriği anlaşılmamış, yapmaları ve özellikle uzak durmaları gereken eylem ve işler açıklanmamış olan çalışanların bulunduğu teşebbüslerin, başarılı ve işleyen bir uyum sürecine sahip oldukları söylenemez.

Teşebbüs içerisinde yürütülmekte olan uyum sürecine, rekabet ihlali riskinin en yüksek olan departmanından başlamak üzere her bir çalışan dahil edilmelidir. Özellikle rekabet ihlal riski en yüksek olan çalışan grubuna iç ve dış işleyişte olmak üzere e-posta yazışmaları, notlar, Whatsapp yazışmaları vb. iletişim yollarını teşebbüs adına için kullanırken olası bir Rekabet Kurulu incelemesinde anahtar sözcük (key word) olabilecek cümle ve kelimelerden kaçınılması gerektiği; her halükârda ise en baştan şirketi ve çalışanın kendisini, Rekabet Hukuku anlamında zora sokabilecek bilgi vermekten imtina etmesi konusunda mutlaka uyarılmalıdır.

En nihayetinde teşebbüs çatısı altında rekabete duyarlı bilgilere erişimi olan tüm çalışanlara; teşebbüsün, ilgili kanuna uyumlu hale gelebilmesi adına atılması gereken tüm önemli adımlar oldukça sade bir anlatım ile açıklanmalı ve yapılan eylemlerin sonuçlarında hangi yaptırımlar ile karşılaşabilecekleri ise önemle vurgulanmalıdır.

 

  1. AMAÇ VE HEDEF

Rekabet Hukuku Uyum Programlarının amacı önleyici tedbir niteliği taşıması özelliği ile rekabet ihlalleri daha doğmadan önlenebilecek ya da rekabet ihlallerinin yol açabileceği sonuçlar büyümeden en aza indirilebilecektir. Dolayısıyla rekabet uyum programları, teşebbüslerin Rekabet Hukuku hüküm ve kuralları çevresinde iş ve işlem yapmasını sağlamaya hizmet etmektedir[14]. Teşebbüs uhdesinde rekabete duyarlı bilgilere erişimi olan tüm çalışanların uyum programı ile bilinçlenmesi ve yine program doğrultusunda tüm eylemleri gerçekleştirmeleri amaçlanır. Kanun’un uygulanmasını gözetmek, denetlemek ve olası rekabete ilişkin riskleri bertaraf etmek; Rekabet Hukuku Uyum Politikası çevresinde güdülen saiklerden birisidir.

Ancak teşebbüsler için uyum programlarının bir diğer ve en önemli hedefi Rekabet Kurumu tarafından ihlalin varlığı ve tespiti akabinde verilen cezaların önüne geçebilmektir. Öyle ki Rekabet Kurumu tarafından verilen para cezaları; ihlalin tekerrürü, ihlalin süresi, firma ya da birliklerin pazar gücü, firma ya da birliklerin ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, şirket ya da birliklerin verilen taahhütlere uyup uymaması, firma ya da birliklerin incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı[15] şeklinde sıralanmış ağırlaştırıcı / hafifletici unsurlar gözetilerek tarafından kesilmektedir.

Bu hususa ilişkin olarak Rekabet Kurumu’nun 28.10.2021 tarihli 21-53/747-360 sayılı kararı [16]ile “Bu çerçevede Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”in (Ceza Yönetmeliği) 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 7. maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca 2020 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerinin takdiren 1. BİM Birleşik Mağazalar A.Ş.’ye 958.129.194,39 TL; 2. CarrefourSA Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi A.Ş.’ye 142.469.772,07 TL 3. Migros Ticaret A.Ş.’ye 517.672.762,75 TL; 4. Savola Gıda ve San. Tic. A.Ş.’ye 22.210.998,63 TL; 5. Şok Marketler Ticaret A.Ş.’ye 384.369.037,15 TL; 6. Yeni Mağazacılık A.Ş.’ye 646.582.329,39 TL; idari para cezası verilmesine, II. a) Sağlayıcı/tedarikçi konumundaki Savola Gıda ve San. Tic. A.Ş.’nin perakende seviyesinde faaliyet gösteren teşebbüslerin yeniden satış fiyatlarını belirlemek suretiyle de 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiğine, b) Bu nedenle adı geçen teşebbüs hakkında 4054 sayılı Kanun'un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve Ceza Yönetmeliğinin 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 7. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrıca 2020 mali yılı sonunda oluşan Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirleri üzerinden takdiren 11.105.499,32-TL idari para cezası verilmesine, “ şeklinde karar vermiştir.

