Unutulma hakkı, internet ortamında yer alan ve niteliği itibariyle hukuka uygun olan içeriğin kaldırılması veya erişime kısıtlanmasını talep etme hakkıdır. Yani; ilgili paylaşımın internet ortamında bulunmasının herhangi hukuki ve meşru bir sebebinin olmaması halinde bahsedilebilecek bir haktır. Kanunlarımızda açıkça unutulma hakkı düzenlenmemiştir. Ancak; 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 9. Maddesine 2020 Temmuz ayında aşağıdaki şekilde bir ekleme yapılmıştır;
"İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir."
Bu hüküm ile unutulma hakkına tabiri caiz ise göz kırpılmıştır.
Unutulma Hakkı ve İçeriğin Kaldırılmasını İsteme Hakkının Birbirinden Farkı Nedir?
Unutulma hakkı ve içeriğe erişimin internet ortamında kaldırılmasını isteme hakkı iki farklı haktır. Unutulma hakkı içeriğin internet ortamından kaldırılmasını talep hakkı değildir. Unutulma hakkı, internet ortamında yer alan olan içeriğin arama motorlarında listelenmemesini (delisting) talep hakkıdır. İçeriğe erişimin engellenmesi durumunda işbu içeriğe erişimin sınırlandırılarak belirli kişiler veya belirli konumlarda veya belirli sunucular üzerinden girebilme ve içeriğe halen erişebilme imkânları bulunmaktadır. İçeriğin internet ortamında kaldırılması için Kanun'da belirtildiği üzere talep üzerine içerik ve yer sağlayıcılar tarafından yapılabilmektedir.
5651 Sayılı Kanunun 9. Maddesinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.” Hükmü yer almaktadır. Kanun içerik ve yer sağlayıcılara bu kapsamda belirli yükümlülükler getirmiş ve 24 saat içerisinde ihlale sebep olan içeriğin kaldırılması için süre tanımıştır. Süreye uyulmadığı takdirde yine kanun tarafından para cezaları öngörülmüştür. Yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya bu Kanundaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında yüz bin Türk lirasından bir milyon Türk lirasına kadar, yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına on bin Türk lirasından elli bin Türk lirasına kadar idarî para cezası verilebilecektir. Bu idari para cezaları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı tarafından uygulanmaktadır.
Unutulma Hakkı Kapsamında İnceleme Yapılırken Hangi Kriterlere Dikkat Edilir?
Bir internet haberi unutulma hakkı kapsamında incelenirken ilgili merciiler ve sulh ceza hakimliği tarafından aşağıda yer verilen kriterler göz önüne alınacaktır;
-Yayının içeriği
-Yayında kaldığı süre
-Güncelliğini yitirme
-Tarihsel bir veri olarak kabul edilememe
-Kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği)
-Haber veya makalenin konusu
-Habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı
-Haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği
Somut her olay ve haber için tek tek bu başlıklar irdelenmelidir. Bu incelemenin sonucunda basın ve haberleşme özgürlüğü ile kişinin ihlal edilen hakları bir hukuk terazisine konulmalıdır. Hangi taraf hukuken ağır basıyor ise buna göre karar verilmelidir.
Özel Hayatın Gizliliği İhlal Edilir İse;
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler Bilgi ve Teknoloji Kurumuna doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.
Yalnızca Unutulma Hakkına Dayanarak Erişim Yasağı Talebi Mümkün Müdür?
Anayasa Mahkemesi’nin 03/03/2016 tarihli kararı unutulma hakkının hukukumuzdaki yerini sağlamlaştırmıştır. Söz konusu karara konu olay; başvurucunun yıllar önce hakkında yazılmış bir gazete haberinin gazete arşivinde mevcut olup internet ortamında erişime açık olması ile bu habere ilişkin erişim yasağı talebinde bulunması, ancak sulh ceza hakimliğinin bu talebi reddetmesi üzerine yapılan bir başvurudur. AYM konu ile ilgili şu şekilde değerlendirmeler yapmıştır;
“…şeref ve itibara yönelik bir müdahalenin Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrası kapsamında incelenebilmesi için gerekli olan belirli bir ağırlık eşiğini aşması ve müdahalenin öngörülebilir şekilde kişinin kendi eylemleri sonucu ortaya çıkmaması ön koşulları İnternet üzerinden uzun süredir devam eden yayınlar açısından farklı değerlendirilmelidir. İnternet ortamının sağladığı ulaşılabilirlik, yaygınlık, haber ve fikirlerin depolanmasındaki ve muhafazasındaki kolaylık dikkate alındığında yayımlandığı tarihte belirli ağırlık eşiğini aşmayan veya kişinin kendi eylemlerinden kaynaklanan haberlerin İnternet ortamında uzun süre erişebilir kalması kişilerin şeref ve itibarını zedeleyebilir.”
“Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu, bu hakkın kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsadığı ifade edilmiştir. Maddede ayrıca kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Kişisel veri kavramı, belirli veya kimliği belirlenebilir olmak şartıyla bir kişiye ilişkin bütün bilgileri ifade etmektedir. Kişisel verilerin korunması hakkı, kişinin onurunun korunmasının ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak bireyin hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır (AYM, E.2013/122, K.2014/74, 9/4/2014). Öte yandan kişisel verilerin korunması hakkı sadece kişisel verilerin işlenmesi sırasında değil bu veriler işlendikten sonra da düzeltilmesini veya silinmesini talep etme hakkını içermektedir. Bu hak, sadece kamu otoritesini kullanarak işlenen kişisel verileri değil gerçek ve tüzel kişiler tarafından işlenen verileri de kapsamaktadır. Dolayısıyla ifade ve basın özgürlüğü kapsamında (bkz. §§ 56-64) İnternet ortamında yayınlanan bir haberin, Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen "kişinin manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı" kapsamında kabul edilmesinin yanı sıra, kişinin kimliği ile bağlantı kurularak (Sevim Akat Eşki, B. No. 2013/2187, 19/12/2013, §§ 30,31; AYM, E.2011/34, K.2012/48, 30/3/2012; AYM, E.2009/85, K.2011/49, 10/3/2011) kişisel bir verinin alenileştirilmesi Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasının dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır.”
“İnternet'in yaygın kullanımı ile ortaya çıkan bu durum basının İnternet'i etkin olarak kullanmasıyla beraber ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması arasındaki dengeyi ilkinin lehine bozmuştur. İfade ve basın özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkı, eşit düzeyde koruma gerektiren temel hak ve özgürlüklerdir. Bu nedenle bozulan dengenin her iki temel hak arasında tekrar kurulması zorunluluk olmuştur. İnternet haberciliği ile birlikte unutulmanın zor olduğu günümüzde anılan dengenin tekrar kurulabilmesi şeref ve itibar yönünden bireylerin unutulma hakkının kabul edilmesi ile mümkün olabilir. Bu bağlamda unutulma hakkı adil dengenin kurulması için vazgeçilmez niteliktedir (Avrupa Birliği Adalet Divanı, Google Spain SL, Google Inc/İspanya Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, Mario Costeja Gonzales, C-131/12, 13/5/2014).”
“Anayasa'da açıkça düzenlenmeyen unutulma hakkı, İnternet vasıtasıyla ulaşılması kolay olan ve dijital hafızada bulunan haberlere erişiminin engellenmesi için Anayasa'nın 5., 17. ve 20. maddelerinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan unutulma hakkının kabul edilmemesi, İnternet vasıtasıyla kolayca ulaşılabilir ve uzun süre muhafaza edilebilir kişisel veriler nedeniyle başkaları tarafından kişiler hakkında ön yargı oluşturabilmesi nedeniyle manevi varlığının geliştirilmesi için gerekli onurlu bir yaşam sürdürmesine ve manevi bağımsızlığına müdahaleyi sürekli kılmaktadır.”
“Unutulma hakkının İnternet gazete arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını beklemek mümkün değildir. Nitekim özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğu açıktır. Bu durumda bir İnternet haberinin unutulma hakkı kapsamında İnternet'ten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği) habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı, haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususların her somut olay açısından incelenmesi gerekmektedir.”
“Sonuç olarak başvurucu hakkında yapılan haberler unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken haberlerdir. İnternet ortamının sağladığı kolaylıklar gözetildiğinde başvurucunun şeref ve itibarının korunması için anılan habere erişimin engellenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda erişiminin engellenmesine yönelik talebin reddedilmesiyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulduğu söylenemez. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun şeref ve itibarını koruma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.”
Özetlemek gerekir ise Anayasa Mahkemesi kararında;
Unutulma hakkının her ne kadar Anayasa’da düzenlenmese bile Anayasa’da yer alan özel hayatın gizliliği ve kişinin dokunulmazlığı ile maddi ve manevi varlığının korunması ilkeleri doğrultusu değerlendirilmesi gerektiğini, başvurucunun siyasetçi veya ünlü olmadığı, erişim engeli talep edilen haberin kamu yararı içermediği, yine bu haberin güncel ve meşru bir yanının kalmadığı, internet ortamında kolaylıkla erişim sağlanabilecek konumda olmasının başvurucunun kişilik haklarını zedelediği ve bu hak ihlalinin basın özgürlüğüne kıyasla daha ağır bastığı, bu sebepler ile erişim engeli kararı verilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
İlgili hukuki düzenlemeler ve AYM kararları ışığında unutulma hakkı kapsamında;
VEYA
Yazar : Selen SÜSLER / Avukat
Unutulma hakkı, internet ortamında yer alan ve niteliği itibariyle hukuka uygun olan içeriğin kaldırılması veya erişime kısıtlanmasını talep etme hakkıdır. Yani; ilgili paylaşımın internet ortamında bulunmasının herhangi hukuki ve meşru bir sebebinin olmaması halinde bahsedilebilecek bir haktır. Kanunlarımızda açıkça unutulma hakkı düzenlenmemiştir. Ancak; 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu’nun 9. Maddesine 2020 Temmuz ayında aşağıdaki şekilde bir ekleme yapılmıştır;
"İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir."
