GİRİŞ
Sigorta, oluşabilecek risklere karşı bireyleri, kurumları ve toplumu koruyan bir sistemdir. Tarihi süreç içerisinde insanlar çoğunlukla mal varlıklarını güvence altına almak için pek çok yöntem aramıştır. Sigortacılık faaliyetleri Babiller döneminde tüccarların mallarını ve paralarını güvence altına almak için kurulmuştur. Batı’da ise ilk deniz ticareti alanında sigortacılık faaliyetleri gelişmeye başlamıştır. Tespit edilebilen ilk sigorta poliçesi İtalya’nın Cenova Limanı’ndan Mayorka’ya “Santa Clara” adlı geminin yükünü temin etmek amacıyla düzenlendi. İlk sigorta şirketi de 1424 yılında, gene Cenova şehrinde kuruldu. Sigorta ile ilgili ilk kanuni mevzuat ise 1435 yılında yayınlanan Barselona Fermanı’dır. Türk devletlerinde ise Osmanlı Devleti öncesinde tüccarların zararları vakıflar, loncalar ve devlet desteği ile karşılanıyordu. Osmanlı Devleti’nin sigorta ile tanışması ise 18. Yüzyıla dayanıyor. Osmanlı Devletinde sigortacılık kavramını yabancı bankalar ve yabancı sigorta şirketleri başlatmıştır. Cumhuriyet döneminde ise sigortacılık 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde ele alınarak Sigortacılar Sendikası feshedilerek yerine 1924’te Sigortacılar Kulübü kuruldu. Kulüp 1960 yılında Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne dönüşmüştür.
Sigorta sözleşmeleri, sigortalı ile sigortacı arasında risk paylaşımına dayalı bir ilişki kurar. 6102 sayılı TTK madde 1401/1 gereğince sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.
Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Genel işlem koşulları bankacılık, sigortacılık, seyahat, taşıma ve iş hukuku gibi alanlarda yoğunluklu olarak kullanılmaktadır. Bu yazımızda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 20’de düzenlenen genel işlem koşullarını ve yargısal denetimlerini sigorta sözleşmeleri yönünden inceleyeceğiz.
SİGORTA SÖZLEŞMELERİ
I. SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN ŞEKİL ŞARTLARI
A. Sigorta Sözleşmesi
Sigorta, bireylerin, kurumların ve toplumun karşılaşabileceği kaza, hastalık, yangın, doğal afet gibi rizikolara karşı güvence sağlayan bir sistemdir. Sigorta sözleşmesi, sigortalı ile sigortacı arasında bir risk paylaşımı ve karşılıklı yükümlülüklerin doğduğu önemli bir hukuki belgedir. Bu sözleşmelerin geçerli olabilmesi ve tarafların haklarını koruyabilmesi için belirli şekil şartlarına uygun olması gerekir. Türk Hukuku'nda sigorta sözleşmesinin şekil şartları, Türk Ticaret Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu başta olmak üzere hukuki zemine oturulmuştur.
B. Sözleşmenin Kurulması
Sigorta sözleşmesinin şekil şartları, sigorta sözleşmesinin geçerliliği için gerekli olan temel kurallar olup, tarafların sözleşme yaparken dikkat etmesi gereken hususları içerir.
Sigorta sözleşmesi şekle bağlı bir sözleşme değildir. Ancak sözleşme doğmuş olmasına karşılık sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitinin ödendiği tarihte başlar. Sigorta sözleşmesi yapıldıktan sonra sigorta poliçesini vermeyen sigortacının doğacak zarardan sorumlu olması için primin ilk taksitinin ödenmiş olması gerekir.[1]
6098 sayılı TBK madde 1’de düzenlendiği üzere sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Sigorta sözleşmeleri ise sigortalının sigortacıya karşı prim ödeme borcunu yerini getirmesi sonucunda sigortacının sözleşmede kararlaştırılan rizkoların gerçekleşmesi halinde meydana gelen zararı karşılamasıdır. TTK 1421. Maddesi 1. Fıkrasında “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.” hükmü ile sigortacının sorumluluğunun ne zaman başlayacağı düzenlenmiştir.
Sigorta sözleşmesi de öneri ve kabul şartlarının gerçekleşmesi ile kurulur. Sigortacı ile sigorta sözleşmesi yapmak isteyen kişinin, sözleşmenin yapılması için verdiği teklifname, teklifname tarihinden itibaren otuz gün içinde reddedilmemişse sigorta sözleşmesi kurulmuş sayılır(TTK madde 1405/1).
II. SİGORTA SÖZLEŞMESİ HAKKINDA UYGULANACAK HÜKÜMLER
Sigorta sözleşmesi hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak TTK’da sigorta sözleşmesi hakkında hüküm bulunmayan hal ve durumlar için Türk Borçlar Kanunu uygulanır.
TTK madde 1404 ve 1408 maddeleri ile sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğu haller sayılmıştır.
TTK madde 1404: “Sigorta ettirenin veya sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz.”
TTK madde 1408/1 : “Sigorta sözleşmesinin yapılması anında, sigortalanan menfaat mevcut değilse, sigorta sözleşmesi geçersizdir. Sözleşmenin yapıldığı anda varolan menfaat, sözleşmenin süresi içinde ortadan kalkarsa, sözleşme o anda geçersiz olur.”
Sigorta sözleşmesinin genel hükümlerden ayrı, kendine has özellikleri de mevcuttur. Sözleşmeler hukukunun genel ilkesi olan sözleşme serbestliği ilkesi, kural olarak sigorta sözleşmelerinde de bulunmaktadır. Sözleşmenin tarafları sözleşmenin içeriğine, kapsamına kural olarak serbestçe karar verebilir. Ancak kanun koyucu, zayıf konumda olan sigorta ettireni korumak amacıyla TTK’nın koruyucu hükümler başlığı altında 1452, 1486 ve 1520. hükümleriyle sigorta sözleşmeleri denetlenmektedir.[2]
III. GENEL İŞLEM KOŞULLARI
Genel işlem koşulları Türk Borçlar Kanunu madde 20’de düzenlenmiştir. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.
19. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan sanayi devrimi bu sözleşme modeline farklı bir boyut getirmiştir. Nitekim sanayi devrimiyle birlikte yeni üretim şekillerinin ortaya çıkması, hızlı kentleşme ile toplumların sosyal ve ekonomik yapısındaki köklü değişiklikler mal ve hizmet üretiminde kitleselleşme ihtiyacını yaratmıştır.[3] Bu kitleselleşme ihtiyacı da beraberinde sözleşmelerin daha fazla insan ile yapılmasına yol açmıştır. Müteşebbisler de ürettikleri mal ve hizmetler için önceden hazırladıkları sözleşme koşullarını, ileride benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla tipleştirerek karşı tarafa sunma yoluna gitmiştir.[4] Böylelikle sözleşmeler belirli bir kalıp içinde yapılmaya başlanmıştır. Standart sözleşmeler, içeriklerinin tamamı veya bir kısmı genel işlem koşullarıyla oluşturulmuş sözleşmelerdir[5] Genel işlem koşulları sözleşmelerin meydana getirilmesinde bir standart oluşmasını ve sözleşme hazırlama süresi yönünden tasarruf sağlamaktadır.