Rekabet Kurumu beş market zinciri (perakendeci) ile Savola hakkında toplam yaklaşık 2,7 milyar TL’lik idari para cezasına karar vermiştir. İlgili Kurul kararı ile de görüldüğü üzere Rekabet Hukuku ihlali halinde teşebbüsler ağır idari para cezası ile karşı karşıya kalmakta ve bu par cezalarının yanı sıra ticari itibar ve imajı anlamında da zor zamanlar geçirmektedir. Hal böyle iken Rekabet Kurumu tarafından ağırlaştırıcı / hafifletici unsurlar olarak nitelendirilmiş olan tüm eylem ve işlemlerin, Rekabet Hukuk Uyum Programı ile engellenebilir hale gelebilmesi, engellenemese dahi riski asgariye indirilebilmesi seçeneği ile Rekabet Hukuku Uyum Programları, teşebbüsler için maliyeti en düşük, kontrol edilebilir ve verimli risk önleme yöntemi olarak öne çıkmaktadır.

 

  1. SONUÇ

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Türk Hukuku’nda mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasındaki yukarıda tanımlaması yapılmış olan rekabeti desteklemek sureti ile sağlıklı bir rekabet ortamını sağlamayı ve sağlanan rekabet ortamında piyasalardaki etkinliği artırmak sureti ile ekonomik gelişmenin artmasını amaçlamaktadır. Kanunu takip eden bir diğer gelişme de kanunun amacı doğrultusunda Rekabet Hukuku’nun tanıtılması, Kanunun uygulanması ve kanunun vermiş olduğu yetki ile görevlerini ifa etmek üzere 1994 yılında kurulmuş olan Rekabet Kurumu’dur. Rekabet Kurumu tarafından ilgili kanuna aykırılık durumlarında rekabeti bozucu işlem ve eylem yapan teşebbüslere yüklü miktarlarda para cezası kesilmekte olup; aynı zamanda teşebbüsün ticari itibari da zedelenmektedir.

 

Hal böyle iken teşebbüslerin kendi iç işleyişlerindeki işlem ve eylemlerin denetlenmesi, rekabete aykırılık teşkil eden risklerin tespit edilmesi, önlenmesi veyahut oluşabilecek zararların asgariye indirilebilmesi adına Rekabet Hukuku Uyum Programları oluşturulmalıdır. Uyum programları; şirket yetkilileri, uyum uzmanları ve rekabete duyarlı bilgiler erişimi olan çalışanlar tarafından yürütülebilen bir iç işleyiş uyum yapısıdır.

 

Rekabete duyarlı bilgilere erişimi olan tüm çalışanların uyum programı hakkında eğitim alması ile bilinçlenmesi ve tüm eylemlerini Rekabet Hukuku Uyum Programında yer alan esas ve usul kurallarına göre gerçekleştirmeleri amaçlanmaktadır.

 

Yazar : Av. Huriye Coşan

 

KAYNAKÇA

Yazılı Eserler/Makaleler

Ahmet Fatih Özkan, “Türk Rekabet Hukuku Uygulamasında Rekabet Uyum Programları”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 20, S: 2, 2016

Ercüment Erdem, “Rekabet Hukuku İle İlgili Makaleler”, Beta, İstanbul, 2007.

Tuğçe Nimet Yaşar/Damla Songur, “Anonim Şirketlerde Rekabet Hukuku Uyum Programının Oluşturulması Ve İşlevleri”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C: 36, S: 4, Ankara, 2020.

Yaşar, Tuğçe Nimet, Anonim Şirketler Hukukunda Uyum (Compliance), s.33-37, 1. Bası, İstanbul, Eylül 2020

Yılmaz Arslan, “Rekabet Hukuku Dersleri”, Ekin, Bursa, 2021.

 

İnternet Üzerinden Erişilen Linkler

http://neconomides.stern.nyu.edu/networks/ShermanClaytonFTC_Acts.pdf

https://www.europarl.europa.eu/about-parliament/en/in-the-past/the-parliament-and-the-treaties/treaty-of-rome

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/rekabet-hukuku/genel-bilgiler

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/uyum-programi

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Guncel/perakende-gida-ve-temizlik-urunleri-tica-ef88b6d47e38ec118144005056b1ce21


[1] 13.12.1994 tarihinde 22140 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un tam metni için bkz. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4054.pdf (Erişim: 27.12.2022).

[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rekabet

[3] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4054.pdf

[4] İlgili yasa İngilizce’de “Sherman Antritrust Act” olarak anılmakta olup söz konusu yasanın internet üzerinden tam metnine erişim için bkz. http://neconomides.stern.nyu.edu/networks/ShermanClaytonFTC_Acts.pdf (Erişim: 27.02.2022).

[6] Rekabet Hukuku’nun tarihi ile ilgili bazı genel bilgiler için bkz. https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/rekabet-hukuku/genel-bilgiler (Erişim: 27.02.2022).