Bu hüküm ile unutulma hakkına tabiri caiz ise göz kırpılmıştır.
Unutulma Hakkı ve İçeriğin Kaldırılmasını İsteme Hakkının Birbirinden Farkı Nedir?
Unutulma hakkı ve içeriğe erişimin internet ortamında kaldırılmasını isteme hakkı iki farklı haktır. Unutulma hakkı içeriğin internet ortamından kaldırılmasını talep hakkı değildir. Unutulma hakkı, internet ortamında yer alan olan içeriğin arama motorlarında listelenmemesini (delisting) talep hakkıdır. İçeriğe erişimin engellenmesi durumunda işbu içeriğe erişimin sınırlandırılarak belirli kişiler veya belirli konumlarda veya belirli sunucular üzerinden girebilme ve içeriğe halen erişebilme imkânları bulunmaktadır. İçeriğin internet ortamında kaldırılması için Kanun'da belirtildiği üzere talep üzerine içerik ve yer sağlayıcılar tarafından yapılabilmektedir.
5651 Sayılı Kanunun 9. Maddesinde “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.” Hükmü yer almaktadır. Kanun içerik ve yer sağlayıcılara bu kapsamda belirli yükümlülükler getirmiş ve 24 saat içerisinde ihlale sebep olan içeriğin kaldırılması için süre tanımıştır. Süreye uyulmadığı takdirde yine kanun tarafından para cezaları öngörülmüştür. Yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya bu Kanundaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında yüz bin Türk lirasından bir milyon Türk lirasına kadar, yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına on bin Türk lirasından elli bin Türk lirasına kadar idarî para cezası verilebilecektir. Bu idari para cezaları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı tarafından uygulanmaktadır.
Unutulma Hakkı Kapsamında İnceleme Yapılırken Hangi Kriterlere Dikkat Edilir?
Bir internet haberi unutulma hakkı kapsamında incelenirken ilgili merciiler ve sulh ceza hakimliği tarafından aşağıda yer verilen kriterler göz önüne alınacaktır;
-Yayının içeriği
-Yayında kaldığı süre
-Güncelliğini yitirme
-Tarihsel bir veri olarak kabul edilememe
-Kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği)
-Haber veya makalenin konusu
-Habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı
-Haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği
Somut her olay ve haber için tek tek bu başlıklar irdelenmelidir. Bu incelemenin sonucunda basın ve haberleşme özgürlüğü ile kişinin ihlal edilen hakları bir hukuk terazisine konulmalıdır. Hangi taraf hukuken ağır basıyor ise buna göre karar verilmelidir.
Özel Hayatın Gizliliği İhlal Edilir İse;
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler Bilgi ve Teknoloji Kurumuna doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.
Yalnızca Unutulma Hakkına Dayanarak Erişim Yasağı Talebi Mümkün Müdür?
Anayasa Mahkemesi’nin 03/03/2016 tarihli kararı unutulma hakkının hukukumuzdaki yerini sağlamlaştırmıştır. Söz konusu karara konu olay; başvurucunun yıllar önce hakkında yazılmış bir gazete haberinin gazete arşivinde mevcut olup internet ortamında erişime açık olması ile bu habere ilişkin erişim yasağı talebinde bulunması, ancak sulh ceza hakimliğinin bu talebi reddetmesi üzerine yapılan bir başvurudur. AYM konu ile ilgili şu şekilde değerlendirmeler yapmıştır;
“…şeref ve itibara yönelik bir müdahalenin Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrası kapsamında incelenebilmesi için gerekli olan belirli bir ağırlık eşiğini aşması ve müdahalenin öngörülebilir şekilde kişinin kendi eylemleri sonucu ortaya çıkmaması ön koşulları İnternet üzerinden uzun süredir devam eden yayınlar açısından farklı değerlendirilmelidir. İnternet ortamının sağladığı ulaşılabilirlik, yaygınlık, haber ve fikirlerin depolanmasındaki ve muhafazasındaki kolaylık dikkate alındığında yayımlandığı tarihte belirli ağırlık eşiğini aşmayan veya kişinin kendi eylemlerinden kaynaklanan haberlerin İnternet ortamında uzun süre erişebilir kalması kişilerin şeref ve itibarını zedeleyebilir.”
“Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu, bu hakkın kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsadığı ifade edilmiştir. Maddede ayrıca kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği belirtilmiştir. Kişisel veri kavramı, belirli veya kimliği belirlenebilir olmak şartıyla bir kişiye ilişkin bütün bilgileri ifade etmektedir. Kişisel verilerin korunması hakkı, kişinin onurunun korunmasının ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak bireyin hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır (AYM, E.2013/122, K.2014/74, 9/4/2014). Öte yandan kişisel verilerin korunması hakkı sadece kişisel verilerin işlenmesi sırasında değil bu veriler işlendikten sonra da düzeltilmesini veya silinmesini talep etme hakkını içermektedir. Bu hak, sadece kamu otoritesini kullanarak işlenen kişisel verileri değil gerçek ve tüzel kişiler tarafından işlenen verileri de kapsamaktadır. Dolayısıyla ifade ve basın özgürlüğü kapsamında (bkz. §§ 56-64) İnternet ortamında yayınlanan bir haberin, Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen "kişinin manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı" kapsamında kabul edilmesinin yanı sıra, kişinin kimliği ile bağlantı kurularak (Sevim Akat Eşki, B. No. 2013/2187, 19/12/2013, §§ 30,31; AYM, E.2011/34, K.2012/48, 30/3/2012; AYM, E.2009/85, K.2011/49, 10/3/2011) kişisel bir verinin alenileştirilmesi Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasının dikkate alınmasını zorunlu kılmaktadır.”
“İnternet'in yaygın kullanımı ile ortaya çıkan bu durum basının İnternet'i etkin olarak kullanmasıyla beraber ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması arasındaki dengeyi ilkinin lehine bozmuştur. İfade ve basın özgürlüğü ile şeref ve itibarın korunması hakkı, eşit düzeyde koruma gerektiren temel hak ve özgürlüklerdir. Bu nedenle bozulan dengenin her iki temel hak arasında tekrar kurulması zorunluluk olmuştur. İnternet haberciliği ile birlikte unutulmanın zor olduğu günümüzde anılan dengenin tekrar kurulabilmesi şeref ve itibar yönünden bireylerin unutulma hakkının kabul edilmesi ile mümkün olabilir. Bu bağlamda unutulma hakkı adil dengenin kurulması için vazgeçilmez niteliktedir (Avrupa Birliği Adalet Divanı, Google Spain SL, Google Inc/İspanya Kişisel Verilerin Korunması Kurumu, Mario Costeja Gonzales, C-131/12, 13/5/2014).”
“Anayasa'da açıkça düzenlenmeyen unutulma hakkı, İnternet vasıtasıyla ulaşılması kolay olan ve dijital hafızada bulunan haberlere erişiminin engellenmesi için Anayasa'nın 5., 17. ve 20. maddelerinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan unutulma hakkının kabul edilmemesi, İnternet vasıtasıyla kolayca ulaşılabilir ve uzun süre muhafaza edilebilir kişisel veriler nedeniyle başkaları tarafından kişiler hakkında ön yargı oluşturabilmesi nedeniyle manevi varlığının geliştirilmesi için gerekli onurlu bir yaşam sürdürmesine ve manevi bağımsızlığına müdahaleyi sürekli kılmaktadır.”
“Unutulma hakkının İnternet gazete arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını beklemek mümkün değildir. Nitekim özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğu açıktır. Bu durumda bir İnternet haberinin unutulma hakkı kapsamında İnternet'ten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği) habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı, haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususların her somut olay açısından incelenmesi gerekmektedir.”
“Sonuç olarak başvurucu hakkında yapılan haberler unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken haberlerdir. İnternet ortamının sağladığı kolaylıklar gözetildiğinde başvurucunun şeref ve itibarının korunması için anılan habere erişimin engellenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda erişiminin engellenmesine yönelik talebin reddedilmesiyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulduğu söylenemez. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun şeref ve itibarını koruma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.”
Özetlemek gerekir ise Anayasa Mahkemesi kararında;
Unutulma hakkının her ne kadar Anayasa’da düzenlenmese bile Anayasa’da yer alan özel hayatın gizliliği ve kişinin dokunulmazlığı ile maddi ve manevi varlığının korunması ilkeleri doğrultusu değerlendirilmesi gerektiğini, başvurucunun siyasetçi veya ünlü olmadığı, erişim engeli talep edilen haberin kamu yararı içermediği, yine bu haberin güncel ve meşru bir yanının kalmadığı, internet ortamında kolaylıkla erişim sağlanabilecek konumda olmasının başvurucunun kişilik haklarını zedelediği ve bu hak ihlalinin basın özgürlüğüne kıyasla daha ağır bastığı, bu sebepler ile erişim engeli kararı verilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
İlgili hukuki düzenlemeler ve AYM kararları ışığında unutulma hakkı kapsamında;
VEYA
Yazar : Selen SÜSLER / Avukat