Genel işlem koşulları, zamanda tasarruf etme, basit bir şekilde işlemleri yapma gibi zayıf konumda olan kişiler için de yararları bulunmakla birlikte bu hükümlerin karşı taraf aleyhine düzenlenmesi, sözleşmelerin çoğunlukla uzun olması sebebiyle okunma imkanının olmaması ve zaman yetersizliği nedeniyle müşterinin okumaktan imtina etmesi de müşteri için olumsuz durumlardır.[6]
“Borçlar hukukunun temelini bireysel sözleşme modeli oluşturmaktadır. Bireysel sözleşme denilince, Borçlar Kanunu’nun 1. ve devamı maddeleri anlamında öneri, karşı öneri ve kabul gibi en sonunda irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşması sağlanıncaya kadar, sözleşmenin her hükmünün tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmeler anlaşılır. Ancak, çağımızın sosyal ve ekonomik gelişimleri, kitlelere yönelik hizmet gereksinimini yaratmış ve bunlar için üretim zorunluluğu doğurmuştur. Buna bağlı olarak, bireysel sözleşme modeli yanında, yeni bir sözleşme modeli ortaya çıkmıştır. Bankalar, sigorta şirketleri, seyahat ve taşıma işletmeleri, dayanıklı tüketim malları üretimi ve pazarlaması yapan girişimciler, bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alınmış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, ancak aynı şekil ve tipteki hukukî işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür sözleşmelere, “tip sözleşme”, “kitle sözleşme”, “katılmalı sözleşme” ya da “formüler sözleşme” denilmektedir. Kitlelere yönelik bu sözleşmelerde, sözleşmenin kurulmasına ilişkin görüşmeler ve pazarlıklar yapılması söz konusu değildir. Hatta çoğu zaman fiyat konusu bile tarifelerle belirlenmekte ve pazarlık dışı bırakılmaktadır. Girişimci karşısında sözleşmenin diğer tarafı, ya kendisine dayatılan koşullarla sözleşmeyi kuracak ya da söz konusu sözleşmenin içerdiği edim veya hizmetten vazgeçmek zorunda kalacaktır. Başka bir ifadeyle, birey önüne konulan metin karşısında, sadece “evet” ya da “hayır” diyebilecek, buna karşılık, “evet, ama” seçeneğinden yoksun olacaktır. Hizmet ya da edimden hiç yararlanmamanın söz konusu olmaması ve “evet, ama” deme olanağı bulunmaması karşısında, bireyin bu tür sözleşmelerin uygulanmasında kanunla korunması zorunluluğu ortadadır. Tasarıda, genel işlem koşullarının tâbi olduğu geçerlilik kuralları, bunlara aykırılığın yaptırımları ve genel işlem koşullarının yorumlanması gibi konuların açıklığa kavuşturulması amacıyla, bütün sözleşmeleri kapsayacak emredici genel hükümler şeklinde düzenlenmesi zorunlu görülmüştür.” ( Türk Borçlar Kanunu madde 20’nin gerekçesi)
TBK madde 20’nin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere genel işlem koşulları, kanunda düzenlenerek koruma altına alınmıştır.
A. GENEL İŞLEM KOŞULLARININ UNSURLARI
1. ÇOK SAYIDAKİ BENZER SÖZLEŞMEDE KULLANMAK AMACI İLE HAZIRLANMALI
TBK madde 20’de genel işlem koşullarının düzenleyen tarafından ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla karşı tarafa sunulan sözleşme hükümleri olduğu düzenlenmiştir. Yani sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu olabilmesi için düzenleyici tarafından bir sözleşme için hazırlanan sözleşme hükümleri standart hale getirilerek çok sayıda benzer sözleşmede de kullanılmalıdır.
Genel işlem koşullarının sadece ileride kullanılabilecek nitelikte olma amacı taşıması yeterlidir.[7] Bu sebeple genel işlem koşulları, soyut ve genel nitelikte birçok sözleşme için kullanılabilecek ifadeler taşımaktadır.[8]
2. ÖNCEDEN HAZIRLANMALI
Genel işlem koşullarını içeren sözleşmeler maktu sözleşmelerdir. Taraflardan biri önceden maktu olarak hazırlamış olduğu sözleşmeyi diğer tarafa sunar. Taraflar bu sözleşmelerde herhangi bir fikir alışverişi yapmazlar. Kendisine sözleşme sunulan taraf sözleşmeyi kabul edebilir veya reddedebilir.
3. DÜZENLEYEN TEK BAŞINA HAZIRLAMALI
TBK m.20/1’deki “tek taraflı” ifadesinden karşı tarafın, genel işlem koşullarının hazırlanması sürecine katılmadığı anlaşılmalıdır. Bu koşulları, karşı tarafa sunmadan kastedilen ise şartların müzakere edilmesini sağlamak olmayıp kabul edilmesine yönelik bir eylemdir.[9]
IV. SİGORTA SÖZLEŞMELERİ YÖNÜNDEN GENEL İŞLEM KOŞULLARI VE YARGISAL DENETİM
Genel işlem koşullarını kullanan sigorta şirketlerinin milyonlarca müşterisinin her biriyle bireysel sözleşme yapmaları beklenemeyeceği gibi aynı zamanda her müşteri ile ayrı ayrı sözleşme yapmak da imkânsızdır. Ancak bu durum sözleşmelerin denetlenmeyeceği anlamına gelmemektedir.[10] Sigorta sözleşmelerini hazırlayan sigorta şirketleri sigorta ettirenlere göre daha güçlü konumdadır. Bu sebeple de güçsüz konumda olan sigortalıları hukuken koruyacak hükümler gerekmektedir.
Sigorta ettirenler ekonomik, teknik ve hukukî yönden bilgi yetersizliği içerisinde olduğu için genel işlem koşullarını okusa bile hüküm ve sonuçlarını anlamamaktadır; bu kişilerin korunmasını sağlamak, yargısal denetimin amacını oluşturmaktadır.[11]
Sigorta yaptırmak isteyen kişi zarara uğradığı zaman bu zararı sigorta şirketinin ödemesi için sigorta yaptırır. Sigorta ettiren, bir zarar meydana gelmesi durumuna karşı sigorta şirketine prim ödeyerek kendini veya malını güvence altına almak ister. Ancak sigorta şirketleri eğer güçlü konumda olma durumunu kullanarak genel işlem koşullarında yer alan koşullarını sigorta ettirenin aleyhine hazırlayarak sigorta ettirenin bu hakkına erişmesini engeller ise sigorta ettiren sigorta tazminatından mahrum kalacaktır.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi, özellikle haksız şartlar ve taraflar arasındaki eşitsizliği denetleyen bir süreçtir. Türkiye'de, sigorta sözleşmelerinde yer alan şartlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ve Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde denetlenir. Yargı, bu tür sözleşmelerin adil olup olmadığını inceleyebilir ve haksız şartları geçersiz kılabilir.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi temel olarak üç aşamada gerçekleşmektedir. Genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına alınıp alınmadığının denetimi olarak yürürlük denetimi, bu koşulların açık ve anlaşılabilir nitelikte olup olmadığının tespiti yani yorum denetimi ve son olarak sözleşme kapsamına alınan bu hükümlerinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine hükümler içerip içermediğinin denetimi olarak içerik denetimi yapılmalıdır.[12]
Sözleşmelerin öncelikle Türk Borçlar Kanunu madde 27’ye: “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür” aykırı olmaması gerekmektedir. TBK madde 27’ye aykırı olmayan sözleşmeler yönünden yürürlük, yorum ve içerik denetimi yapılabilir.
1. SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE YÜRÜRLÜK DENETİMİ
Yürürlük denetimi, genel işlem koşullarının sözleşme içeriği olup olmadığı sonucuna varmak suretiyle sağlanan korumadır. Yürürlük denetimi için Türk Borçlar Kanunu madde 21’i örnek gösterebiliriz.
Türk Borçlar Kanunu madde 21/1: “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.”
Türk borçlar Kanunu madde 21/2 : “Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.”