[7] https://www.rekabet.gov.tr/ (Erişim: 27.02.2022).

[8] Rekabet Hukuku uyum programları ile ayrıntılı hukuki tahliller için bkz. Tuğçe Nimet Yaşar/Damla Songur, “Anonim Şirketlerde Rekabet Hukuku Uyum Programının Oluşturulması Ve İşlevleri”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C: 36, S: 4, Ankara, 2020, (“Yaşar/Songur”), s. 87-129, Ahmet Fatih Özkan, “Türk Rekabet Hukuku Uygulamasında Rekabet Uyum Programları”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 20, S: 2, 2016, (“Özkan”), s. 371 vd. 

[12] OECD, "Competition Compliance Programmes”, 2021: OECD 2021: https://www.oecd.org/daf/competition/competition-compliance-programmes-2021.pdf (Erişim: 27.02.2022).

[13] Yaşar, Tuğçe Nimet, Anonim Şirketler Hukukunda Uyum (Compliance), s.33-37, 1. Bası, İstanbul, Eylül 2020

[14] Özkan, s. 374

  1. GİRİŞ

Serbest piyasa ekonomisindeki rekabetin korunması, teşebbüslerin hakimiyetlerinin bulunduğu faaliyet alanındaki gücünü kötüye kullanmalarının engellenmesi hem teşebbüslerin hem de tüketicilerin adil bir ortamda var olan rekabetin, fayda ve sonuçlarından yararlanmaları gerektiği tüm dünya ve ülkemiz açısından bilinen ve korunması için özen gösterilmekte olan gerçektir. Bu doğrultuda 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun[1] (“Kanun”), Türk Hukuku’nda mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüslerin, faaliyet alanları özelinde ilgili rekabeti bozucu eylem ve işlemlerini engelleme amacı güdülerek hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Kanun ile teşebbüslere çeşitli sorumluluklar yüklenmiş olup yaptırım ve cezalar ile birlikte de sağlıklı rekabet ortamının var olması adına sınırlar çekilmiştir. Ancak Rekabet Kurumu’nun yayınlamış olduğu çeşitli yazılarda da görüldüğü üzere teşebbüslerin birçoğu, Kurum tarafından incelemeye tabi tutulana veyahut idari para cezasına hükmedilene kadar rekabet düzenini bozucu eylemlerde bulunduklarının bilincinde dahi değildir.

Hal böyle iken zamanla teşebbüs ve şirketlerin Rekabet Hukuku anlamında bilinçlenmeleri ve bu konuda uyum programları adı verilen sistematik bir iç Rekabet Hukuku politikaları geliştirmeleri neredeyse zaruret haline gelmiştir. Böylelikle teşebbüsler, Kurum veya diğer yargı çevreleri tarafından hukuki veya cezai yaptırımlara maruz kalmadan Rekabet Hukuku kurallarına uyumlu hale gelecek ve serbest piyasa ekonomisindeki rekabet düzeni sağlanabilecektir.

Sonuç olarak bu çalışma ile Rekabet Hukuku ve Rekabet Hukuku Uyum Programlarının tanımı, yapısı, süjeleri ve amacı ele alınacaktır.

 

  1. REKABET HUKUKU TANIMI, İŞLEVİ VE AMACI

Sözlük ve genel anlamı ile rekabet, “üstünlük sağlama amacı ile rakiplere karşı yürütülen yarışma etkinliklerinin bütünü” anlamına gelmektedir[2]. Dar ve hukuki anlamda ise rekabet; Kanun’un 3. maddesi kapsamında Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı” olarak tanımlanmaktadır[3].

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Türk Hukuku’nda, mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasındaki yukarıda tanımlaması yapılmış olan rekabeti desteklemek sureti ile sağlıklı bir rekabet ortamını sağlamayı ve sağlanan rekabet ortamında piyasalardaki etkinliği artırmak sureti ile ekonomik gelişmenin artmasını amaçlanmaktadır.

Rekabet Hukuku’ndan bahsedebileceğimiz ilk yasal düzenleme ise Sherman Kanunu’dur. (Sherman Act)[4] 1890 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yürürlüğe giren Sherman Kanunu ile rekabetin yatay veya dikey anlaşmalar ve uygulamalar yoluyla kısıtlanması ve tekelleşmenin yasaklanması amacı güdülmüştür. Avrupa ise Rekabet Hukuku ile yasal olarak 1958 yılında yürürlüğe giren Roma Antlaşması[5] sayesinde tanışmış bulunmaktadır. Türkiye’de Rekabet Hukuku’na ilişkin düzenlemeleri içerir Kanun ise 1994 yılı sonunda kabul edilerek yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, konuya ilişkin bir yasal düzenleme yapılmasına yönelik çalışmalar uzun sayılabilecek bir geçmişe sahiptir[6].