Sigorta sözleşmelerinde sigortacı, sigorta yaptırmak isteyen kişiyi sözleşme koşulları yönünden bilgilendirmeli ve sözleşme şartlarını sigortalı ile paylaşmalı ve sigorta yaptırmak isteyen kişi sözleşme şartlarını kabul etmelidir. Aksi halde sigorta sözleşmesinde genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Sigorta ettirenin tüketici olması durumunda ise TKHK m.5’te yer alan haksız şart denetimi yapılmalıdır.[13]
Yine 5684 sayılı sigortacılık kanunu 11/1 : “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir. Ancak, sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine uygun olarak özel şartlar tesis edilebilir. Bu hususlar, sigorta sözleşmesi üzerinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açık olarak belirtilir.” Maddesinden de anlaşılacağı üzere sigorta sözleşmelerinin, TBK madde 21’de düzenlenen sözleşmelerin yanı sıra Müsteşarlıkça onaylanan genel şartlara uygun olup olmadığı da denetlenir.
2. SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE YORUM DENETİMİ
Yorum denetimi, yürürlük denetimi sonrasında yapılır. Sigorta sözleşmelerindeki maddeler birden fazla anlama geliyor veya maddeler açık değil ve anlaşılmıyor ise yorum denetimine ihtiyaç duyulur.
TBK madde 23’te “Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.” Yorum denetimi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre sözleşme maddesi anlaşılmaz veya çelişkili ise sözleşme hazırlayanın aleyhine yorumlanmalıdır. Sigorta sözleşmelerinde yorumsal denetim ile sigorta şirketinin karşısında güçsüz durumda olan sigorta ettiren korunmaktadır. Böylelikle sigortacılar, sigorta ettirenin anlamayacağı maddelere sözleşmeye koymaktan imtina edecektir.
Sigortacı, sigorta sözleşmelerini sigorta ettirenin anlayacağı, anlam karışıklığına mahal vermeyecek şekilde hazırlamalıdır. Sigorta genel şartları, sözleşmesel özellik içerdiğinden buna bağlı olarak akdi yorum ilkeleri kullanılarak sözleşme yorumlanmalıdır.[14]
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu madde 11/4 : “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.” hükmü ile sigortacının, zarar meydana geldiğinde sigortalıyı mağdur etmemesi adına sigorta sözleşmesi kurulurken teminat dışı kalacak risklere sözleşmede açıkça yer vermesi gerektiğine hükmetmiştir. Sigortacı, teminat kapsamı dışında kısmında belirtmediği riskler yönünden sorumludur yani bir riskin sadece teminat kapsamında sayılmaması yeterli değildir o riskin teminat kapsamında olmaması için teminat kapsamı dışında bırakılmış riskler arasında da sayılması gerekmektedir.
3. SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE İÇERİK DENETİMİ
6098 sayılı TBK madde 25 “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz” hükmü ile içerik denetimi düzenlenmiştir. Yani içerik denetimin temel ölçütü dürüstlük kuralıdır.
Dürüstlük kuralının temeli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 2’ye dayanmaktadır. TMK’nın yanı sıra dürüstlük kuralına Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda da yer verilmiştir.
TMK madde 2; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” hükmü ile dürüstlük kanunen koruma altına alınmıştır.
Kanunun dürüstlük kurallarına aykırılık lafzı doktrin ve yargıtay tarafından farklı şekilde ele alınmıştır. Doktrinde bu durumun bilinçli bir tercih olduğu ileri sürülmüştür.[15] Diğer yandan doktrin de bu ölçütün sözleşmenin amacına göre belirleneceği ve sözleşmenin doğasından kaynaklanan en uygun hak ve borç dağılımı paritesinin denetim ölçütü olarak kabul edilmesi gerektiği de ifade edilmiştir.[16] Yargıtay ise, genel işlem şartı olduğu ileri sürülen hükmün dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı belirlenirken, mahkemece her somut olaya göre bu durumun tartışılacağını ve değerlendirileceğini belirtmektedir.[17]
Sözleşmelerinde genel işlem koşullarına yer veren işletmeler, yürürlük ve yorum denetiminden kaçınmak amacıyla sözleşmelerini açık ve anlaşılır şekilde yaparak bu denetimleri engelledikleri görülmektedir, bu sebeple genel işlem koşulu denetiminin en önemli noktasını içerik denetimi oluşturmaktadır.[18] Diğer denetim yöntemleri gibi içerik denetimi de sigorta şirketi karşısında güçsüz konumda olan sigorta ettireni koruyacak bir denetim yöntemidir.
Sigorta genel şartları, emredici hükümlere aykırı olmadığı durumlarda, sigorta ettiren aleyhine bir durum getirerek dürüstlük kuralına aykırı bir sonuç doğabilir. Bu durumda emredici hükümler sigorta ettireni korumakla yeterli olmayacaktır. İçerik denetimiyle emredici hükümlere aykırı olmayan sigorta genel şartları denetimi tabi tutularak adil bir menfaat dengesi sağlanacaktır.[19]
TTK madde 55/1-f ; “Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
“…konut sigortasında, sigorta şartları ile sigorta ettiren bütün kapıları ve pencereleri uygun bir şekilde kısa süreli de olsa kilitlemez kapatmaz ise sigorta himayesinden yararlanamaz hükmü tartışılmıştır…”, şeklindeki sigorta genel şartı ile sigorta ettirenin sigorta sözleşmesinden beklenen fayda anlamsız hâle geldiği açıktır.[20] Bir kimsenin konutunda kısa süreli kapısını, penceresini kilitlememesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Sigortacı da bu durumu dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanmak istemektedir. Verilen örnekte de görüleceği üzere hayatın olağan akışına aykırı, sigorta ettireni büyük bir sorumluluk altına sokacak, sigorta ettirene büyük sorumluluklar yükleyecek sözleşme şartları dürüstlük kuralına aykırıdır.
TBK m. 25’te bu nitelikteki genel işlem şartlarının sözleşmeye konulamayacağı belirtilmiş, ancak söz konusu genel işlem şartlarına sözleşmede yer verilmesi durumunda bunun yaptırımının ne olacağı madde metninde açık bir şekilde düzenlenmemiştir[21] 25. Maddenin gerekçesinde dürüstlük hükmüne aykırılığın yaptırımı, kesin hükümsüzlük şeklinde kaleme alınmıştır.
Madde Gerekçesi:
“Madde 25 - 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “V. İçerik denetimi” kenar başlıklı yeni bir maddedir. Aynı kenar başlık, Alman Medenî Kanununun (BGB) 307 nci maddesinde de kullanılmıştır.
Tasarının tek fıkradan oluşan 25 inci maddesinde, genel işlem koşullarına ilişkin içerik denetimi düzenlenmektedir.
Maddede, genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı taraf aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı belirtilmektedir. Maddede yapılan düzenleme ile, ahlâka aykırılık ölçüsünde olmasa bile, öğretide dürüstlüğe aykırı olarak nitelendirilen bu tür davranışların, genel işlem koşulları alanında da önlenmesi amaçlanmıştır.
Bu tür hükümlerin yaptırımı, Tasarının 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi anlamında kesin hükümsüzlük olacaktır. Başka bir ifadeyle burada, aynı fıkranın ikinci cümlesinin uygulanması söz konusu değildir. Bu sebeple, sözleşmenin kapsamına dahil edilen hükümlerden genel işlem koşullarına konulması yasak olanlar dışındakiler, geçerliliklerini koruyacaktır. Tasarının 21 inci maddesinde genel işlem koşullarının bağlayıcılığı, bu maddede ise, söz konusu koşulların içerik denetimi düzenlenmektedir.”
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere kanun dürüstlük kuralı ile sigorta ettireni sigortacının sunmuş olduğu sigorta sözleşmesindeki genel işlem şartlarına karşı korumaktadır.
SONUÇ
Sigorta bireylerin, kurumların ve toplumun karşılaşabileceği kaza, hastalık, yangın, doğal afet gibi rizikolara karşı güvence sağlayan bir sistemdir. Sigorta sözleşmesi şekle bağlı bir sözleşme değildir. Ancak sözleşme doğmuş olmasına karşılık sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitinin ödendiği tarihte başlar. Sigorta sözleşmesinin genel hükümlerden ayrı, kendine has özellikleri de mevcuttur. Sözleşmeler hukukunun genel ilkesi olan sözleşme serbestliği ilkesi, kural olarak sigorta sözleşmelerinde de bulunmaktadır. Sözleşmenin tarafları sözleşmenin içeriğine, kapsamına kural olarak serbestçe karar verebilir.
Genel işlem koşulları Türk Borçlar Kanunu madde 20’de düzenlenmiştir. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bankalar, sigorta şirketleri, seyahat ve taşıma işletmeleri, dayanıklı tüketim malları üretimi ve pazarlaması yapan girişimciler, bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alınmış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, ancak aynı şekil ve tipteki hukukî işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür sözleşmelere, “tip sözleşme”, “kitle sözleşme”, “katılmalı sözleşme” ya da “formüler sözleşme” denilmektedir. Kitlelere yönelik bu sözleşmelerde, sözleşmenin kurulmasına ilişkin görüşmeler ve pazarlıklar yapılması söz konusu değildir.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi, özellikle haksız şartlar ve taraflar arasındaki eşitsizliği denetleyen bir süreçtir. Türkiye'de, sigorta sözleşmelerinde yer alan şartlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ve Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde denetlenir. Yargı, bu tür sözleşmelerin adil olup olmadığını inceleyebilir ve haksız şartları geçersiz kılabilir.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi temel olarak üç aşamada gerçekleşmektedir. Genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına alınıp alınmadığının denetimi olarak yürürlük denetimi, bu koşulların açık ve anlaşılabilir nitelikte olup olmadığının tespiti yani yorum denetimi ve son olarak sözleşme kapsamına alınan bu hükümlerinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine hükümler içerip içermediğinin denetimi olarak içerik denetimi olmak üzere üç aşamalı bir denetleme söz konusudur.
Sigorta alanında genel işlem koşullarının yargısal denetiminin amacı sigorta şirketi karşısında güçsüz konumda olan sigorta ettiren ile sigortacı arasında denge kurabilmektir.
[1] Y. 11. HD. 26.01.1982 E.1982/74 K. 1982/1125 (www.kazanci.com.tr)
[2] SEVİNÇ KUYUCU,Aslıhan, “Sigorta Genel Şartlarının Hukuki Niteliği ve Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesine İlişkin Esaslar”, Prof. Dr. Rayegan Kender’e Saygı Günü, Sigorta Genel Şartlarının Düzenlenmesi, Denetlenmesi ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar Sempozyumu, İstanbul,Filiz Kitabevi, 2020, s.8
[3] HAVUTÇU, Ayşe, “Açık İçerik Denetimi Yoluyla Tüketicinin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması”, İzmir, Güncel Yayınevi, İzmir 2003,s.2
[4] ATAMER, Yeşim M., “Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi”, İstanbul, Beta Yayıcılık, 2001,s.61
[5] HAVUTÇU, s.3
[6] AYDOĞDU, Murat, Türk Borçlar Kanunu’nda Genel İşlem Koşullarının ve Tüketici Hukuku’nda Haksız Şartların Denetimi, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2014, s.27
[7] HAVUTÇU, s.83
[8] HAVUTÇU, s.80
[9] HAVUTÇU, s.87
[10] ÇALIŞKAN,İbrahim,Sigorta Sözleşmelerinin Genel İşlem Koşulları Bakımından İncelenmesi,Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir,2024, s.72
[11]GÜNDOĞDU, Vasvi. Sigorta Poliçesi Genel Şartları (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara , 2011., s.6 ; HAVUTÇU,s.39
[12] GÜNDOĞDU, s.111
[13] ÇALIŞKAN, s.73
[14]BAHTİYAR, Mehmet. Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve Tüketicinin Korunması, Aristo Yayınevi, İstanbul, 2020, s.33
[15] ANTALYA, Gökhan, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt I, İstanbul, 2015, s.436
[16] AYDIN, Ramazan, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar (TKHK m. 5), Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2016, Cilt 11, Sayı 1, s. 106.
[17] ÜNAL,Akın /KÖROĞLU, Emre, Genel İşlem Şartlarının İçerik Denetiminin Sonuçları, Dergipark sayı 13, Haziran 2019, s.526
[18] AYDOĞDU, Murat/ KAHVECİ,Nalan. Genel işlem Koşulları Şerhi (Türk Borçlar Kanunu Madde 20-25), 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2022, s.258
[19] ÇALIŞKAN, s.88
[20] Memiş, Tekin. Sigorta Sözleşmesi Şartlarının Yargısal Denetimi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2016, s.181, dn.320
[21] OĞUZMAN, Kemal/ ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt 1, 6098 sayılı Gözden Geçirilmiş 15. Bası, İstanbul, 2017, s. 167
KAYNAKÇA
ANTALYA, Gökhan, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt I, İstanbul, 2015
AYDIN, Ramazan, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar (TKHK m. 5), Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2016, Cilt 11, Sayı
AYDOĞDU, Murat, Türk Borçlar Kanunu’nda Genel İşlem Koşullarının ve Tüketici Hukuku’nda Haksız Şartların Denetimi, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2014
AYDOĞDU, Murat/ KAHVECİ,Nalan. Genel işlem Koşulları Şerhi (Türk Borçlar Kanunu Madde 20-25), 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2022
ATAMER, Yeşim M., “Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi”, İstanbul, Beta Yayıcılık, 2001
BAHTİYAR, Mehmet. Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve Tüketicinin Korunması, Aristo Yayınevi, İstanbul, 2020
ÇALIŞKAN, İbrahim,Sigorta Sözleşmelerinin Genel İşlem Koşulları Bakımından İncelenmesi,Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir,2024
HAVUTÇU, Ayşe, “Açık İçerik Denetimi Yoluyla Tüketicinin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması”, İzmir, Güncel Yayınevi, İzmir 2003
GÜNDOĞDU, Vasvi. Sigorta Poliçesi Genel Şartları (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara , 2011
Memiş, Tekin. Sigorta Sözleşmesi Şartlarının Yargısal Denetimi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2016, s.181, dn.320
OĞUZMAN, Kemal/ ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt 1, 6098 sayılı Gözden Geçirilmiş 15. Bası, İstanbul, 2017
SEVİNÇ KUYUCU, Aslıhan, “Sigorta Genel Şartlarının Hukuki Niteliği ve Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesine İlişkin Esaslar”, Prof. Dr. Rayegan Kender’e Saygı Günü, Sigorta Genel Şartlarının Düzenlenmesi, Denetlenmesi ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar Sempozyumu, İstanbul,Filiz Kitabevi, 2020
ÜNAL,Akın /KÖROĞLU, Emre, Genel İşlem Şartlarının İçerik Denetiminin Sonuçları, Dergipark sayı 13, Haziran 2019
GİRİŞ
Sigorta, oluşabilecek risklere karşı bireyleri, kurumları ve toplumu koruyan bir sistemdir. Tarihi süreç içerisinde insanlar çoğunlukla mal varlıklarını güvence altına almak için pek çok yöntem aramıştır. Sigortacılık faaliyetleri Babiller döneminde tüccarların mallarını ve paralarını güvence altına almak için kurulmuştur. Batı’da ise ilk deniz ticareti alanında sigortacılık faaliyetleri gelişmeye başlamıştır. Tespit edilebilen ilk sigorta poliçesi İtalya’nın Cenova Limanı’ndan Mayorka’ya “Santa Clara” adlı geminin yükünü temin etmek amacıyla düzenlendi. İlk sigorta şirketi de 1424 yılında, gene Cenova şehrinde kuruldu. Sigorta ile ilgili ilk kanuni mevzuat ise 1435 yılında yayınlanan Barselona Fermanı’dır. Türk devletlerinde ise Osmanlı Devleti öncesinde tüccarların zararları vakıflar, loncalar ve devlet desteği ile karşılanıyordu. Osmanlı Devleti’nin sigorta ile tanışması ise 18. Yüzyıla dayanıyor. Osmanlı Devletinde sigortacılık kavramını yabancı bankalar ve yabancı sigorta şirketleri başlatmıştır. Cumhuriyet döneminde ise sigortacılık 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde ele alınarak Sigortacılar Sendikası feshedilerek yerine 1924’te Sigortacılar Kulübü kuruldu. Kulüp 1960 yılında Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne dönüşmüştür.