Kanun’u takip eden bir diğer gelişme de Kanun’un amacı doğrultusunda Rekabet Hukuku’nun tanıtılması, Kanun’un uygulanması ve Kanun’un vermiş olduğu yetki ile görevlerini ifa etmek üzere 1994 yılında kurulmuş olan Rekabet Kurumu[7]’dur.

Böylelikle her ne kadar gelişimi daha geçmiş yıllara dayanmakta ise de 1994 yılında kurulmuş olan Rekabet Kurumu ve yine 1994 yılında yürürlüğe girmiş olan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti teşvik etmek ve sürdürmek suretiyle adil rekabeti korumak adına adımlar atılmıştır. Böylelikle vatandaş ve toplumu en iyi ürünlere ulaştırarak; tüketicilerin çıkarlarını korumak adına adil fiyatlamanın yapılmasının takibini sağlanmaktadır.

 

  1. UYUM PROGRAMLARI VE ŞİRKET ÇATISI ALTINDAKİ ÖNEMİ

Genel itibariyle, dünyada ve Türkiye’de önemli bir kavram haline gelen uyum (compliance) kavramından bir kuruluşun yürürlükteki mevzuat düzenlemelerine uygun şekilde hareket etmesi anlaşılmaktadır. Uyum programı ise, hukuk kuralları dışındaki eylem ve işlemlerden korunma önlemleri ile teşebbüslerden beklenebilir ölçüde hukuk kurallarına uygun kalmalarını sağlayan, şirketlerin kendi oluşturdukları kuralları içeren bir programdır. Biyapısı gereği oluşabilecek hukuka aykırı eylem ve işlemleri veyahut riski önceden tespit etmek; ardından gerekli önlemleri alarak ihlalin oluşmasını önlemek üzere kural ve etik yapılanmalar ile donatılmıştır. Belirtmek gerekir ki, uyum programları özünde risk odaklı süreçler olup ilgili kurum ve kuruluşu uyum süreci ile aşağıda da belirtileceği üzere bazı idari para cezaları, şirketlerin yönetim kurulu üyeleri hakkında açılabilecek sorumluluk davaları ve müşterileri nezdinde meydana gelebilecek itibar kaybı gibi olumsuz süreçlerden korumayı hedeflemektedir.

Uyum programları, teşebbüslerin faaliyet gösterdiği sektör özelinde oluşturulmalıdır. Böylelikle her teşebbüs ve şirket kendi faaliyet alanını ilgilendiren yasal düzenleme, hukuk kuralları ve regülasyonlara uygun hareket ederek hukuka aykırı işlem ve eylem yapma riskini en aza indirebilecektir.

Her ne kadar teşebbüsler özelinde uyum program içerikleri çeşitlilik göstermekte ise de İş Hukuku, Kişisel Verilen Korunması Kanunu, Vergi Hukuku, Rekabet Hukuku ve şirketin faaliyet alanı içerisinde önem arz eden diğer uyum konuları mutlak suretle uyum programları içerisinde yer almalıdır. Zira teşebbüslerin, uyum programı ve içerisinde barındırdığı uyum politikalarını zorunlu, yararlı kılması; teşebbüsü hem kısa hem de uzun vade de, başta para cezaları olmak üzere birçok hukuki ve cezai sorumluluklardan koruyacaktır.

Uyum programları tek seferlik bir eğitim veyahut kurallar bütünü değildir. Program ve içerdiği politikaların, şirketin içerisinde yapılacak olan gözlemler ve çalışanlardan gelen dönüşler ile sürekli geliştirilmesi gerekmektedir. Böylelikle teşebbüs ve şirket çatısı altında oluşturulan programlar zaman içerisinde istenilen uyumluluk seviyesine ulaşabilecek ve hukuk kuralları ile paralel hale gelebilecektir.

Uyum Program ve politikaları ile ulaşılması gereken hedef için bazı öncelik sırası belirlenmeli ve ilgili uyum adımları bu sıraya göre atılmalıdır. Risk değerlendirmesi bu adımların başında gelmekte olup; uyum sürecini yöneten yetkili, şirketi düzenli olarak denetlemeli ve yapılan tüm işlemlerden, özellikle riskli teşkil etme ihtimali yüksek olanlardan haberdar olmalıdır. Uyum sürecinin özünde riski yönetmek olduğu açıkça ortada olup; uyum yöneticisinin en fazla risk ve riskli işlem içeren operasyonları, departman ve çalışanı tespit ederek değerlendirmeye başlamasında da büyük ölçüde yarar bulunmaktadır.