Sigorta sözleşmeleri, sigortalı ile sigortacı arasında risk paylaşımına dayalı bir ilişki kurar. 6102 sayılı TTK madde 1401/1 gereğince sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.
Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Genel işlem koşulları bankacılık, sigortacılık, seyahat, taşıma ve iş hukuku gibi alanlarda yoğunluklu olarak kullanılmaktadır. Bu yazımızda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 20’de düzenlenen genel işlem koşullarını ve yargısal denetimlerini sigorta sözleşmeleri yönünden inceleyeceğiz.
SİGORTA SÖZLEŞMELERİ
I. SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN ŞEKİL ŞARTLARI
A. Sigorta Sözleşmesi
Sigorta, bireylerin, kurumların ve toplumun karşılaşabileceği kaza, hastalık, yangın, doğal afet gibi rizikolara karşı güvence sağlayan bir sistemdir. Sigorta sözleşmesi, sigortalı ile sigortacı arasında bir risk paylaşımı ve karşılıklı yükümlülüklerin doğduğu önemli bir hukuki belgedir. Bu sözleşmelerin geçerli olabilmesi ve tarafların haklarını koruyabilmesi için belirli şekil şartlarına uygun olması gerekir. Türk Hukuku'nda sigorta sözleşmesinin şekil şartları, Türk Ticaret Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu başta olmak üzere hukuki zemine oturulmuştur.
B. Sözleşmenin Kurulması
Sigorta sözleşmesinin şekil şartları, sigorta sözleşmesinin geçerliliği için gerekli olan temel kurallar olup, tarafların sözleşme yaparken dikkat etmesi gereken hususları içerir.
Sigorta sözleşmesi şekle bağlı bir sözleşme değildir. Ancak sözleşme doğmuş olmasına karşılık sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitinin ödendiği tarihte başlar. Sigorta sözleşmesi yapıldıktan sonra sigorta poliçesini vermeyen sigortacının doğacak zarardan sorumlu olması için primin ilk taksitinin ödenmiş olması gerekir.[1]
6098 sayılı TBK madde 1’de düzenlendiği üzere sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. Sigorta sözleşmeleri ise sigortalının sigortacıya karşı prim ödeme borcunu yerini getirmesi sonucunda sigortacının sözleşmede kararlaştırılan rizkoların gerçekleşmesi halinde meydana gelen zararı karşılamasıdır. TTK 1421. Maddesi 1. Fıkrasında “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur.” hükmü ile sigortacının sorumluluğunun ne zaman başlayacağı düzenlenmiştir.
Sigorta sözleşmesi de öneri ve kabul şartlarının gerçekleşmesi ile kurulur. Sigortacı ile sigorta sözleşmesi yapmak isteyen kişinin, sözleşmenin yapılması için verdiği teklifname, teklifname tarihinden itibaren otuz gün içinde reddedilmemişse sigorta sözleşmesi kurulmuş sayılır(TTK madde 1405/1).
II. SİGORTA SÖZLEŞMESİ HAKKINDA UYGULANACAK HÜKÜMLER
Sigorta sözleşmesi hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak TTK’da sigorta sözleşmesi hakkında hüküm bulunmayan hal ve durumlar için Türk Borçlar Kanunu uygulanır.
TTK madde 1404 ve 1408 maddeleri ile sigorta sözleşmesinin geçersiz olduğu haller sayılmıştır.
TTK madde 1404: “Sigorta ettirenin veya sigortalının, kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı bir fiilinden doğabilecek bir zararını teminat altına almak amacıyla sigorta yapılamaz.”
TTK madde 1408/1 : “Sigorta sözleşmesinin yapılması anında, sigortalanan menfaat mevcut değilse, sigorta sözleşmesi geçersizdir. Sözleşmenin yapıldığı anda varolan menfaat, sözleşmenin süresi içinde ortadan kalkarsa, sözleşme o anda geçersiz olur.”
Sigorta sözleşmesinin genel hükümlerden ayrı, kendine has özellikleri de mevcuttur. Sözleşmeler hukukunun genel ilkesi olan sözleşme serbestliği ilkesi, kural olarak sigorta sözleşmelerinde de bulunmaktadır. Sözleşmenin tarafları sözleşmenin içeriğine, kapsamına kural olarak serbestçe karar verebilir. Ancak kanun koyucu, zayıf konumda olan sigorta ettireni korumak amacıyla TTK’nın koruyucu hükümler başlığı altında 1452, 1486 ve 1520. hükümleriyle sigorta sözleşmeleri denetlenmektedir.[2]
III. GENEL İŞLEM KOŞULLARI
Genel işlem koşulları Türk Borçlar Kanunu madde 20’de düzenlenmiştir. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.
19. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan sanayi devrimi bu sözleşme modeline farklı bir boyut getirmiştir. Nitekim sanayi devrimiyle birlikte yeni üretim şekillerinin ortaya çıkması, hızlı kentleşme ile toplumların sosyal ve ekonomik yapısındaki köklü değişiklikler mal ve hizmet üretiminde kitleselleşme ihtiyacını yaratmıştır.[3] Bu kitleselleşme ihtiyacı da beraberinde sözleşmelerin daha fazla insan ile yapılmasına yol açmıştır. Müteşebbisler de ürettikleri mal ve hizmetler için önceden hazırladıkları sözleşme koşullarını, ileride benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla tipleştirerek karşı tarafa sunma yoluna gitmiştir.[4] Böylelikle sözleşmeler belirli bir kalıp içinde yapılmaya başlanmıştır. Standart sözleşmeler, içeriklerinin tamamı veya bir kısmı genel işlem koşullarıyla oluşturulmuş sözleşmelerdir[5] Genel işlem koşulları sözleşmelerin meydana getirilmesinde bir standart oluşmasını ve sözleşme hazırlama süresi yönünden tasarruf sağlamaktadır.
Genel işlem koşulları, zamanda tasarruf etme, basit bir şekilde işlemleri yapma gibi zayıf konumda olan kişiler için de yararları bulunmakla birlikte bu hükümlerin karşı taraf aleyhine düzenlenmesi, sözleşmelerin çoğunlukla uzun olması sebebiyle okunma imkanının olmaması ve zaman yetersizliği nedeniyle müşterinin okumaktan imtina etmesi de müşteri için olumsuz durumlardır.[6]
“Borçlar hukukunun temelini bireysel sözleşme modeli oluşturmaktadır. Bireysel sözleşme denilince, Borçlar Kanunu’nun 1. ve devamı maddeleri anlamında öneri, karşı öneri ve kabul gibi en sonunda irade açıklamalarının uygunluğu ve uyuşması sağlanıncaya kadar, sözleşmenin her hükmünün tartışma ve pazarlık konusu yapıldığı sözleşmeler anlaşılır. Ancak, çağımızın sosyal ve ekonomik gelişimleri, kitlelere yönelik hizmet gereksinimini yaratmış ve bunlar için üretim zorunluluğu doğurmuştur. Buna bağlı olarak, bireysel sözleşme modeli yanında, yeni bir sözleşme modeli ortaya çıkmıştır. Bankalar, sigorta şirketleri, seyahat ve taşıma işletmeleri, dayanıklı tüketim malları üretimi ve pazarlaması yapan girişimciler, bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alınmış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, ancak aynı şekil ve tipteki hukukî işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür sözleşmelere, “tip sözleşme”, “kitle sözleşme”, “katılmalı sözleşme” ya da “formüler sözleşme” denilmektedir. Kitlelere yönelik bu sözleşmelerde, sözleşmenin kurulmasına ilişkin görüşmeler ve pazarlıklar yapılması söz konusu değildir. Hatta çoğu zaman fiyat konusu bile tarifelerle belirlenmekte ve pazarlık dışı bırakılmaktadır. Girişimci karşısında sözleşmenin diğer tarafı, ya kendisine dayatılan koşullarla sözleşmeyi kuracak ya da söz konusu sözleşmenin içerdiği edim veya hizmetten vazgeçmek zorunda kalacaktır. Başka bir ifadeyle, birey önüne konulan metin karşısında, sadece “evet” ya da “hayır” diyebilecek, buna karşılık, “evet, ama” seçeneğinden yoksun olacaktır. Hizmet ya da edimden hiç yararlanmamanın söz konusu olmaması ve “evet, ama” deme olanağı bulunmaması karşısında, bireyin bu tür sözleşmelerin uygulanmasında kanunla korunması zorunluluğu ortadadır. Tasarıda, genel işlem koşullarının tâbi olduğu geçerlilik kuralları, bunlara aykırılığın yaptırımları ve genel işlem koşullarının yorumlanması gibi konuların açıklığa kavuşturulması amacıyla, bütün sözleşmeleri kapsayacak emredici genel hükümler şeklinde düzenlenmesi zorunlu görülmüştür.” ( Türk Borçlar Kanunu madde 20’nin gerekçesi)
TBK madde 20’nin gerekçesinden de anlaşılacağı üzere genel işlem koşulları, kanunda düzenlenerek koruma altına alınmıştır.
A. GENEL İŞLEM KOŞULLARININ UNSURLARI
1. ÇOK SAYIDAKİ BENZER SÖZLEŞMEDE KULLANMAK AMACI İLE HAZIRLANMALI
TBK madde 20’de genel işlem koşullarının düzenleyen tarafından ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla karşı tarafa sunulan sözleşme hükümleri olduğu düzenlenmiştir. Yani sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu olabilmesi için düzenleyici tarafından bir sözleşme için hazırlanan sözleşme hükümleri standart hale getirilerek çok sayıda benzer sözleşmede de kullanılmalıdır.
Genel işlem koşullarının sadece ileride kullanılabilecek nitelikte olma amacı taşıması yeterlidir.[7] Bu sebeple genel işlem koşulları, soyut ve genel nitelikte birçok sözleşme için kullanılabilecek ifadeler taşımaktadır.[8]
2. ÖNCEDEN HAZIRLANMALI
Genel işlem koşullarını içeren sözleşmeler maktu sözleşmelerdir. Taraflardan biri önceden maktu olarak hazırlamış olduğu sözleşmeyi diğer tarafa sunar. Taraflar bu sözleşmelerde herhangi bir fikir alışverişi yapmazlar. Kendisine sözleşme sunulan taraf sözleşmeyi kabul edebilir veya reddedebilir.
3. DÜZENLEYEN TEK BAŞINA HAZIRLAMALI
TBK m.20/1’deki “tek taraflı” ifadesinden karşı tarafın, genel işlem koşullarının hazırlanması sürecine katılmadığı anlaşılmalıdır. Bu koşulları, karşı tarafa sunmadan kastedilen ise şartların müzakere edilmesini sağlamak olmayıp kabul edilmesine yönelik bir eylemdir.[9]
IV. SİGORTA SÖZLEŞMELERİ YÖNÜNDEN GENEL İŞLEM KOŞULLARI VE YARGISAL DENETİM
Genel işlem koşullarını kullanan sigorta şirketlerinin milyonlarca müşterisinin her biriyle bireysel sözleşme yapmaları beklenemeyeceği gibi aynı zamanda her müşteri ile ayrı ayrı sözleşme yapmak da imkânsızdır. Ancak bu durum sözleşmelerin denetlenmeyeceği anlamına gelmemektedir.[10] Sigorta sözleşmelerini hazırlayan sigorta şirketleri sigorta ettirenlere göre daha güçlü konumdadır. Bu sebeple de güçsüz konumda olan sigortalıları hukuken koruyacak hükümler gerekmektedir.
Sigorta ettirenler ekonomik, teknik ve hukukî yönden bilgi yetersizliği içerisinde olduğu için genel işlem koşullarını okusa bile hüküm ve sonuçlarını anlamamaktadır; bu kişilerin korunmasını sağlamak, yargısal denetimin amacını oluşturmaktadır.[11]
Sigorta yaptırmak isteyen kişi zarara uğradığı zaman bu zararı sigorta şirketinin ödemesi için sigorta yaptırır. Sigorta ettiren, bir zarar meydana gelmesi durumuna karşı sigorta şirketine prim ödeyerek kendini veya malını güvence altına almak ister. Ancak sigorta şirketleri eğer güçlü konumda olma durumunu kullanarak genel işlem koşullarında yer alan koşullarını sigorta ettirenin aleyhine hazırlayarak sigorta ettirenin bu hakkına erişmesini engeller ise sigorta ettiren sigorta tazminatından mahrum kalacaktır.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi, özellikle haksız şartlar ve taraflar arasındaki eşitsizliği denetleyen bir süreçtir. Türkiye'de, sigorta sözleşmelerinde yer alan şartlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ve Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde denetlenir. Yargı, bu tür sözleşmelerin adil olup olmadığını inceleyebilir ve haksız şartları geçersiz kılabilir.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi temel olarak üç aşamada gerçekleşmektedir. Genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına alınıp alınmadığının denetimi olarak yürürlük denetimi, bu koşulların açık ve anlaşılabilir nitelikte olup olmadığının tespiti yani yorum denetimi ve son olarak sözleşme kapsamına alınan bu hükümlerinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine hükümler içerip içermediğinin denetimi olarak içerik denetimi yapılmalıdır.[12]
Sözleşmelerin öncelikle Türk Borçlar Kanunu madde 27’ye: “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür” aykırı olmaması gerekmektedir. TBK madde 27’ye aykırı olmayan sözleşmeler yönünden yürürlük, yorum ve içerik denetimi yapılabilir.
1. SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE YÜRÜRLÜK DENETİMİ
Yürürlük denetimi, genel işlem koşullarının sözleşme içeriği olup olmadığı sonucuna varmak suretiyle sağlanan korumadır. Yürürlük denetimi için Türk Borçlar Kanunu madde 21’i örnek gösterebiliriz.
Türk Borçlar Kanunu madde 21/1: “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.”
Türk borçlar Kanunu madde 21/2 : “Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır.”