 

  1. REKABET HUKUKU UYUM PROGRAMLARI

Şirketler nezdinde uyulması gereken uyum programlarının başında Rekabet Hukuku uyum programı yer almaktadır[8]. Rekabet Hukuku uyum programlarının asıl görev ve amacı, rekabeti ihlal eden işlemler henüz meydana gelmeden risk ve eylemi tespit ederek ilgili ihlalin önüne geçmektir[9].

Teşebbüslerin uyum programları içerisinde, Rekabet Hukuku uyum program ve politikasının bulunması teşebbüsler açısından kritik ölçüde önem arz etmektedir. Rekabet Hukuku Uyum Programları teşebbüslerin, rekabet kuralları ve bu kuralları ihmal etmeleri halinde karşılaşabilecekleri yaptırımlar hakkında bilinçlenmelerine yardımcı olarak; rekabet ihlalleri ortaya çıkmadan engellenebilecek veya rekabet ihlallerinin doğurduğu olumsuz etkiler azaltılabilmektedir[10].

 

  1. ŞİRKETLER VE REKABET HUKUKU UYUM POLİTİKASI

Rekabet Hukuku ihlalleri nedeniyle, Rekabet Kurumu tarafından hükmedilen cezaların yol açtığı maliyetler şirketleri zora sokmakta ve ekonomik anlamda yıpratmaktadır. Bu nedenle öncelikle ihlal varlığının önlenmesi amacı ile ortaya çıkan rekabet uyum program ve politikaları, şirketler açısından hem ekonomik ve ticari itibarı korumak anlamında uzun vade de fayda sağlamaktadır. Rekabet Hukuku politikasını çeşitli başlıklar altında toplamak mümkündür[11]. Şöyle ki;

  1. Rekabet Hukuku politikasının esas ve usullerinin yer aldığı şirketi içi rehber bir kılavuz hazırlanması

Kılavuz ile öncelikle uyum programının önemi, tüm süreç ve uygulamaların Rekabet Hukuku kural ve ilkeleri ile bağdaşması gerektiğine, doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti bozacak işlem ve eylemlerin neler olduğuna ilişkin hususları yalın bir anlatım içeren bir bilgi yazısı hazırlanmalı ve şirketin tüm ilgili birim ve çalışanlarına ulaştırılmalıdır.

 

  1. Şirket içi çalışanlara düzenli aralıklarla eğitim verilmesi

Öncelikle her departman bazında rakipler, tedarikçiler, iş ortakları, şubeler, alıcılar ve müşteriler ile kurulan iletişimin Rekabet Hukuku hükümleri çerçevesinde nasıl sürdürülmesi gerektiği ile ilgili belirli aralıklarla eğitimler verilmelidir.

Rekabet uyum politikası eğitimleri ile çalışanlara, rakip şirket çalışanlarıyla kurulan diyaloglarda yanlış anlaşılmaya müsait kelime ve ifadeler kullanılmamaları gerektiği, işlemler ile ilgili iletişim kurulması gerekmesi halinde ise ilgili departmanlara bildirilmeleri gerektiği anlatılmalıdır.

Açık kapı politikası izlenerek her soru ve sorunda çalışılan departmanın, iç denetçisine veyahut bağlı bulunduğu direktörüne bu konu hakkında yardım için gidebileceği bir ortam yaratılmalıdır.

 

  1. Uyum programında, gerekli revizelerinin düzenli aralıklar ile gerçekleştirilmesi

Rekabet Hukuku politikasına sahip olmak bir teşebbüs için amaç değil; Rekabet Hukuku kurallarına uygun kalmalarını sağlamakla birlikte devamlılık teşkil eden süreç olarak var olmalıdır. Bu neden ile düzenli aralıklar ile öncelikle rekabet hukuku ihlali kapsamında en çok risk teşkil eden departmanlar ile başlanarak düzenli aralıklar ile çalışan ve direktörlerden (feedback) geri dönüşler alınmalı ve ilgili politika bu notlar üzerinden revize edilmelidir.

 

  1. Tutarlı bir davranış modeli oluşturmak

Rekabet Hukuku Uyum Programının yürütülebilmesi adına program ve gerekliliklerini şirket kültürü haline getirmek teşebbüslerin ilk önceliği haline gelmelidir. Şirket kültürü ile sürdürülebilir ve devamlılık arz eden uyum programında; ilgili politika esas ve usullerine her daim uyulması gerektiği ve rekabet ihlallerine müsamaha gösterilmeyeceğini de açıkça yer almalıdır.

 

  1. REKABET UYUM POLİTİKASI UYGULAYICI SÜJELERİ

Teşebbüs içerisinde özellikle rekabet hukuku uyum politikasını hayata geçirecek ve sürdürülebilirliğini sağlayacak; opsiyonel ve zorunlu olmak üzere çeşitli süjeler bulunmaktadır. Öncelikle bu süjelerin başında teşebbüsün karar vermede yetkili mercileri yer almaktadır.