Sigorta sözleşmelerinde sigortacı, sigorta yaptırmak isteyen kişiyi sözleşme koşulları yönünden bilgilendirmeli ve sözleşme şartlarını sigortalı ile paylaşmalı ve sigorta yaptırmak isteyen kişi sözleşme şartlarını kabul etmelidir. Aksi halde sigorta sözleşmesinde genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. Sigorta ettirenin tüketici olması durumunda ise TKHK m.5’te yer alan haksız şart denetimi yapılmalıdır.[13]
Yine 5684 sayılı sigortacılık kanunu 11/1 : “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir. Ancak, sigorta sözleşmelerinde işin özelliğine uygun olarak özel şartlar tesis edilebilir. Bu hususlar, sigorta sözleşmesi üzerinde ve özel şartlar başlığı altında herhangi bir yanılgıya neden olmayacak şekilde açık olarak belirtilir.” Maddesinden de anlaşılacağı üzere sigorta sözleşmelerinin, TBK madde 21’de düzenlenen sözleşmelerin yanı sıra Müsteşarlıkça onaylanan genel şartlara uygun olup olmadığı da denetlenir.
2. SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE YORUM DENETİMİ
Yorum denetimi, yürürlük denetimi sonrasında yapılır. Sigorta sözleşmelerindeki maddeler birden fazla anlama geliyor veya maddeler açık değil ve anlaşılmıyor ise yorum denetimine ihtiyaç duyulur.
TBK madde 23’te “Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.” Yorum denetimi düzenlenmiştir. Bu maddeye göre sözleşme maddesi anlaşılmaz veya çelişkili ise sözleşme hazırlayanın aleyhine yorumlanmalıdır. Sigorta sözleşmelerinde yorumsal denetim ile sigorta şirketinin karşısında güçsüz durumda olan sigorta ettiren korunmaktadır. Böylelikle sigortacılar, sigorta ettirenin anlamayacağı maddelere sözleşmeye koymaktan imtina edecektir.
Sigortacı, sigorta sözleşmelerini sigorta ettirenin anlayacağı, anlam karışıklığına mahal vermeyecek şekilde hazırlamalıdır. Sigorta genel şartları, sözleşmesel özellik içerdiğinden buna bağlı olarak akdi yorum ilkeleri kullanılarak sözleşme yorumlanmalıdır.[14]
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu madde 11/4 : “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır.” hükmü ile sigortacının, zarar meydana geldiğinde sigortalıyı mağdur etmemesi adına sigorta sözleşmesi kurulurken teminat dışı kalacak risklere sözleşmede açıkça yer vermesi gerektiğine hükmetmiştir. Sigortacı, teminat kapsamı dışında kısmında belirtmediği riskler yönünden sorumludur yani bir riskin sadece teminat kapsamında sayılmaması yeterli değildir o riskin teminat kapsamında olmaması için teminat kapsamı dışında bırakılmış riskler arasında da sayılması gerekmektedir.
3. SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE İÇERİK DENETİMİ
6098 sayılı TBK madde 25 “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz” hükmü ile içerik denetimi düzenlenmiştir. Yani içerik denetimin temel ölçütü dürüstlük kuralıdır.
Dürüstlük kuralının temeli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 2’ye dayanmaktadır. TMK’nın yanı sıra dürüstlük kuralına Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda da yer verilmiştir.
TMK madde 2; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” hükmü ile dürüstlük kanunen koruma altına alınmıştır.
Kanunun dürüstlük kurallarına aykırılık lafzı doktrin ve yargıtay tarafından farklı şekilde ele alınmıştır. Doktrinde bu durumun bilinçli bir tercih olduğu ileri sürülmüştür.[15] Diğer yandan doktrin de bu ölçütün sözleşmenin amacına göre belirleneceği ve sözleşmenin doğasından kaynaklanan en uygun hak ve borç dağılımı paritesinin denetim ölçütü olarak kabul edilmesi gerektiği de ifade edilmiştir.[16] Yargıtay ise, genel işlem şartı olduğu ileri sürülen hükmün dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı belirlenirken, mahkemece her somut olaya göre bu durumun tartışılacağını ve değerlendirileceğini belirtmektedir.[17]
Sözleşmelerinde genel işlem koşullarına yer veren işletmeler, yürürlük ve yorum denetiminden kaçınmak amacıyla sözleşmelerini açık ve anlaşılır şekilde yaparak bu denetimleri engelledikleri görülmektedir, bu sebeple genel işlem koşulu denetiminin en önemli noktasını içerik denetimi oluşturmaktadır.[18] Diğer denetim yöntemleri gibi içerik denetimi de sigorta şirketi karşısında güçsüz konumda olan sigorta ettireni koruyacak bir denetim yöntemidir.
Sigorta genel şartları, emredici hükümlere aykırı olmadığı durumlarda, sigorta ettiren aleyhine bir durum getirerek dürüstlük kuralına aykırı bir sonuç doğabilir. Bu durumda emredici hükümler sigorta ettireni korumakla yeterli olmayacaktır. İçerik denetimiyle emredici hükümlere aykırı olmayan sigorta genel şartları denetimi tabi tutularak adil bir menfaat dengesi sağlanacaktır.[19]
TTK madde 55/1-f ; “Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
“…konut sigortasında, sigorta şartları ile sigorta ettiren bütün kapıları ve pencereleri uygun bir şekilde kısa süreli de olsa kilitlemez kapatmaz ise sigorta himayesinden yararlanamaz hükmü tartışılmıştır…”, şeklindeki sigorta genel şartı ile sigorta ettirenin sigorta sözleşmesinden beklenen fayda anlamsız hâle geldiği açıktır.[20] Bir kimsenin konutunda kısa süreli kapısını, penceresini kilitlememesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Sigortacı da bu durumu dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanmak istemektedir. Verilen örnekte de görüleceği üzere hayatın olağan akışına aykırı, sigorta ettireni büyük bir sorumluluk altına sokacak, sigorta ettirene büyük sorumluluklar yükleyecek sözleşme şartları dürüstlük kuralına aykırıdır.
TBK m. 25’te bu nitelikteki genel işlem şartlarının sözleşmeye konulamayacağı belirtilmiş, ancak söz konusu genel işlem şartlarına sözleşmede yer verilmesi durumunda bunun yaptırımının ne olacağı madde metninde açık bir şekilde düzenlenmemiştir[21] 25. Maddenin gerekçesinde dürüstlük hükmüne aykırılığın yaptırımı, kesin hükümsüzlük şeklinde kaleme alınmıştır.
Madde Gerekçesi:
“Madde 25 - 818 sayılı Borçlar Kanununda yer verilmeyen, “V. İçerik denetimi” kenar başlıklı yeni bir maddedir. Aynı kenar başlık, Alman Medenî Kanununun (BGB) 307 nci maddesinde de kullanılmıştır.
Tasarının tek fıkradan oluşan 25 inci maddesinde, genel işlem koşullarına ilişkin içerik denetimi düzenlenmektedir.
Maddede, genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı taraf aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı belirtilmektedir. Maddede yapılan düzenleme ile, ahlâka aykırılık ölçüsünde olmasa bile, öğretide dürüstlüğe aykırı olarak nitelendirilen bu tür davranışların, genel işlem koşulları alanında da önlenmesi amaçlanmıştır.
Bu tür hükümlerin yaptırımı, Tasarının 27 nci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi anlamında kesin hükümsüzlük olacaktır. Başka bir ifadeyle burada, aynı fıkranın ikinci cümlesinin uygulanması söz konusu değildir. Bu sebeple, sözleşmenin kapsamına dahil edilen hükümlerden genel işlem koşullarına konulması yasak olanlar dışındakiler, geçerliliklerini koruyacaktır. Tasarının 21 inci maddesinde genel işlem koşullarının bağlayıcılığı, bu maddede ise, söz konusu koşulların içerik denetimi düzenlenmektedir.”
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere kanun dürüstlük kuralı ile sigorta ettireni sigortacının sunmuş olduğu sigorta sözleşmesindeki genel işlem şartlarına karşı korumaktadır.