 

4.2.1. Şirket Yetkilileri

Yönetim Kurulu, Genel Kurul veyahut şirket yetkilisi öncelikle Rekabet Hukuku Uyum Programını, şirket kültürü halinde getirmek ile ve kültürü çalışanlar arasında yayılmasını ve iyileştirilmesinden sorumludur.

Şirket yetkilisinin veyahut liderinin rekabet uyum programına vermiş olduğu destek ve önemin tüm çalışanlar tarafından görünmesi ve benimsenmesi önemli bir husustur. Şirket çalışanlarının üst yönetimin, uyum konusundaki ciddiyeti ile birlikte rekabet ihlallerine müsamaha gösterilmeyeceği mesajı da açıkça belirtilmelidir[12].

 

4.2.2 İç ve Dış Denetçi / Uyum Uzmanı

Şirket yetkilisi haricinde ise uyum sürecini birebirde yürütebilecek, şirket içerisinde operasyon sürecinin içerisinde yer alacak süje ihtiyacı bulunmak ile birlikle bu kişinin varlığı uyum programı için önemli bir yere de sahiptir. Teşebbüs içerisinde Rekabet Hukuku uyum süreci ile ilgilenecek ve sürecin işleyişini denetleyecek, iç denetçi/ uyum uzmanı bulunabileceği gibi üçüncü taraf (third party) dış denetçi/ denetim firmaları ile de uyum süreci yönetilebilmektedir.

Rekabet uyum programı ile güdülen amacın risklerin sistem içerisinden gerçekleşmeden tespiti, gereğinin yapılması adına talimatların verilmesi, risk teşkil eden eylem ve işlemin hukuk kurallarına uyumu hale getirilmesi ve her halükârda riskin asgari düzeye indirgenebilmesi olduğundan bahisle ilgili teşebbüs ölçütünde iç denetçi veyahut dış denetçinin, uyum sürecini yönetmesinde bir fark bulunmamaktadır. Önemli olan rekabet hukuku uyum programı saiki olan riskin önlenmesi/tespit edilmesi ediminin yerine getirilmesidir[13].

 Ancak uyum işlevinin yerine getirilmesinde şirket içerisi iletişim yollarının açık ve iki yönlü olması en önemli husus iken tarafımca risk tespit ve yönetimi konusun da şirket içerisinden iç denetimcinin varlığı daha işlevsel iken şirket dışı third party bir dış denetçinin ise şirket işlem ve eylemlerine bakış açısının daha objektif olmasından bahisle uyum sistemi içerisinde yaşana hukuka aykırı işlemlerinin önlenmesi ve akabinde geliştirilmesi ve iyileştirilmesi bakımından daha efektif olacağı da aşikardır.

 

4.2.3 Rekabete Duyarlı Bilgiye Erişimi Olan Her Çalışan

Teşebbüs içerisinde Rekabet Hukuku anlamında rekabete duyarlı bilgiye erişimi olan her çalışan, rekabet hukuku uyum programının en önemli süjesi haline gelmektedir. Her ne kadar şirket yöneticisi tarafından uyum programı önemsenmiş ve şirketin karakteri haline getirilmiş olsa dahi; şirket çalışanları tarafından içeriği anlaşılmamış, yapmaları ve özellikle uzak durmaları gereken eylem ve işler açıklanmamış olan çalışanların bulunduğu teşebbüslerin, başarılı ve işleyen bir uyum sürecine sahip oldukları söylenemez.

Teşebbüs içerisinde yürütülmekte olan uyum sürecine, rekabet ihlali riskinin en yüksek olan departmanından başlamak üzere her bir çalışan dahil edilmelidir. Özellikle rekabet ihlal riski en yüksek olan çalışan grubuna iç ve dış işleyişte olmak üzere e-posta yazışmaları, notlar, Whatsapp yazışmaları vb. iletişim yollarını teşebbüs adına için kullanırken olası bir Rekabet Kurulu incelemesinde anahtar sözcük (key word) olabilecek cümle ve kelimelerden kaçınılması gerektiği; her halükârda ise en baştan şirketi ve çalışanın kendisini, Rekabet Hukuku anlamında zora sokabilecek bilgi vermekten imtina etmesi konusunda mutlaka uyarılmalıdır.

En nihayetinde teşebbüs çatısı altında rekabete duyarlı bilgilere erişimi olan tüm çalışanlara; teşebbüsün, ilgili kanuna uyumlu hale gelebilmesi adına atılması gereken tüm önemli adımlar oldukça sade bir anlatım ile açıklanmalı ve yapılan eylemlerin sonuçlarında hangi yaptırımlar ile karşılaşabilecekleri ise önemle vurgulanmalıdır.

 

  1. AMAÇ VE HEDEF

Rekabet Hukuku Uyum Programlarının amacı önleyici tedbir niteliği taşıması özelliği ile rekabet ihlalleri daha doğmadan önlenebilecek ya da rekabet ihlallerinin yol açabileceği sonuçlar büyümeden en aza indirilebilecektir. Dolayısıyla rekabet uyum programları, teşebbüslerin Rekabet Hukuku hüküm ve kuralları çevresinde iş ve işlem yapmasını sağlamaya hizmet etmektedir[14]. Teşebbüs uhdesinde rekabete duyarlı bilgilere erişimi olan tüm çalışanların uyum programı ile bilinçlenmesi ve yine program doğrultusunda tüm eylemleri gerçekleştirmeleri amaçlanır. Kanun’un uygulanmasını gözetmek, denetlemek ve olası rekabete ilişkin riskleri bertaraf etmek; Rekabet Hukuku Uyum Politikası çevresinde güdülen saiklerden birisidir.

Ancak teşebbüsler için uyum programlarının bir diğer ve en önemli hedefi Rekabet Kurumu tarafından ihlalin varlığı ve tespiti akabinde verilen cezaların önüne geçebilmektir. Öyle ki Rekabet Kurumu tarafından verilen para cezaları; ihlalin tekerrürü, ihlalin süresi, firma ya da birliklerin pazar gücü, firma ya da birliklerin ihlalin gerçekleşmesindeki belirleyici etkisi, şirket ya da birliklerin verilen taahhütlere uyup uymaması, firma ya da birliklerin incelemeye yardımcı olup olmaması, gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel zararın ağırlığı[15] şeklinde sıralanmış ağırlaştırıcı / hafifletici unsurlar gözetilerek tarafından kesilmektedir.

Bu hususa ilişkin olarak Rekabet Kurumu’nun 28.10.2021 tarihli 21-53/747-360 sayılı kararı [16]ile “Bu çerçevede Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik”in (Ceza Yönetmeliği) 5. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 7. maddesinin birinci fıkrası hükümleri uyarınca 2020 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerinin takdiren 1. BİM Birleşik Mağazalar A.Ş.’ye 958.129.194,39 TL; 2. CarrefourSA Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi A.Ş.’ye 142.469.772,07 TL 3. Migros Ticaret A.Ş.’ye 517.672.762,75 TL; 4. Savola Gıda ve San. Tic. A.Ş.’ye 22.210.998,63 TL; 5. Şok Marketler Ticaret A.Ş.’ye 384.369.037,15 TL; 6. Yeni Mağazacılık A.Ş.’ye 646.582.329,39 TL; idari para cezası verilmesine, II. a) Sağlayıcı/tedarikçi konumundaki Savola Gıda ve San. Tic. A.Ş.’nin perakende seviyesinde faaliyet gösteren teşebbüslerin yeniden satış fiyatlarını belirlemek suretiyle de 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiğine, b) Bu nedenle adı geçen teşebbüs hakkında 4054 sayılı Kanun'un 16. maddesinin üçüncü fıkrası ve Ceza Yönetmeliğinin 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi ile 7. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ayrıca 2020 mali yılı sonunda oluşan Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirleri üzerinden takdiren 11.105.499,32-TL idari para cezası verilmesine, “ şeklinde karar vermiştir.

Rekabet Kurumu beş market zinciri (perakendeci) ile Savola hakkında toplam yaklaşık 2,7 milyar TL’lik idari para cezasına karar vermiştir. İlgili Kurul kararı ile de görüldüğü üzere Rekabet Hukuku ihlali halinde teşebbüsler ağır idari para cezası ile karşı karşıya kalmakta ve bu par cezalarının yanı sıra ticari itibar ve imajı anlamında da zor zamanlar geçirmektedir. Hal böyle iken Rekabet Kurumu tarafından ağırlaştırıcı / hafifletici unsurlar olarak nitelendirilmiş olan tüm eylem ve işlemlerin, Rekabet Hukuk Uyum Programı ile engellenebilir hale gelebilmesi, engellenemese dahi riski asgariye indirilebilmesi seçeneği ile Rekabet Hukuku Uyum Programları, teşebbüsler için maliyeti en düşük, kontrol edilebilir ve verimli risk önleme yöntemi olarak öne çıkmaktadır.