SONUÇ
Sigorta bireylerin, kurumların ve toplumun karşılaşabileceği kaza, hastalık, yangın, doğal afet gibi rizikolara karşı güvence sağlayan bir sistemdir. Sigorta sözleşmesi şekle bağlı bir sözleşme değildir. Ancak sözleşme doğmuş olmasına karşılık sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitinin ödendiği tarihte başlar. Sigorta sözleşmesinin genel hükümlerden ayrı, kendine has özellikleri de mevcuttur. Sözleşmeler hukukunun genel ilkesi olan sözleşme serbestliği ilkesi, kural olarak sigorta sözleşmelerinde de bulunmaktadır. Sözleşmenin tarafları sözleşmenin içeriğine, kapsamına kural olarak serbestçe karar verebilir.
Genel işlem koşulları Türk Borçlar Kanunu madde 20’de düzenlenmiştir. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bankalar, sigorta şirketleri, seyahat ve taşıma işletmeleri, dayanıklı tüketim malları üretimi ve pazarlaması yapan girişimciler, bireysel sözleşmenin kurulmasından önce soyut ve tek yanlı olarak kaleme alınmış sözleşme koşulları hazırlamakta, bunlarla gelecekte kurulacak belirsiz sayıda, ancak aynı şekil ve tipteki hukukî işlemleri düzenlemektedirler. Önceden hazırlanan tipik sözleşme koşulları için genel işlem koşulları terimi kullanılmakta; bu tür sözleşmelere, “tip sözleşme”, “kitle sözleşme”, “katılmalı sözleşme” ya da “formüler sözleşme” denilmektedir. Kitlelere yönelik bu sözleşmelerde, sözleşmenin kurulmasına ilişkin görüşmeler ve pazarlıklar yapılması söz konusu değildir.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi, özellikle haksız şartlar ve taraflar arasındaki eşitsizliği denetleyen bir süreçtir. Türkiye'de, sigorta sözleşmelerinde yer alan şartlar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ve Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde denetlenir. Yargı, bu tür sözleşmelerin adil olup olmadığını inceleyebilir ve haksız şartları geçersiz kılabilir.
Sigorta sözleşmelerindeki genel işlem koşullarının yargısal denetimi temel olarak üç aşamada gerçekleşmektedir. Genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına alınıp alınmadığının denetimi olarak yürürlük denetimi, bu koşulların açık ve anlaşılabilir nitelikte olup olmadığının tespiti yani yorum denetimi ve son olarak sözleşme kapsamına alınan bu hükümlerinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine hükümler içerip içermediğinin denetimi olarak içerik denetimi olmak üzere üç aşamalı bir denetleme söz konusudur.
Sigorta alanında genel işlem koşullarının yargısal denetiminin amacı sigorta şirketi karşısında güçsüz konumda olan sigorta ettiren ile sigortacı arasında denge kurabilmektir.
[1] Y. 11. HD. 26.01.1982 E.1982/74 K. 1982/1125 (www.kazanci.com.tr)
[2] SEVİNÇ KUYUCU,Aslıhan, “Sigorta Genel Şartlarının Hukuki Niteliği ve Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesine İlişkin Esaslar”, Prof. Dr. Rayegan Kender’e Saygı Günü, Sigorta Genel Şartlarının Düzenlenmesi, Denetlenmesi ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar Sempozyumu, İstanbul,Filiz Kitabevi, 2020, s.8
[3] HAVUTÇU, Ayşe, “Açık İçerik Denetimi Yoluyla Tüketicinin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması”, İzmir, Güncel Yayınevi, İzmir 2003,s.2
[4] ATAMER, Yeşim M., “Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi”, İstanbul, Beta Yayıcılık, 2001,s.61
[5] HAVUTÇU, s.3
[6] AYDOĞDU, Murat, Türk Borçlar Kanunu’nda Genel İşlem Koşullarının ve Tüketici Hukuku’nda Haksız Şartların Denetimi, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2014, s.27
[7] HAVUTÇU, s.83
[8] HAVUTÇU, s.80
[9] HAVUTÇU, s.87
[10] ÇALIŞKAN,İbrahim,Sigorta Sözleşmelerinin Genel İşlem Koşulları Bakımından İncelenmesi,Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir,2024, s.72
[11]GÜNDOĞDU, Vasvi. Sigorta Poliçesi Genel Şartları (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara , 2011., s.6 ; HAVUTÇU,s.39
[12] GÜNDOĞDU, s.111
[13] ÇALIŞKAN, s.73
[14]BAHTİYAR, Mehmet. Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve Tüketicinin Korunması, Aristo Yayınevi, İstanbul, 2020, s.33
[15] ANTALYA, Gökhan, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt I, İstanbul, 2015, s.436
[16] AYDIN, Ramazan, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar (TKHK m. 5), Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2016, Cilt 11, Sayı 1, s. 106.
[17] ÜNAL,Akın /KÖROĞLU, Emre, Genel İşlem Şartlarının İçerik Denetiminin Sonuçları, Dergipark sayı 13, Haziran 2019, s.526
[18] AYDOĞDU, Murat/ KAHVECİ,Nalan. Genel işlem Koşulları Şerhi (Türk Borçlar Kanunu Madde 20-25), 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2022, s.258
[19] ÇALIŞKAN, s.88
[20] Memiş, Tekin. Sigorta Sözleşmesi Şartlarının Yargısal Denetimi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2016, s.181, dn.320
[21] OĞUZMAN, Kemal/ ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt 1, 6098 sayılı Gözden Geçirilmiş 15. Bası, İstanbul, 2017, s. 167
KAYNAKÇA
ANTALYA, Gökhan, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt I, İstanbul, 2015
AYDIN, Ramazan, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar (TKHK m. 5), Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2016, Cilt 11, Sayı
AYDOĞDU, Murat, Türk Borçlar Kanunu’nda Genel İşlem Koşullarının ve Tüketici Hukuku’nda Haksız Şartların Denetimi, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2014
AYDOĞDU, Murat/ KAHVECİ,Nalan. Genel işlem Koşulları Şerhi (Türk Borçlar Kanunu Madde 20-25), 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2022
ATAMER, Yeşim M., “Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi”, İstanbul, Beta Yayıcılık, 2001
BAHTİYAR, Mehmet. Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve Tüketicinin Korunması, Aristo Yayınevi, İstanbul, 2020
ÇALIŞKAN, İbrahim,Sigorta Sözleşmelerinin Genel İşlem Koşulları Bakımından İncelenmesi,Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Programı Yüksek Lisans Tezi, İzmir,2024
HAVUTÇU, Ayşe, “Açık İçerik Denetimi Yoluyla Tüketicinin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması”, İzmir, Güncel Yayınevi, İzmir 2003
GÜNDOĞDU, Vasvi. Sigorta Poliçesi Genel Şartları (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara , 2011
Memiş, Tekin. Sigorta Sözleşmesi Şartlarının Yargısal Denetimi, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2016, s.181, dn.320
OĞUZMAN, Kemal/ ÖZ, Turgut, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, Cilt 1, 6098 sayılı Gözden Geçirilmiş 15. Bası, İstanbul, 2017
SEVİNÇ KUYUCU, Aslıhan, “Sigorta Genel Şartlarının Hukuki Niteliği ve Uygulanacak Hükümlerin Belirlenmesine İlişkin Esaslar”, Prof. Dr. Rayegan Kender’e Saygı Günü, Sigorta Genel Şartlarının Düzenlenmesi, Denetlenmesi ve Uygulamada Ortaya Çıkan Sorunlar Sempozyumu, İstanbul,Filiz Kitabevi, 2020
ÜNAL,Akın /KÖROĞLU, Emre, Genel İşlem Şartlarının İçerik Denetiminin Sonuçları, Dergipark sayı 13, Haziran 2019