 

  1. SONUÇ

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Türk Hukuku’nda mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasındaki yukarıda tanımlaması yapılmış olan rekabeti desteklemek sureti ile sağlıklı bir rekabet ortamını sağlamayı ve sağlanan rekabet ortamında piyasalardaki etkinliği artırmak sureti ile ekonomik gelişmenin artmasını amaçlamaktadır. Kanunu takip eden bir diğer gelişme de kanunun amacı doğrultusunda Rekabet Hukuku’nun tanıtılması, Kanunun uygulanması ve kanunun vermiş olduğu yetki ile görevlerini ifa etmek üzere 1994 yılında kurulmuş olan Rekabet Kurumu’dur. Rekabet Kurumu tarafından ilgili kanuna aykırılık durumlarında rekabeti bozucu işlem ve eylem yapan teşebbüslere yüklü miktarlarda para cezası kesilmekte olup; aynı zamanda teşebbüsün ticari itibari da zedelenmektedir.

 

Hal böyle iken teşebbüslerin kendi iç işleyişlerindeki işlem ve eylemlerin denetlenmesi, rekabete aykırılık teşkil eden risklerin tespit edilmesi, önlenmesi veyahut oluşabilecek zararların asgariye indirilebilmesi adına Rekabet Hukuku Uyum Programları oluşturulmalıdır. Uyum programları; şirket yetkilileri, uyum uzmanları ve rekabete duyarlı bilgiler erişimi olan çalışanlar tarafından yürütülebilen bir iç işleyiş uyum yapısıdır.

 

Rekabete duyarlı bilgilere erişimi olan tüm çalışanların uyum programı hakkında eğitim alması ile bilinçlenmesi ve tüm eylemlerini Rekabet Hukuku Uyum Programında yer alan esas ve usul kurallarına göre gerçekleştirmeleri amaçlanmaktadır.

 

Yazar : Av. Huriye Coşan

 

KAYNAKÇA

Yazılı Eserler/Makaleler

Ahmet Fatih Özkan, “Türk Rekabet Hukuku Uygulamasında Rekabet Uyum Programları”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 20, S: 2, 2016

Ercüment Erdem, “Rekabet Hukuku İle İlgili Makaleler”, Beta, İstanbul, 2007.

Tuğçe Nimet Yaşar/Damla Songur, “Anonim Şirketlerde Rekabet Hukuku Uyum Programının Oluşturulması Ve İşlevleri”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C: 36, S: 4, Ankara, 2020.

Yaşar, Tuğçe Nimet, Anonim Şirketler Hukukunda Uyum (Compliance), s.33-37, 1. Bası, İstanbul, Eylül 2020

Yılmaz Arslan, “Rekabet Hukuku Dersleri”, Ekin, Bursa, 2021.

 

İnternet Üzerinden Erişilen Linkler

http://neconomides.stern.nyu.edu/networks/ShermanClaytonFTC_Acts.pdf

https://www.europarl.europa.eu/about-parliament/en/in-the-past/the-parliament-and-the-treaties/treaty-of-rome

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/rekabet-hukuku/genel-bilgiler

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/uyum-programi

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Guncel/perakende-gida-ve-temizlik-urunleri-tica-ef88b6d47e38ec118144005056b1ce21


[1] 13.12.1994 tarihinde 22140 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un tam metni için bkz. https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4054.pdf (Erişim: 27.12.2022).

[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rekabet

[3] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4054.pdf

[4] İlgili yasa İngilizce’de “Sherman Antritrust Act” olarak anılmakta olup söz konusu yasanın internet üzerinden tam metnine erişim için bkz. http://neconomides.stern.nyu.edu/networks/ShermanClaytonFTC_Acts.pdf (Erişim: 27.02.2022).

[6] Rekabet Hukuku’nun tarihi ile ilgili bazı genel bilgiler için bkz. https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/rekabet-hukuku/genel-bilgiler (Erişim: 27.02.2022).

[7] https://www.rekabet.gov.tr/ (Erişim: 27.02.2022).

[8] Rekabet Hukuku uyum programları ile ayrıntılı hukuki tahliller için bkz. Tuğçe Nimet Yaşar/Damla Songur, “Anonim Şirketlerde Rekabet Hukuku Uyum Programının Oluşturulması Ve İşlevleri”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C: 36, S: 4, Ankara, 2020, (“Yaşar/Songur”), s. 87-129, Ahmet Fatih Özkan, “Türk Rekabet Hukuku Uygulamasında Rekabet Uyum Programları”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C: 20, S: 2, 2016, (“Özkan”), s. 371 vd. 

[12] OECD, "Competition Compliance Programmes”, 2021: OECD 2021: https://www.oecd.org/daf/competition/competition-compliance-programmes-2021.pdf (Erişim: 27.02.2022).

[13] Yaşar, Tuğçe Nimet, Anonim Şirketler Hukukunda Uyum (Compliance), s.33-37, 1. Bası, İstanbul, Eylül 2020

[14] Özkan, s. 374


Abone Ol Paylaşılan bloglardan haberdar olmak için abone olabilirsiniz
E-Bülten aydınlatma metni için tıklayınız